Aksi ile tokat yemek ABDULLAH AYMAZ

Bediüzzaman Hazretleri, Cenab-ı Hakk'ın, insanın kalbini Kendisi için bir ayna ve bir taht yaptığını, buraya hiçbir şeyin sokulmaması gerektiğini; fakat dört şeyin (acelecilik, hırs, aşk-ı mecazî ve siyaset) kalbi delip içine girdiğini, bu yüzden Cenab-ı Hakk'ın darılıp aksiyle tokat vurduğunu söylüyor...

Evet bunların birincisi aceleciliktir. Acelecilik doğrudan kalbi parçalayıp içeri girer. Artık o kimsenin gözü hiç kimseyi görmez ve hiç kimseyle istişare etmez. Hemen kararını verir ve çok yanlış yapar. Onun için düşüne taşına, sonra araştırıp soruştura ve meşveret ede ede karar verenler isabet ettikleri için Efendimiz (sas), "Teennî ile hareket etmek ve aceleye kapılmamak Allah'tandır." buyurmuştur. Kalbe bağlı bütün sistemler şeytanın kontrolüne girdiği için aceleciler hakkında da "Acele etmek şeytandandır." buyurmuştur.

Bu aceleciler, kendi işleri ve ticaretleri hakkında büyük zararlara sebep oldukları gibi, eğer bir milletin veya bir topluluğun işleri ve ticaretleri başında bulunuyorlarsa, yaptıkları zararların ne kadar büyük olduğu düşünülmeli ve böyle bir konumda kendi bildikleri gibi kendi başlarına verecekleri kararların encamından dehşete kapılıp vazgeçmelidirler.

Bir zaman bir grup arkadaşımız merhum İhsan Doğramacı'nın ziyaretine gitmişlerdi. Büyük işler başarmış bu zata şöyle bir de soru sormuşlardı: "İhsan Doğramacı'yı İhsan Doğramacı yapan nedir?" Bu soruya, üç özelliğini ele veren şöyle bir cevapla karşılık vermişti:

"Ben yardımcılarımı, daima o konuda benden daha iyi bilen ve daha iyi yöneten birilerinden seçerim. Aksi takdirde ben onun yardımcısı olmak zorunda kalırım. Yerine göre yardımcım 'Olmaz hocam! O öyle değil... Yanlış yapıyoruz!..' demeli ve beni yanlışımdan vazgeçirebilecek bilgi ve tecrübeye sahip olmalıdır. Yoksa benim hoşuma gidecek şekilde sözler söyleyip benim hatalarıma seyirci kalmamalıdır.

İkincisi; ben, beni tenkit eden herkese, hatta düşmanlarımın sözlerine bile önem veririm. Çünkü belki de beni kötülerken gerçekten bir hatamı ve bir yanlışımı tespit etmiş olabilir. Ona hemen önem veririm. Zaten boş sözler söylemişlerse hiç aldırmam...

(Bugün dünya çapında büyük şirketler, kendi hatalarını söyleyecek 'şeytanın avukatı' dedikleri kimseleri para ile tutuyorlar ve yaptıkları yanlışları ve hataları bulup söylemelerini istiyorlar. Bu bakımdan Doğramacı'nın bu tespiti çok önemli... A.A.)

Üçüncüsü; ben hiçbir zaman çok pahalı bir proje olan düşmanlarımı yok etme gibi işlerin içine girmem. Onun altından kalkmak gerçekten zordur. Ama ucuz ve kolay bir proje olan anlaşma, uzlaşma yolunu tercih ederim."

Bugün akıllı bir politikacı olan Putin, daha tehlikeli ve şiddetli olan muhaliflerine karşı kendi karşıtlarından olan mutedilleri el altından destekleyip ayakta tutuyor.

Bu hayat tecrübelerini, yaşanmış ve neticesi alınmış güzel birikimleri herkesin gözden kaçırmaması gerekiyor.

İnfiradî hareketler, tek başına verilen kararlar, 'ben bilirim, benim başkasının aklına ihtiyacım yok' havasındaki tavırlar ve hele hele sormadan danışmadan aceleden verilen hükümler her zaman bizi, bazen bir cemaati hatta bir milleti zora sokar. İki akıl bir akıldan üstündür.

Diğer üç meseleyi başka bir yazımda inşaallah ele almaya gayret edeyim.

Sleep