Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Beğendiğiniz Düzyazılar Paz 11 Ocak 2009, 17:01
Arkadaşlar bu başlık altında beğendiğiniz edebi anlam taşıyan düzyazıları paylaşabilirsiniz..
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Kadın şair değil, şair kadın... Paz 11 Ocak 2009, 17:05
Kadın ve erkek arasındaki ayrılık, insanlık tarihinin başlangıcından bu yana tartışıldı, öyle anlaşılıyor ki tartışılmaya da devam edecek. Birçok alanda zor kabullenilen kadınların, edebiyat ve yazı hayatında da kabul görmesi o kadar kolay olmadı
Yakın zamana kadar kadından şair olup olmayacağı çok tartışıldı ülkemizde. Bundan çok değil, 40-50 yıl önce bile adı bilinen şair kadınların sayısı iki elin parmakları kadar değildi. Fakat günümüzde bu tablo büyük ölçüde değişti; artık ülkemizde çok iyi şair kadınlar var. Üstelik bunların çoğu genç nesilden. Bu genç şairlerden biri olan Gonca Özmen, geçtiğimiz perşembe günü İstanbul Üniversitesi'nin Vezneciler'deki Avrasya Enstitüsü'nde gerçekleşen "Şiirsel Söylemde Cinsiyet Sorunsalı" başlıklı konferansta bu konuda heybesinde biriktirdiklerini şiirsever bir toplulukla paylaştı. Öğrenci ve öğretim görevlilerinin çoğunlukta olduğu bir topluluğa konuşan Özmen, 'şiirde eril ve dişil söylem' kavramları hakkındaki görüşlerini paylaştı.
Gonca Özmen'in, bu yılın mart ayında yayımlanan 'Belki Sessiz' (YKY) adlı kitabı edebiyat dünyasında çokça ses getirmişti. Kitaptaki şiirlerin bazı eleştirmenlerce 'eril' bazılarınca da 'dişil' bir söyleme sahip olduğu yorumlarının kendi şiiri hakkında kafasını karıştırdığını söyleyen Özmen, konuşmasında şairlerin egemen söyleme hapsolmalarını eleştirdi. Şair kadınların erkek egemen toplumda eril bir söylemi istemeden de olsa benimsediğini ifade eden Özmen, konuşmasına sorularla başladı. 'Şiirsel söylemde erillik ve dişilliğin ne olduğu' sorusundan yola çıkan Özmen, 'kadın şair' nitelemesinin yanlış ve küçültücü bir kavram olduğunu söyledi. Cinsiyet farkının söylemde mutlaka etkili olacağından bahseden genç şair, okurun cinsiyetinin de metni algılamada farklılıklar göstereceğini ifade etti. Dünyada erkek bir kanonun varlığından bahseden Özmen, bunun sonucunda doğan eril söylemin kadını nesnelleştirdiğinden ve ötekileştirdiğinden yakındı. Kendi dâhil pek çok 'şair kadın'ın bilinçaltında yer eden egemen söylemin istemeden şiirlerine yansıdığına dikkat çeken Özmen, bu konuda kendini de eleştiren bir örneği paylaştı. Şair, Belki Sessiz'de geçen 'Ev ki kadındır bekler susarak' dizesinin eril bir söylem olduğunu sonradan fark ettiğini ve dizeyi 'Ev ki kadındır derler bekler susarak' şeklinde değiştirdiğini anlattı. Bir kelimeyle de olsa (derler) bu söylemi değiştirdiğini ifade eden şair, Adonis'in 'Kadından şair olmaz çünkü kadının kendisi şiirdir' görüşüne de karşı çıktı ve 'kadın şair' ifadesi yerine 'şair kadın' nitelemesinin daha doğru olduğunu söyledi.
Öğrenci ve öğretim görevlilerinin sonuna kadar takip ettiği konferansta Özmen, çözüm olarak şairin şiir yazarken 'cinsiyetsiz' olması gerektiğini belirtti. Hatta bir de kavram ortaya attı: Yok cinsiyetli... Bertold Brecht'in Ninni, Metin Altıok'un Deniz Feneri ve Orhan Veli'nin Tereyağı şiirlerini cinsiyetsizliğe örnek veren Gonca Özmen, büyük şairlerin egemen söyleme alternatif üsluplar ortaya koyabileceğini dile getirdi. Övgüyle karşılanan ve hakkında pek çok yazı kaleme alınan 'Belki Sessiz' edebiyat dünyasında konuşulmaya devam ederken, şairin ortaya attığı 'yok cinsiyetli' kavramının nasıl karşılık bulacağını bekleyip göreceğiz.