Ay ve Güneş
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Ay ve Güneş

/

 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  Video BölümüVideo Bölümü  
SIK KULLANILAN BÖLÜMLER
Tıkla Dinle Kutucukları & Maneviyat& Aşk ve Sevgi & Lakırdı Ovası & SEYR-i ALEM & DİVAN-I EDEBİYAT
GİTMEK İSTEDİĞİNİZ BÖLÜMÜN İSMİ ÜZERİNE TIKLAYIN
EN SON GÖNDERİLEN 10 MESAJ
Konu Yazan GöndermeTarihi
Salı 05 Şub. 2019, 11:07
Cuma 25 Ocak 2019, 12:06
Salı 04 Ara. 2018, 09:09
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:29
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:26
C.tesi 17 Haz. 2017, 13:04
Perş. 25 Mayıs 2017, 09:45
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:58
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:56
Perş. 04 Mayıs 2017, 09:33

Sahici bir adamın ardından M.Nedim Hazar n.hazar@zaman.com.tr

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
emiroğlu

avatar


Yaş : Kayıt tarihi : 09/09/08 Mesaj Sayısı : 594 Nerden : İş/Hobiler : Lakap : amcasını arıyor

MesajKonu: Sahici bir adamın ardından M.Nedim Hazar n.hazar@zaman.com.tr Sahici bir adamın ardından  M.Nedim Hazar n.hazar@zaman.com.tr  Icon_minitimeSalı 20 Kas. 2012, 13:51

Yanılmıyorsam 1991 yılı sonbaharıydı. Kısa süre önce çekilmiş olan Minyeli Abdullah ve Yalnız Değilsiniz, ‘milli sinema’ olarak bilinen akıma ikinci büyük hamlesini yaptırmış ve Feza Film gibi büyük bir ekonomik gücü sektöre kazandırmıştı. Fatih’teki Feza Sineması’nın basamaklarından inerken çantası omzunda bir adam beni solladı ve aceleci adımlarla aşağı koşarcasına gitti.

İsmail Güneş’in Çizme filmi vesilesiyle toplanmıştık. Dar kapsamlı sohbette tanıma imkanı buldum o ‘tez canlı’ adamı. İsmi Ömer Lütfi Mete idi ve Çizme filminin senaristiydi. Şöyle bir ayrıntı nakledeyim de, nasıl bir ‘dönüştürücü’ insan ile tanıştığımı siz de anlayın. İşletmeci, gelen sinemaseverlere yönelik bir kumpir fırını da getirmişti ve ilk olarak bizlere ikram ettiğinde herkes yedi patatesini. Ömer Lütfi Mete, patatesi bitirdikten sonra kabuğunu yemeye başladı ve ‘hem israf, hem farklı bir lezzetten mahrum kalıyorsunuz.’ diye vurgulayınca, herkes nezaketi bir kenara bırakıp patates kabuklarını yemeye başlamıştı.

Rahmetli Ömer ağabey ile tanışmam böyle olmuştu. Sonra değişik zamanlarda –özellikle 2000 yılına kadar- sıklıkla karşılaştık, sohbet imkanı bulduk. Çizme filminin senaryosundan belliydi Mete’nin farklı bir insan oluşu. Türkçe Ezan gibi çok önemli bir meseleyi naif bir aşkın fonuna alarak senarize etmişti. Ve öyle hassas bir dil, incitici olmayan bir üslup ile yapmıştı ki bunu, hem gerçekliğe uyuyordu hem de o güne kadar ideolojik sinemanın can yakan keskinliğini köreltmişti. Açıp izleyin Çizme’yi, bu dediğimi çok net göreceksiniz. Aslında DP ile CHP’nin çok farkı olmadığını her ikisinin de benzer kaynaktan beslendiğini, farklılığın motivasyon unsurlarından oluştuğunu bulacaksınız.

Tanıdıkça çok daha iyi anladım ki, sadece yazılarında değil, kendisi de öyleydi. Bir iyilik insanıydı Ömer Lütfi Mete. Konuşurken de yazarken de kullandığı dil, çok dikkatliydi, hassastı. Asla kaba saba olmadı, asla yıkıp dökmedi, yakıp yıkmadı.

Öte yandan sert bir mizaçlıydı. Sanırım esas espri de buradaydı. Hem sert olup, hem kırmamak… Aslında tam da Başbakan’ın ifade ettiği bir karakter, dik ama diklenmeyen! Güçlü bir imana yaslanan mizacı, sanat ile incelmişti, hem sokağı, hem inancı, hem sanatı bilen nadir insanlardan biriydi rahmetli Mete.

Bir gönül insanıydı. Muhatabı kim olursa olsun önemser ve sanki dünyanın en mühim kişisi gibi ciddiye alırdı. Şunun altını çokça çizdiğini bizzat duydum; gönüllerimiz bir… Meşhur Deli Yürek filmindeki ‘Kuşçu’ydu, Kurtlar Vadisi’ndeki ‘Ömer Baba’ydı, Ekmek Teknesi’nin Nusreddin Baba’sıydı..

Bir tahayyül insanıydı; büyük bir medeniyet tahayyülü vardı. “Dokuz kavim taşa tutsa; Yiğidi çökertmez kahır.” diyebilecek kadar inatçı bir mizaç ile dururdu bu tasavvurun arkasında. Askerlikte hafız olabilecek kadar Kur’an-ı Kerim okuyan bir iman insanıydı. Müheykel bir inancın, sağlam bir ülkünün insanıydı ama karşısındakine hep açıktı ve asla incitecek bir yaklaşımda bulunmaz, kırıcı olmazdı. Bir çile insanıydı… ‘Yaram yarimdir’ diye yazan bir insan çile insanı değil de nedir? Bir tevekkül insanıydı; ‘Allah var, gam yok’ cümlesini ilk ondan duymuştum. Bir tevazu insanıydı. O nedenle insanların içinde onlardan biri gibi sıradan görünürdü. Ne zaman ki eşiğine yaklaşırdınız o güçlü enerjisi, imanı başlardı taşmaya. Uzaktan bakınca ayırt edemezdiniz onu kalabalıklardan. İyi bir insandı Ömer Lütfi Mete... Yine kendi ifadesiyle; 3 yıl önce, ‘öldü de uyandı...’ Mekânı cennet olsun. confused
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sahici bir adamın ardından M.Nedim Hazar n.hazar@zaman.com.tr

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ay ve Güneş :: ABİDE ŞAHSİYETLER :: Tarihi Şahsiyetler -

/

Yeni bir forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar