Ay ve Güneş
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Ay ve Güneş

/

 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  Video BölümüVideo Bölümü  
SIK KULLANILAN BÖLÜMLER
Tıkla Dinle Kutucukları & Maneviyat& Aşk ve Sevgi & Lakırdı Ovası & SEYR-i ALEM & DİVAN-I EDEBİYAT
GİTMEK İSTEDİĞİNİZ BÖLÜMÜN İSMİ ÜZERİNE TIKLAYIN
EN SON GÖNDERİLEN 10 MESAJ
Konu Yazan GöndermeTarihi
Salı 05 Şub. 2019, 11:07
Cuma 25 Ocak 2019, 12:06
Salı 04 Ara. 2018, 09:09
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:29
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:26
C.tesi 17 Haz. 2017, 13:04
Perş. 25 Mayıs 2017, 09:45
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:58
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:56
Perş. 04 Mayıs 2017, 09:33

Menemen Olayı ABDULLAH AYMAZ

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
emiroğlu

avatar


Yaş : Kayıt tarihi : 09/09/08 Mesaj Sayısı : 594 Nerden : İş/Hobiler : Lakap : amcasını arıyor

MesajKonu: Menemen Olayı ABDULLAH AYMAZ Menemen Olayı ABDULLAH AYMAZ Icon_minitimePerş. 24 Ara. 2009, 10:59

1973'te Denizli'de Fakir ve Muhtaçlara Yardım Derneği Başkanı Operatör Dr. Ahmet Fahir Sağol, bir sohbette Menemen Olayı'nı şöyle anlatmıştı:
Bursa'da yağmursuzluk vardır. Bir cuma günü Ulu Cami'de bir vâiz, vaazının sonunda "Yarın şehrimize, İstanbul'dan mübarek bir zat gelecek. Cenab-ı Hak inşaallah, onun gelişiyle bizlere rahmet gönderir." der. Gerçekten cumartesi günü de yağmur yağar. Herkes bu sefer "Acaba gelen kim?" diye araştırmaya başlar. Sonra Esad Efendi'nin geldiğini ve Çekirge semtinde bir evde misafir edildiğini öğrenince ziyaretine giderler. Tam o günlerde Ankara'dan çok üstlerden idareciler de Çekirge kaplıcalarına gelmişlerdir. Esad Efendi'nin kaldığı eve insanların akın akın gelip gitmeleri dikkatlerini çeker. Onun Esad Efendi olduğunu öğrenince hemen Cumhuriyet gazetesinde "Şeyh Esad neler çeviriyor?" mealinde manşetten haberler yaptırırlar. Cemaatin içine de hafiyeler gönderirler. Fakat gelen raporlar müsbettir. Vatana millete zarar verecek hiçbir şey yoktur. Ama o günlerde dinî hayatı kısıtlayacak bazı kanunların çıkarılması istenmektedir. Onun için bazı olayların çıkması gerekmektedir. Senaryolar ve planlar hazırlanır ve içine Esad Efendi de karıştırılır. Menemen Olayı'ndan birkaç ay önce Manisa'da bazı esrarkeşler para vaadi ile kandırılır ve nasıl bir olay çıkaracakları kendilerine talim ettirilir. Bunların arasında 17 yaşında, ayakkabı tamircisi yanında çalışan bir genç de vardır. Babası, oğlunun garip bazı kişiler tarafından yönlendirildiğini söylemesine ve bunlardan kurtarılması dileğiyle emniyetten yardım istemesine rağmen hiç kimse önem vermez ve duymazdan gelinir.
Olaydan önce bu provokatörler toplanır ve kafaları esrar ile tütsülendikten sonra Manisa'dan Menemen'e doğru yola çıkarılır. Bunlar 23 Aralık 1930 günü sabaha karşı Menemen'e gelip bir camiden insanları cihada davet ederler. Namazdan sonra "Biz mehdi ordusuyuz!.. Arkamızdan 70 binlik bir şeriat ve mehdi ordusu gelmektedir. Bize katılın!.." derler... Yeni yeni açılan kahvelere giderler, kahvedekilerin kendilerine katılmasını isterler. Sonra camiden bir yeşil bayrak bulup onu isyan bayrağı gibi diker ve tütsülü kafalarla etrafında dönmeye başlarlar. Halbuki hemen yakınlarında bir karakol vardır ve cereyan edenler oradan açıkça görülmektedir. İsteseler bu esrarkeşlere müdahale edebilirler. Ama onlar da bu senaryonun bir parçasıdır. Olayı büyütmek için işin içine askerlerin de karıştırılması gerekmektedir. Onun için Menemen'deki askerî birliğe, "Burada bir irtica olayı zuhur etti!" mealinde bilgi verirler. Bir öğretmen olan Kubilay da yedek subaydır. Sabah talime gitmektedir. Bu işi halletmesi için Kubilay'a görev verilir. O da doğrudan Menemen'e inip askerleriyle olay yerine gider. Orada bu derviş görünümlü esrarkeşlere bağırıp "Dağılın buradan! Ne yapıyorsunuz!" diyerek yakalarına yapışır. Boylu boslu bu yedek subay, işin bir provokasyon olduğunu bilmediği için rahat hareket etmektedir. Ama esrarkeşlerden birisi silahını ateşleyip onu vurur. Silahlarında mermi olmayan, talime çıktıkları için hazırlıksız gelen acemi erler silahın patlamasından sonra kaçışırlar. Sadece Kubilay'ın belinde bir tabanca vardır. Onu çekmeye davranınca başını kesip yeşil sancağın etrafında dönmeye devam ederler. (Necip Fazıl merhum olayın tam burasında, olayı idare ve takip eden birisinin, "Tamam bu iş oldu!" meâlinde söz söyleyip sevinç çığlığı atarak oradan uzaklaştığını ifade eder.)
Olaya seyirci olan karakoldan bu sefer, askeriyeye, "Gönderdiğiniz subay vurulup feci şekilde başı kesildi!." diye telefon edilince kıyamet kopar!.. Bütün askeriye silaha sarılıp Menemen'e iner ve her hareket eden şeye ateş etmeye başlar... a.aymaz@zaman.com.tr
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Menemen Olayı ABDULLAH AYMAZ

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ay ve Güneş :: DİYAR-I İLİM :: TARİH :: İnkılap Tarihi -

/

forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar