Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: ...Su...!!! Paz 07 Eyl. 2008, 22:09
[glow=red,2,300]Su [/glow]
Su, yeryüzünün dörtte üçünü kaplayan bir sıvıdır. Bütün canlıların hayatlarını devam ettirebilmeleri için en önemli unsurlardan biridir.
Suyun birkaç hususiyeti bilhassa dikkati çekmektedir. Suyun donma hususiyeti ve altıgen şekli alması, suyun kaynama inceliği, hayat için lüzumlu oluşu söylenebilir.
Su donduğu zaman hacminde % 10 oranında bir artış göstermektedir. Hacminin % 10 oranında artışı insanı düşündürmektedir. Çünkü göl, deniz, okyanus suları donduğu zaman husule gelen buz kitleleri hiçbir zaman suyun dibine inmez, devamlı olarak suyun üstünde kalır. Suyun hava ile alâkasını bir noktaya kadar kesen yalıtılmış bir madde gibi davranıp sıcaklığının + 4 °C de sabit bir seviyede kalması bu sayede mümkün olur. Havanın sıcaklığı sıfırın altında kaç olursa olsun suyun sıcaklığı sabit kalır ve bu durum ise su içerisindeki canlıların hayatlarının devamı için gereklidir. Suyun bu hususiyeti yani donunca hacminin % 10 artması olmasaydı ne olurdu? Donan su buz olup hacmi artmasaydı, tersine diğer sıvılar gibi olup hacmi azalsaydı teşekkül eden buzun yoğunluğu sebebiyle buz kütleleri suyun dibine doğru gidecek ve suyun derinliklerinden başlayıp hava ile temas ettiği yere kadar buz kütlesi halini alacaktı. O zaman suyun içinde canlıdan bahsetmek mümkün olmayacaktı. Ayrıca bir okyanusun buz yığını olduğunu düşününce bu buz yığını erimeyecekti. Çünkü buzun erimesi için bütün buz kütlelerinin sıcaklığının sıfırın üzerinde olması lâzımdı. Zamanımızda bile okyanuslarda yüzen buz dağlarına rastlanmaktadır. Bu buz dağlarının bir bölümü suyun üzerinde olduğu halde erimiyor da, ya okyanusun dibinde olsalardı erimesinden söz edilebilir miydi? Elbette edilemezdi
Buz içinde iki oksijen atomu arasındaki uzaklık 2, 76 A° dur (1 A° : 10 -8 cm). Buzun kristal yapısı bal peteğine benzer. Bünyesinde içi boş altıgen prizmalar bulunur. Bu boşluklar sebebiyle buzun bir gramının hacmi 1,09 mililitredir. Buzun yapısı böyle olmasaydı, yani içinde boş altıgenler bulunmasaydı, bir gramının hacmi ancak 0,5 mililitre kadar olurdu.
Suyun diğer bir hususiyeti ise kaynama noktasıdır. Su, molekül ağırlığından beklenmeyecek kadar yüksek bir sıcaklıkta donar ve kaynar. Suyun kaynama noktası, oksijenin grubunda bulunan diğer element hidrürlerinin kaynama noktalarını gösteren eğrinin ekstrapolasyonuyla (eğrinin uzatılmasıyla) bulunsaydı, yaklaşık olarak -80 °C ta kaynaması lâzım gelirdi. Halbuki, bildiğimiz gibi, su deniz seviyesinde 100 °C ta kaynar. Görülüyor ki suyun kaynama noktası beklenenden daha fazladır.
Diğer hidrür bileşiklerinde ise durum şöyledir:
Buradan da anlaşılıyor ki su, müstesna bir sıvıdır. Diğer sıvılar gibi olsa idi —80 °C de kaynaması gerekirdi ve bu durumda kâinatta suyun varlığından bahsetmek mümkün olamaz ve hayat da olmazdı.
İnsan bünyesinin büyük bir bölümü sudan mürekkeptir. Hücreler içinde ve dokular arasında su vardır. İnsanın dışındaki bütün yaratıklarda da suya büyük ihtiyaç vardır.
Bir insan, beslenme ihtiyacı için nadiren bir günde iki litreden fazla su harcar. Ama temizlik ihtiyaçları için harcanan su bundan kat kat fazladır. Sanayide daha çok su sarfedilmektedir. Bir ton kağıt üretilmek istenildiği zaman binlerce ton suya ihtiyaç duyulmaktadır. Çelik ve aliminyum gibi maddeler elde edilmek istenildiği zaman da lazım olan su miktarı yine bundan çok daha fazladır.
Gökten rahmet olarak inen ve yerden âb-ı hayat gibi fışkıran suyu bize bahşeden Yüce Kudretin suda gösterdiği hikmetleri inceleme ne kadar güzel..