12. yüzyıl, Kudüs... Kader kendi halinde bir demirci olan genç bir adamı kahraman bir şövalye yapacaktır. Delikanlı bir prensese aşık olacak, yaklaşık yüzyıl önce burayı ele geçiren Haçlıların kaderinin çizilmesinde önemli bir rol oynayacaktır...
Epik filmlerden vazgeçemeyen Ridley Scott, Orta Çağ'dan çıkmaya pek niyetli görünmeyen genç yıldız Orlando Bloom'un yanısıra Jeremy Irons ve Liam Neeson gibi usta oyuncuları da yanına alarak tarihi bir olayı belgeliyor.
Cennet’in Krallığı Filminin Konusu
Düşmanlarınıza korkmadan karşı durun. Ölümünüze sebep olsa da doğruyu söyleyin. Güçsüz olanı koruyun ve yanlış yapmayın. Bu sizin yemininizdir...”
Yönetmen Ridley Scott destansı hikaye anlatım tarzı ile ve Gladiator, Blade Runner ve Black Hawk Down filmleri ile kendisine hayran kitlesi yaratan ender yönetmenlerden biri. KINGDOM OF HEAVEN’da dünyaya yeni şeklini veren ve Avrupa ile Doğu arasında 200 yıl süren Haçlı Seferlerini konu ediyor. Hikaye genç bir Fransız köylüsünün kaderinin bir şövalye olduğunda nasıl değiştiğini ve bir kahramanın başka insanların kaderlerini de nasıl değiştirdiğini anlatıyor.
Orlando Bloom filmde Balian adında bir demirci ustasını canlandırıyor. Ailesini ve inancını kaybeden acılı bir baba... Dini savaş uzak ve kutsal topraklarda devam etmekte onu ve kaderini ise büyük bir drama doğru yönlendirmektedir. Kaderi Balian’ın büyük bir şövalye olmasını sağlayacaktır. Ibelin’li Godfrey (Liam Neeson) Doğu’da savaştığı Haçlı Seferlerinden vatanı Fransa’ya dönmüştür. Balian’ın babası olduğu ortaya çıkınca, Godfrey gerçek şövalyeliğin ne olduğu hakkında oğlunu yetiştirecek ve onu kıtalararası destansı bir yolculuğa çıkaracaktır.
Jerusalem’de o günlerde 2inci ve 3üncü Haçlı Seferleri arasında kırılgan ve her an sonlanabilecek bir ateşkes ilan edilmiştir. Kudüs Kralı IV Baldwin (Edward Norton) barışa ve halkına bağlılık yemini etmiştir. Ibelin’in ölmeden önce kılıcını ve yeminini teslim ettiği oğlu tıpkı babası gibi Kudüs’ü her tür kötülükten korumak için yola çıkmıştır.
Ölüme çok yaklaştıkları bir deniz kazasına rağmen güçlükle ulaştıkları Kutsal Şehir’de Balian kılıç maharetleri sayesinde kendine kısa sürede bir ün yapar ve bu arada Kral’ın kızkardeşi güzel Sybilla (Eva Green)nın saygı ve hayranlığını da kazanır. Ancak Balian kendine düşman da kazanmıştır... Özellikle Sybilla’nın kocası, Templar Şövalyelerinin küstah lideri Guy de Lusignan’ın ve kralın danışmanı Tiberias’ın (Jeremy Irons) düşmanlığını. Balian kılıcını alır ve tarihe adım atar.
Ridley Scott’tan modern bir destan... Kingdom of Heaven, idealleri uğruna savaşan bir şövalyenin gözünden dünya tarihinin çok önemli bir dönemini kapsayan Haçlı Seferlerini anlatıyor. Tarihsel olayları bir insanlık dramının fonu olarak kullanan Scott, Oscar Ödülü’nü de Gladiator filmiyle bu tarz kurgusunu kullanarak kazanmıştı. Ödüllü yönetmen bu kez eski çağların mistik şövalye ruhunu bin yıl önce Müslümanlar ve Hristiyanlar arasında yaşanan bir döneme giydirerek günümüzdeki yankılarına ulaşmaya çalışıyor.
Scott ile birlikte çalışmaya başlayan senarist William Monahan 3üncü Haçlı Seferleri öncesi Kudüs’ü anlatan hikayesinde Kutsal toprakların Avrupa’lı şövalyeler tarafından yönetildiği günleri tekrar gözler önüne seriyor.Hikayenin merkezinde Balian’lı Ibelin adında kahraman bir şövalye var ve Kudüs’teki Hristiyanları Selahaddin adındaki müslüman komutanın saldırılarına karşı korumaya ve barışa yönlendirmeye yemin ediyor.
En son mcnn38 tarafından C.tesi 27 Haz. 2009, 13:39 tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Bu sıradışı çalışmada, fantastik edebiyatın ve bilim kurgu’nun tanınmış simaları aynı görev etrafında biraraya geliyorlar. Amaçları kötülüğün başını çeken bir çılgını durdurmak..
Dracula’dan Mina Harker, Görünmeyen Adam, Dr. Henry Jekyll, Kaptan Nemo ve Dorian Gray gibi farklı edebi kaynakların ana karakterlerinin yer aldığı serbest bir uyarlama.
Heyecan verici çalışma, Alan Moore ve Kevin O'Neill’ın çizgi serilerinden uyarlanmış.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Yüzyıllardır düzenlenen Ateş Okyanusu, Arabistan'da, Arap atları ve Bedevi sürücüleri arasında düzenlenen dünyanın en uzun yarışıdır. Bir gün varlıklı bir Arap şeyhi Amerikalı Süvari kuryesi Hopkins ve mustang'ı Hidalgo'yu yarışa davet eder ve üzerlerine iddiaya da girer.
Dünyanın en dayanıklı atları ve sürücüleri arasında, cehennem gibi koşullar altında tam 3000 millik bir yarış, Amerikalı dostumuz ve atı için kısa zamanda bir hayatta kalma mücadelesine dönüşecektir. Ama mustang'leri de hafife almamak gerekir....
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
1870'lerin Japonya'sında Amerikan ordusundan Yüzbaşı Nathan Algren, Japon İmparatorunun davetlisi olarak, ülkenin ilk ordusunu eğitmek üzere doğuya gelir. Modernleşme eğilimleri gösteren feodal kültür, samuray tarzını da devam ettirmektedir...
Algren, bir kaza geçirip samurayların lideri tarafından kurtarılınca köklü samuray kültürüyle tanışır ve etkilenir. Bir samuray savaşçısı gibi hareket etmeyi öğrenince büyük bir kararın eşiğine gelecektir. İki taraf arasında kalmıştır ve onurunun doğru yolu göstermesini beklemektedir...
Japonya'nın modernizasyonuna dair olan hikaye, dönemi ve atmosferi ile olduğu kadar başrolündeki Tom Cruise ile de merak uyandırıyor.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Binlerce yıl önce Mısır'da, İmhotep baş rahibi ile firavunun gözdesi Anck Su Namun gizli bir aşk yaşamaktadırlar. Ancak sevgililer yakalandığında cezaları korkunç olur. Güzel kadın intihar eder, baş rahip ise Hom-Dai, yani Ölüler Şehri Hamunaptra'ya diri diri gömülmeye mahkum edilir. Korkunç ceza infaz edilirken, rahip geri döneceğine yemin etmektedir.
1923'te Amerikalı maceracı Rick, Hamunaptra'yı bulmak isteyen İngiliz kardeşlere rehberlik etmektedir. Kaypak Johnathan, hazinelerin hayallerini kurarken, Evelyn'in merakı ise tamamen bilimseldir. Üçlü bilmeden korkunç laneti uyandıracaklardır.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
10. yüzyılın başlarında en büyük uygarlıkların birinde yaşayan Ahmet Ibn Fahdlan, siyasi bir ayrıcalıkla beraber seçkin bir konuma sahiptir. Ancak Ibn'in bir kadınla girmiş olduğu ilişki onu zor durumda bırakır ve hatta özel bir görevle ülkesinden sürülür.
Artık bambaşka bir yaşama giren Ibn'e hizmetkarı Melchisidek rehberlik etmektedir. Bir grup savaşçı ile karşılaşan Ibn, onların dertlerini dinler. savaşçıların anlattığına göre; gizemli bir düşman onları tehdit etmekte ve Kuzeyli olmayan 13. bir svaşçı onlara katılmazsa yenileceklerine inanmaktadırlar. Ve bu kişinin de Ibn olduğuna inanan savaşçılar, Ibn'in kendilerine katılmasını ister.
İlk başlarda onlara katılmayı rededen Ibn, hayatını riske soktuğu bu macera sonucunda, en büyük savaşın kendi korkularına karşı verilen olduğunu keşfedecektir
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
General Maximus’un imparatorluk içerisinde yükselmesi karşısında kıskançlığa kapılan tahtın varisi Commodus, general ile ailesinin derhal öldürülmesi emrini çıkarır. Ölümden zor kurtulan Maximus’u artık kölelik yaşamı beklemetedir. Arenaya gönderilerek orada bir gladyatör olarak eğitilir. Yıllar sonra Roma’ya geri döndüğünde tek bir amacı vardır. Yeni İmparator Commodus’u öldürerek karısıyla oğlunun katledilmesinin intikamını almak...
Maximus arenalarda geçen yılları boyunca çok önemli bir gerçeği öğrenmiştir. İmparatorun gücü ne kadar fazla olursa olsun halkın iradesi ondan çok daha güçlüdür ve intikamını alabilmenin tek yolu imparatorluğunun en büyük kahramanı olabilmekten geçmektedir.
Roma’daki büyük Colloseum Arenası’nın tam ortasında durmakta olan Romalı gladyatör, bakışları imparatorun locasına dikilmiş halde kararı beklemektedir. Yaşamın ve ölümün gücünü elinde bulunduran imparatorun baş parmağı havaya kalkmış durumdadır. Ucunun aşağıya dönmesiyle birlikte imparatorluğun acımasız yasaları işleyecek ve yendiği rakibini öldürmesi için gladyatöre gerekli sinyali vermiş olacaktır.
Richard Harris gibi emektar oyuncuları da bünyesinde barındıran filmin çekimleri sırasında hayatını kaybeden Oliver Reed'in eksik planları bilgisayar hileleriyle tamamlanmış.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Ailesi çocukken mafya tarafından öldürülmüş olan Emu O'Hara, çok güzel bir kadın ressamdır. Geçmişin hayaletleri, bu içine kapanık kadının peşini bir türlü bırakmamaktadır. Bir gün resim yaparken Yakuza üyesi oldukları anlaşılan üç adamın yakışıklı ve rüya gibi dövüşen bir katil tarafından öldürülmesine şahit olur.
Gözgöze geldiği Emu ile anında aralarında bir elektrik oluşan usta katil, esrarengiz bir uzakdoğu suç örgütü için çalışan Yo'dur. Eşsiz bir suikastçi olan Yo'nun hayatı, kurbanları için gözyaşı dökerek, melankoli içerisinde geçmektedir. Şimdi de işlediği suça şahit olan Emu'yu öldürmesi gerektiğini biliyordur. Oysa bu o kadar kolay olmayacaktır.
Çok sevilen aynı isimli Japon çizgi romanından -manga- uyarlanan bu başarılı yapım, ileride Kurtların Kardeşliği ile çok ses getirecek olan Christophe Gans'ın da, esaslı bir uzun metraj yönetmeni olarak yükselişini simgeliyor. Gans'ın stilize aksiyona olduğu kadar çizgi roman estetiğine düşkün olduğunu da bu filmle bir kez daha anlıyoruz.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Şangay'da bir gece kulübündeki kargaşadan son anda kaçan Indiana Jones, yanında uzakdoğulu küçük yardımcısı ve istemeden kader birliği ettiği genç ve çekici şarkıcı Willie olduğu halde, kendisini Hindistan'da bulur. Maceraperest arkeolog, küçük bir köydeki çocukları kaçırarak madende çalıştıran ve zulüm eden Thuggee tarikatıyla karşı karşıya gelir.
Kana susamış bu şeytani tarikatın hedefi, yüz yıl önce İngiliz sömürgeciler tarafından yasaklanan korkunç eylemlerine devam etmek için madenlerde kaybolmuş olan kutsal elmasları bulmaktır.
Serinin, ritmi en yüksek bu filminde, sinemaseverleri, zekice orkestre edilmiş soluk kesici aksiyon sahnelerinin yanısıra, sinirleri zayıf olanları rahatsız edebilecek sekanslar da bekliyor.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Amerikan İç Savaşı yıllarında, üç silahşör sürekli birbirleriyle kesişen kaderlerinin çizdiği yolda, farklı gerekçelerle aynı amaç uğruna yürüyorlardı. Bu silahşörlerin adı "İyi", "Kötü" ve "Çirkin" di ve onların için iç savaş bir cehennem değil, pratik yapma olanağıydı.
Ortak çalışan "İyi" ve "Çirkin" biraz tehlikeli ama hiç de fena kazandırmayan bir işleri vardı; "Çirkin" bir çok kentte aranan azılı bir suçlu olduğu için "İyi" onu adalete teslim edip önce ödülünü alıyor sonra da darağacından riskli bir metot ile kurtarıp bir sonraki işe kadar sağ kalmasını sağlıyordu.
Bir gün gizli bir hazinenin varlığı ortaya çıkınca bu hazinenin peşine düşen "İyi" ile "Çirkin" in araları bozuldu. Onlar birbirleriyle çatışıp didişirken ortaya üçüncü bir hazine avcısı çıktı: "Kötü"
"Kötü" bu üç silahşör içerisinde adına en fazla layık olanıydı...
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
5.000 yıl önce acımasız savaşçı kral Memnon, kaderinde çöllerin korku dolu insanlarını yönetmek olduğuna inanıyordu. Komutası altındaki zalim barbarlardan kurulu ordusuyla her tarafı sildi süpürdü ve büyük bir katliam yaptı. Öldürmediği insanları köleleştirdi. Kendisine muhalefet edenleri sistemli bir biçimde yok eden Memnon’un stratejilerinin kaynağında geleceği çok iyi gören bir büyücü vardı. Büyücünün öngörüleri sayesinde düşmanlarına ne zaman, nereden ve nasıl saldıracağını biliyordu. Bu yüzden hiçbir savaşı kaybetmedi.
Memnon’un zulmü karşısında sadece birkaç kabile direnebildi, son darbesinin kaçınılmaz olduğunu bildikleri için güçlerini birleştirme yoluna gittiler ve onu durdurabilecek tek güç olan Mathayus’un yardımını istediler. Öldürme sanatlarında beceri sahibi bir suikastçiler kuşağından gelen Mathayus, Memnon’un elindeki en tehlikeli araç olan büyücüyü safdışı edebilecek tek güçtü. Böylece Mathayus çok büyük cesaret ve dayanıklılık gerektiren bu savaşın içine girdi. Öncelikle ünlü Gomorrah kentinde bulunan Memnon’un sarayına gizlice sızarak şeytan ruhlu Memnon’un en değer verdiği varlığın güzeller güzeli Cassandra olduğunu keşfetti. Ancak Cassandra’yı öldürmektense onu rehin alıp ıssız Ölüm Vadisi’nin derinliklerine götürme yoluna gitti. Mathaus bir gerçeğin farkındaydı: Hayatta kalabilmenin tek çaresi, Memnon ile direkt bir çatışmaya girmekten geçiyordu. ABD'de hayli popüler bir karakter olan Akrep Kral'ın çizgi roman uyarlamasına göz atmak için buraya tıklayın.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Asırlardır kayıp olan yüzük bulunur ve kaderin garip bir cilvesi sonucu, küçük bir Hobbit olan Frodo'nun eline geçer. İhtiyar Gandalf, bu yüzüğün Kara Lord Sauron'a ait özel yüzük olduğunu anlar. Frodo'nun yapması gereken, Kıyamet'in Çatlakları olarak anılan diyara dalarak epik bir mücadeleye girişmek ve bu yüzüğü ebediyen ortadan kaldırmaktır.
Neyse ki yalnız çıkmayacaktır bu zorlu yolculuğa: Gandalf'ın yanısıra, bir elf olan Legolas, cüce Gimli; izci Aragorn, savaşçı Boromir ve Frodo'nun kendisi gibi Hobbit olan üç arkadaşı Merry, Pippin ve Samwise da onunla gelirler.
Dağlar, ormanlar, kar, kaleler, nehirler ve ovalar boyunca, karşılarına çıkan şeytani güçlere karşı savaşarak ilerler bu grup. Yüzüğü yoketme görevini yerine getirerek, Karanlık Lordlar hükümranlığını içinde bulundukları gerçeklikten silmektir amaçları...
Yüzüklerin Efendisi: İki Kule - The Lord of the Rings: The Two Towers
J.R.R. Tolkien'in 3 kitaplık ölümsüz eserinden uyarlanarak bir yılı aşkın süren çekimler sonucu hepsi bir arada çekilen 3 filmden ikincisi olan İki Kule, 2002 Aralık ayında vizyona girmek üzere montajlanıyor ve son rötuşları yapılıyor. İlk film olan Yüzük Kardeşliği Tolkien fanatikleri ve yeni tanışanlar tarafından aynı anda çok beğenilmiş ve yönetmeni Peter Jackson'ı hayranların gözünde zirveye taşımıştı.
İkinci film, ilkinin kaldığı yerden devam ediyor. Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin bu bölümünde, Yüzük Kardeşliği üyelerinin her birinin, kardeşlik bozulduktan sonra başlarına gelenler anlatılıyor. Kahramanlarımız, gruplar halinde Orta Dünya'nın en tehlikeli yerlerinde maceralar yaşayacaklar, yeni kavimler ve çoktan unutulmuş medeniyetlerle tanışacaklar. function ikikulepopup(){var popurl="/galeri/ikikule/galeri.asp" winpops=window.open(popurl,"","width=510,height=360,scrollbars=no")}
Frodo ve Sam, yanlarında zorunlu işbirliği yapacakları eski bir dost(!) olduğu halde Tek Yüzük'ü düşmanın tam kalbine götürmeye çalışırken, diğer hobbitler Urukhai'nin elinden kurtulabilecek mi? Karanlık tarafa geçmiş olan Saruman'ın yaptıkları yanına mı kalacak? Gandalf olmadan kahramanlarımızın başarılı olma şansı ne? Büyük karanlığın gelişi ve Yüzük Savaşı'na dek olanların anlatılacağı İki Kule, kuşkusuz üçlemenin en heyecanlı bölümlerinden birini oluşturuyor.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Vali'nin kızı Elizabeth Swann, bir korsan olan Kaptan Barbossa tarafından kaçırılır. Başka bir korsan Jack Sparrow, Elizabeth'in çocukluk arkadaşı Will Turner ile işbirliği yaparak, kızı kurtarmaya çalışır.
Peşine düştükleri korsanların ise gücünü ayışığından alan bir lanetleri vardır. Yaşam ile ölüm arasındaki sınırı aşmak ve güçlerine kavuşmak için kaçırdıkları genç kadını kullanmak istemektedirler.
17. yy'da karayiplerde geçen öykünün temelleri Walt Disney'e dayanıyor. Parlak oyuncu kadrosunu yöneten ise, Halka'nın yönetmeni olarak tanıdığımız Gore Verbinski. Filmin yapımcılığını da aksiyonun kralı Jerry Bruckheimer üstleniyor.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Teğmen John Dunbar, Amerikan İç Savaşı'nda önemli yararlılıklar göstermiştir. 1865 yılında, batıdaki terkedilmiş bir sınır karakoluna atanmak istediğinde bu isteği hemen yerine getirilir. Görevi, bölgeye getirilecek askerleri beklemek olacaktır.
Dunbar, doğanın ve yalnızlığın tadını çıkarırken tanıştığı Lakota Siularıyla yakınlaşır. Zaman içinde bu barışçıl kızılderilileri daha yakından tanıyarak dostluğunu ilerletir. Onlardan biri gibi davranmaya başladığında, aslında kızılderililerin büyüttüğü bir beyaz olan Tek Yumrukla Direnen'e aşık olacak ve gelen tehlikeleri de birlikte göğüsleyecektir.
Kevin Costner'in ilk yönetmenlik denemesi olan Kurtlarla Dans, gösterildiği 1990 yılında büyük bir coşkuyla karşılanmış, gişede çok iyi bir başarı göstermiş ve 12 dalda aday olduğu Oscar'ların 7 tanesini -En İyi Film ve En İyi Yönetmen dahil- kazanmayı bilmişti.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
1960'ların James Garner'ın başrolünde oynadığı ünlü TV dizisinden sinemaya uyarlanan film, hafif fakat keyifli bir western olarak dikkat çekiyor.
Daha önce Cehennem Silahı'nda birlikte çalışmış olan yönetmen Richard Donner ve aktör Mel Gibson, bu filmde de tecrübelerini bir araya getirerek filmi çekici kılmışlar. Gibson'a başrollerde Jodie Foster ve James Garner eşlik ediyorlar.
Kumarbaz ve silahşör Bret Maverick (Mel Gibson), dünya poker turnuvası için St.Louis'e giderken yolda güzel kumarbaz Annabelle Bransford (Jodie Foster) ve bir kanun adamı olan Zane Cooper (James Garner) ile tanışır. Maverick'in turnuvaya katılabilmesi için 5.000 dolarlık giriş parasını bulması gerekmektedir ve bunun için çabalarken başına olmadık olaylar gelir...
Özellikle eski Maverick James Garner ile Mel Gibson'ın halef/selef durumları ve usta oyunculukları ve cehennem silahıyla beğenilen yönetmen Donner'ın western türündeki başarısıyla izlenmesi gereken bir film haline geliyor Maverick...
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Kanun kaçağı Wade yakaladığında Evans, bu azılı katili mahkemeye götüremeye gönüllü olur. 3:10 Yuma trenine canlı olarak teslim etmek üzere hareket ettiklerinde, Evans ve Wade birbirlerine saygı duymaya başlarlar.
Ancak, Wade’in çetesi ve her köşede bekleyen tehlikeler yüzünden, yolculuk kaderlerine doğru bir göreve dönüşür.
Gerçek bir western klasiğinin yeniden yapımı olmasına rağmen olumlu tepkiler alan yapım özellikle oyuncuları ile ilgi çekiyor. Filmin başarısı üzerine western türü Hollywood'un yeniden ilgisini çekmeye başladı.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Jeanne D'Arc 1412 yılında Fransa'da sıradan bir köy olan Domremy'de fakir bir çifçinin kızı olarak dünyaya gelir. ''Yüzyıl Savaşları'' nın tüm hızıyla sürdüğü o yıllarda Fransa, İngilizler tarafından istila edilmektedir. Aynı zamanda ülke içten içe birbirini yemekte ve bir iç savaşa doğru sürüklenmekteydi. Fransa'yı bu kara günde bir tek şey kurtarabilirdi; bir mucize!...
O sıralar 13 yaşındaki Jeanne ise günlerini dua etmekle geçirmektedir. Genç kız sık sık tanrısal ilhamlar aldığını iddia etmeye başlar. İddiaya göre o, Tanrı tarafından Fransa'yı kurtarmak ve Fransa Kralı olacak olan PrensCharles'a yardım etmek üzere seçilmiştir. Böylece tarihteki en ilginç olaylar silsilesi başlar...
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Küçük bir kovboy kasabası olan Big Whiskey, şerif "Küçük Bill" Daggett'in sert idaresi altında sakin bir hayat sürmektedir. Ancak kasabadaki hayat kadınlarından biri, müşterileri tarafından zalimce doğranınca ortalık karışır. Şerifin, olayı görmezden gelmesi sonucu ayaklanan fahişeler, suçluların kellesine ödül koyar.
Artık yaşamayan karısı için eski hayatını geride bırakıp çiftçiliğe başlamış olan efsane kiralık katil William Munny, yeni yetme silahşör Schofield Kid tarafından baştan çıkarılır ve çocukları için son bir kez ödül avcılığı yapmaya soyunur. Bütün bunlar olurken şerif Dagget'in kasabada kiralık katilleri istemeyeceğini tahmin etmek güç değildir. Big Whiskey'nin yeni ziyaretçileri, kendini beğenmiş silahşör English Bob ve ucuz biyografi yazarı Beauchamps'ın da gelişiyle sınır kasabasında ortalık iyice karışacaktır.
Aslında gerçekten yaşayan bir efsane olan Munny'ye gelince... Henüz kasabalılara vereceği ve hayattan alacağı dersler vardır.
Clint Eastwood, eski hocası Sergio Leone'ye bir saygı gösterisi sayılacak bu filmiyle, Kevin Costner'ın Kurtlarla Dansı'ndan kısa bir süre sonra bir Western'in daha Oscarlar'a damgasını vurmasına sebep oluyor. Eastwood'un hayat verdiği Munny karakterinin, 10 yıllar önce Leone'nin "spagetti"lerinde canlandırdığı ödül avcısı tiplemesinin adeta gelecekteki hali olmasıyla da ilginçtir. Eleştirmenlerce de, sinemaseverlerce de epeyce beğenilmiş bir yapım.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
T.E. Lawrence (Peter O'Toole), Kuzey Afrika'da konuşlanmış İngiliz ordusunda görevli genç bir teğmendir. İstihbarat bölümünün harita kısmındaki pozisyonundan mutsuz olan Lawrence, bugün Suudi Arabistan olan bölgede araştırma görevi teklif edilince heyecanla kabul eder.
Bölgede savaşmakta olan Arap ordusunun komutanı olan Prens Feisal'ı (Alec Guinness) gözlemlemekte olan Lawrence, bir süre sonra bölgede kalarak Prens'e yardım etmeye karar verir.
Tarihin en ünlü casuslarından biri olan Lawrence, Araplar'ı Osmanlılar'a karşı kışkırtıp, Arap topraklarına batılı medeniyetlerin girmesine ön ayak olmuştu.
O dönemin tarihinde önemli yeri olan T.E. Lawrence'ın anılarından gazeteci Jackson Bentley'in araştırmalarıyla sinemaya aktarılan Arabistanlı Lawrence, 1963 yılında 10 dalda Oscar'a aday gösterilmiş, en iyi film ve en iyi yönetim dalları başta olmak üzere 7 dalda ödüle layık görülmüştü.
Film, Osmanlı'ya bakışı nedeniyle eleştiri alıp, Türkiye'de Geceyarısı Ekspresi ile aynı sebeplerden dolayı yoğun olarak tartışıldı.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Duygusal anlamda yoğun ve hareketli bir film olan Vatansever'in kahramanı, Mel Gibson'un canlandırdığı Benjamin Martin karakteri. Savaşmaya pek de hevesli olmayan bir kahraman Benjamin Martin: Fakat çarpışmalar çiftliğinin sınırına dayanıp da İngilizler Benjamin'in değer verdiği insanları tehdit etmeye başlayınca, kendini Amerikan Devrimi'nin içinde buluveriyor.
İdealist bir vatansever olan oğlu Gabriel'la birlikte silah kuşanıp Amerikan milislerinin başına geçiyor ve "kırmızı urbalılarla" göğüs göğüse çarpışıyor. Bunlar olurken, kendi ailesini korumasının tek yolunun genç Amerikan ulusunu topyekün bağımsızlığa taşımak olduğunu keşfediyor kahramanımız - fakat karanlık geçmişi, savaşta da peşini bırakmıyor...
Epik anlatı içinde kişisel drama yer veren The Patriot, konu itibarıyla Roland Emmerich'in daha önceki filmi Kurtuluş Günü'ne benzetiliyor. Çünkü her iki yapım da, Amerikan milliyetçiliğine övgü içeriyor.