Ay ve Güneş
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Ay ve Güneş

/

 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  Video BölümüVideo Bölümü  
SIK KULLANILAN BÖLÜMLER
Tıkla Dinle Kutucukları & Maneviyat& Aşk ve Sevgi & Lakırdı Ovası & SEYR-i ALEM & DİVAN-I EDEBİYAT
GİTMEK İSTEDİĞİNİZ BÖLÜMÜN İSMİ ÜZERİNE TIKLAYIN
EN SON GÖNDERİLEN 10 MESAJ
Konu Yazan GöndermeTarihi
Salı 05 Şub. 2019, 11:07
Cuma 25 Ocak 2019, 12:06
Salı 04 Ara. 2018, 09:09
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:29
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:26
C.tesi 17 Haz. 2017, 13:04
Perş. 25 Mayıs 2017, 09:45
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:58
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:56
Perş. 04 Mayıs 2017, 09:33

Şartlar olgunlaşmış netekim! (AKSİYON)

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
emiroğlu

avatar


Yaş : Kayıt tarihi : 09/09/08 Mesaj Sayısı : 594 Nerden : İş/Hobiler : Lakap : amcasını arıyor

MesajKonu: Şartlar olgunlaşmış netekim! (AKSİYON) Şartlar olgunlaşmış netekim! (AKSİYON) Icon_minitimeSalı 25 Mayıs 2010, 10:27

Genelkurmay’ın 1982’de hazırladığı Türkiye’deki Anarşi ve Terörün Durumu adlı rapora bugün baktığımızda darbenin adım adım nasıl olgunlaştırıldığı ortaya çıkıyor.



12Eylül 1980… Yine bir cuma günü, sabaha karşı saat 03.59. Türkiye Radyoları yayını İstiklal Marşı’yla başladı. TRT’nin bu yayını bekleniyordu aslında. Ama günü ve saati tespit edilmemişti. Zira, zamanın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren, yıllar sonra bir itirafta bulunacak, “Müdahaleye karar vermeden bir yıl boyunca düşündük.” diyecekti.

Evren’i teyit eden açıklama, sınıf arkadaşı, dönemin II. Ordu Komutanı Orgeneral Bedrettin Demirel’den daha önce gelmişti aslında: “Bir yıl önce planlamıştık. Ama şartların olgunlaşmasını bekledik.”

TRT, İstiklal Marşı’ndan sonra Harbiye Marşı’na yer verdi o gece. Ardından Genelkurmay Başkanı Evren’in ‘Yüce Türk Milleti’ hitabıyla başlayan sesi duyuldu.

Türkiye, bu dönemde sağ-sol, Alevi-Sünni kamplarına ayrılmış, özellikle gençler ve öğrenciler arasında kanlı bıçaklı mücadeleler yaşanıyordu. Hatta, bugün çözülmeye çalışılan Kürt-Türk kardeşliği de 1970’lerin başında makası açmaya başlamıştı.

1 Mayıs 1977 tarihi önemli bir dönüm noktası oldu. Herkesin hafızasında o kanlı olaylar vardı. Başbakan Bülent Ecevit’e suikastlar bir yana, iktidar partilerinin kısa aralıklarla yenilenmesi de bu dönemin ürünü idi. Kahramanmaraş ve Çorum olayları ile kargaşa gemi azıyı almıştı zaten.

Darbenin 30. yılına girileceği bugünlerde Bedrettin Demirel ile Kenan Evren’in yukarıdaki açıklamalarının önemi neydi?

Bu sözler, Genelkurmay Başkanlığı’nın 1982’de basımını yaptığı “Türkiye’deki Anarşi ve Terörün Durumu” adlı rapor ile yan yana gelince önem kazanacaktı. Kimilerine göre bir suçüstü durumu olan rapor, Kahramanmaraş olaylarından sonra sıkıyönetim ilan edildiği 26 Aralık 1978’den 11 Şubat 1982’ye kadarki dönemi dört evreye ayırarak, Türkiye’deki terör ve anarşi olaylarını Genelkurmay’ın gözünden analiz ediyordu.

Dört dönem şu şekilde tarihlendirilmişti:

26 Aralık 1978-11 Eylül 1979 arasındaki 8 aylık süreç birinci dönem; 12 Eylül 1979, yani ihtilalden tam bir sene öncesinden 11 Eylül 1980’e kadar ikinci dönem; 12 Eylül 1980’den 11 Eylül 1981’e kadar üçüncü dönem ve 12 Eylül 1981’den 11 Şubat 1982’ye kadarki 5 aylık dördüncü dönem. Rapora göre, bu dört dönemde Türkiye’de ideolojik amaçlı 39 bin 385 olay vuku bulmuştu.

İşte raporu bugünlerde önemli kılan, tam da Kenan Evren ve Bedrettin Demirel’in “Müdahaleye karar vermeden bir yıl boyunca düşündük” dedikleri dönemi anlatan 12 Eylül 1979’dan darbeye kadarki son bir yılda olayların zirve yapmasıydı. Bir örnek verelim. Birinci dönem, yani 26 Aralık 78 ile 11 Eylül 79 arasında 2 bin 80 silahlı saldırı ve çatışma meydana gelirken, sayı 12 Eylül 1979 ile darbe gününe kadarki bir yılda 7 bin 10’a fırlamıştı. Darbeden sonra ise 610’a düşüyordu olay sayısı.

Ya kıyılan canlar? Darbeye karar verenlerin asıl sorumluluğu işte burada ortaya çıkıyordu. 11 Eylül 1979’a kadar 898 kişi hayatını kaybetmişken, bu tarihten darbe gününe kadar tam 2 bin 812 kişi can vermişti. İhtilal akabinde 282’ye inmişti zayiat. Toplamda 4 bin 40 insanın canı gitmişti bu terör sürecinde.

Afiş ve pankart asma, gösteri ve yaralı sayıları da ‘şartların olgunlaşması sürecine’ paralel seyrediyordu zaten.

Bunun sorumluluğu kime aitti?

12 Eylül 1980’e doğru yol alırken iktidarda MSP ve MHP’nin dıştan destek verdiği Süleyman Demirel’in azınlık hükûmeti bulunuyordu. Demirel, 12 Kasım 1979’da 6’ncı kez oturmuştu Başbakanlık koltuğuna. Bu dönemde sıkıyönetim de yürürlükteydi; bu yüzden o bölgelerde yetkiler askerin elindeydi. Hükûmet, askerin istediğini yapmaya hazırdı. Bunu kamuoyu böyle biliyordu. Bu yüzden Başbakan Demirel de sonraki süreçte Evren’e “Siz 11 Eylül 1980’de Antalya Tapu Müdürü müydünüz?” diyebilecekti.

Şu hususta artık zihinlere kazınmış ve yıllardır soruluyordu: 11 Eylül’de oluk oluk akan kan 12 Eylül’de nasıl bıçakla kesilir gibi durmuştu?

Film bitmiş, settekilere evlere dağılmaları mı söylenmişti yoksa?

Şu satırlar da raporu hazırlayanları aslında ele veriyordu: “12 Eylül 1980 tarihinde TSK’nın yönetime el koyması ile birlikte yurdumuzu giderek iç savaşa sürükleyen anarşi ve terörle kararlı, cesur ve amansız bir savaşım başlatılmıştır.” Evet, Evren ile ekibi, anarşi ve terörle amansız bir mücadeleye girmek için darbe sonrasını beklemişti. 12 Eylül’den önce neden ve niçin o cesur kararlılık gösterilmemişti?

Bu da darbeye biçilen bir yıllık sürenin henüz dolmadığının bir göstergesi sayılabilir miydi?

12 Eylül 1980’den bir hafta önce ile bu raporun tamamlandığı 9-15 Şubat 1982 haftasındaki olayların karşılaştırması da yapılmıştı. Buna göre, darbeden önceki hafta silahlı saldırı, gasp-soygun, öldürme ve yaralama dahil tam 448 olay gerçekleşmişti. Kamuoyu artık “Kurtarın bizi!” diyebilecekti. Buna karşılık diğer 9-15 Şubat haftasındaki olay sayısı sadece ve sadece 10 idi.

“12 Eylül Harekâtı’ndan sonra sıkıyönetim güvenlik kuvvetlerinin başarılı çalışmaları ve sağlanan güvenli ortam sayesinde ülkemiz bir silah deposu olmaktan kurtarılmıştır.” Bu ifadeler de başka bir itirafla yüklü aslında. 12 Eylül’den önce de sıkıyönetim hâkim iken ülkede o zaman başarılı çalışmalar yapılmak istenmemiş miydi acaba?

Rakamlar da bunu izah ediyordu aslında.

Aralık 78’den 11 Eylül 79’a kadar 12 bin 546; bu tarihten darbeye kadar ise 16 bin 980 silah ele geçmişti. Fakat 12 Eylül’den sonraki bir yılda sayı 735 bin 925’e yükselmişti. Yani 12 Eylül’den önce sanki bir ‘yatma yeri’ olarak algılanmış bu kurum!

Silah, cephane ve telsiz rakamları da hakeza. Onlar da neredeyse film bittikten sonra tedavülden çekilmiş. 29 bin 926 parça ihtilalden önce, 774 bin 641 tane de sonra ele geçirilmiş.

Rapordaki bir husus ayrıca dikkat çekiciydi. Birinci dönem diye ayrılan 26 Aralık 1978-11 Eylül 1979 arasında ölen terörist sayısı 37 idi. 12 Eylül 1980 gününe kadar bir yıllık dönemde 109’a çıkmıştı bu sayı. Verilerin dikkat çekici yanı, 12 Eylül 1980-11 Eylül 1981 arasındaki sayısal değerlerdi. Bu dönemde 174 terörist ölmüştü. Sokaklardaki çatışmalar darbenin olduğu gün bitti ise bu sayı nasıl ve nerede artmıştı? 26 Nisan 1982 tarihi itibariyle Askerî Yargıtay’ca onanan 26 ölüm cezasının 19’u Millî Güvenlik Konseyi’nden de geçmiş; 14’ü infaz edilmişti. Dolayısıyla 174 terörist içinde bu sayı yoktu. İşkence ve gözaltındaki ölümler mi teşkil ediyordu bu sayıyı?

Darbecileri yargılamak bir yana bu soruların cevabını kim verecekti?

Darbeden sonraki bir yıllık süreçte yakalanan 43 bin 140 sanığın yaklaşık on bini öğrenci, 2 bin 830’ü öğretmen, 6 bin 52’si işçiydi. İçlerinde 4 bin 254 memur, 6 bin 649 serbest meslek sahibi, 519 ev kadını vardı. Diğer meslek sahipleri ise 4 bin 159 kişi. Bunların 8 bin 917’si de boşta gezer, yani işsizlerden müteşekkil. 16-25 yaş aralığında olanlar 24 bin 748 ile çoğunlukta. Yaş yükseldikçe sayı azalmış. Öğrenim durumları da şöyle: Yüzde 14’ü üniversite, yüzde 36’sı ortaöğretim, yüzde 28’i ilkokul mezunu.

Bu 43 bin 140 kişinin ideolojik yapıları ise sol ağırlıklı. 21 bin 864’ü sol eylemci, 2 bin 34’ü bölücü, 5 bin 953’ü sağ eylemci. Görüşü belirlenemeyenler 13 bin 289.

“12 Eylül yönetimi işkenceyi kesinlikle onaylamamaktadır.” denilen raporun sonuç kısmında konu üzerinde titizlikle durulduğu ifade ediliyor. Az da olsa bu tür olayların vuku bulması hâlinde sorumlular hakkında kesinlikle soruşturma açıldığı kayıtlara geçmiş. Buna rağmen, 23 Şubat 1982’ye göre, ancak üç kişinin işkenceden öldüğü saptanmış.

Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, Kara Kuvvetleri Komutanı Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Sedat Celasun’dan oluşan ihtilal ekibi, darbeyi haklı çıkarmak için yaptırdığı çalışmada bir varsayıma da yer vermişti. Buna göre 12 Eylül öncesi aylık 1986,7 olay ortalaması ve 1.75 tırmanış hızına göre darbeden önce 32 bin 893 olan olay sayısı, darbe yapılmasaydı 59 bin 105’e çıkacaktı.

Raporda tabii ki başka veriler de vardı. Onlar da toplumun huzurunu kaçıran bütün bu olayların darbeden sonra nasıl sükûnete erdiğiyle alakalıydı. Ne zamana kadar mı? Muhtemelen 28 Şubat 1997 filmi için sahaya inilene dek, netekim! GENELKURMAY’IN TÜRKİYE’DEKİ ANARŞİ VE TERÖRÜN DURUMU RAPORUNDAN İSTATİSTİKLER



ELE GEÇİRİLEN SİLAHLARIN MENŞEİ



CİNSİ MİLLİYETİ

Tüfek Kalaşinkof SSCB

G-1 / G-3 Piyade Tüfeği Belçika

M-1 Piyade Tüfeği ABD

Mavzer Alman/Frs.

7,9 mm Kırıkkale Av Tüf. Türk

Tabanca Browning Belçika

Vizor Çek.

Beretta İtalya

Astra, Lama, Star İspanya

Barabellum Walter Almanya

Mab Fr.10’lusu Fransa

Sm. Weston ABD

Kırıkkale Yerli Türk

Makinalı Sten İngiltere

Tabanca Tomson ABD

MP-5 Almanya

Akrep Çek.





12 EYLÜL 1980-11 EYLÜL 1982 TARİHLERİ ARASINDA YAKALANAN SANIKLARIN MESLEK DURUMLARI



MESLEK DURUMLARI SAYISI %

Öğrenci 9.760 23

Öğretmen 2.830 7

İşçi 6.052 14

Memur 4.254 10

Serbest meslek 6.649 15

Ev kadını 519 1

Diğer meslek 4.159 10

Boşta gezer 8.917 20

Toplam 43.140 100



12 EYLÜL HAREKATININ DEĞERLENDİRİLMESİ

(12 EYLÜL ÖNCESİ OLAYLARDA AYLIK 1986.7 OLAY ORTALAMASINA VE 1.75 TIRMANIŞ HIZINA GÖRE)



DURUM OLAY SAYISI

12 Eylül Öncesi 32.893

12 Eylül Sonrası 6.492

12 Eylül Harekatı olmasaydı 59.105





SIKIYÖNETİM SÜRECİNDE ELE GEÇİRİLEN SİLAH, CEPHANE VE TELSİZ DURUMU

(26 ARALIK 1978 - 11 ŞUBAT 1982)



CİNSİ 12 Eylül 1980 1 2 Eylül 1980 SONRASI

ÖNCESİ Zor alım Halk 12 Eylül Genel

(Zor alım yoluyla) yoluyla tarafından sonrası Toplam

teslim edilen Toplam

Piyade Tüfeği 8.021 39.940 24.183 64.123

Otomatik Tüfek 5.739 615 6.354 78.498

Av Tüfeği - 7.841 346 8.187 8.187

Tüfek Toplamı 8.021 53.520 25.144 78.664 86.685

Makinalı Tabanca 21.505 3.584 2.474 6.058

Tabanca 557.371 132.552 689.923 717.486

Tabanca Toplamı 21.505 560.955 135.026 695.981 717.486

Roketatar - 24 - 24 24

Havan - 1 1 2 2

Genel Toplam 29.926 614.500 160.171 774.671 804.197

Mermi (Muhtelif Çapta) 2.153.365 2.516.962 635.707 3.152.669 5.306.034

Patlayıcı Madde 6.892 12.953 2.998 15.951 22.843

Telsiz - 94 - 94 94

Kesici ve Dürtücü Silah 707 8.040 17.495 25.535 26.242

<TABLE style="WIDTH: 100%; mso-cellspacing: 1.5pt" class=MsoNormalTable border=0 cellPadding=0 width="100%">

<TR style="mso-yfti-irow: 0; mso-yfti-firstrow: yes; mso-yfti-lastrow: yes">
<td style="BORDER-BOTTOM: #ece9d8; BORDER-LEFT: #ece9d8; PADDING-BOTTOM: 0.75pt; BACKGROUND-COLOR: transparent; PADDING-LEFT: 0.75pt; PADDING-RIGHT: 0.75pt; BORDER-TOP: #ece9d8; BORDER-RIGHT: #ece9d8; PADDING-TOP: 0.75pt">
07.09.2009 Şartlar olgunlaşmış netekim! (AKSİYON) Affraid Şartlar olgunlaşmış netekim! (AKSİYON) Sleep Şartlar olgunlaşmış netekim! (AKSİYON) Confused </TD></TR></TABLE>

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Şartlar olgunlaşmış netekim! (AKSİYON)

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ay ve Güneş :: DÜNYA VE ÜLKEMİZDE YAŞAM :: GAZETE YAZILARI ve YAZARLARI :: Aksiyon Dergisi Yazıları -

/

forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar