Ay ve Güneş
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Ay ve Güneş

/

 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  Video BölümüVideo Bölümü  
SIK KULLANILAN BÖLÜMLER
Tıkla Dinle Kutucukları & Maneviyat& Aşk ve Sevgi & Lakırdı Ovası & SEYR-i ALEM & DİVAN-I EDEBİYAT
GİTMEK İSTEDİĞİNİZ BÖLÜMÜN İSMİ ÜZERİNE TIKLAYIN
EN SON GÖNDERİLEN 10 MESAJ
Konu Yazan GöndermeTarihi
Salı 05 Şub. 2019, 11:07
Cuma 25 Ocak 2019, 12:06
Salı 04 Ara. 2018, 09:09
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:29
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:26
C.tesi 17 Haz. 2017, 13:04
Perş. 25 Mayıs 2017, 09:45
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:58
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:56
Perş. 04 Mayıs 2017, 09:33

...:::ATEŞ:::...

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
mcnn38
Admin
mcnn38

Erkek
Yaş : 43 Kayıt tarihi : 04/09/08 Mesaj Sayısı : 1871 Nerden : Geliyon İş/Hobiler : Yaşamak Lakap : GARİB

MesajKonu: ...:::ATEŞ:::... ...:::ATEŞ:::... Icon_minitimePaz 07 Eyl. 2008, 22:10

[glow=red,2,300]Ateş [/glow]




Normal insanların hepsinde, dış şartlar ne olursa olsun, 36.5-37 °C civarında bir vücut ısısı vardır. Bu mükemmel ayarlanma beyne yerleştirilmiş gerçek bir termostat tarafından sağlanmaktadır. Hastalık durumlarında bu ısı yükselir. Bu ateşli durum, normale göre daha yüksek değerde olan termostatın yeni bir düzenlenmesine bağlıdır.

Son senelerdeki araştırmalar ateşi meydana çıkaran mekanizmaların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmuştur. Bunlara göre orta derecedeki bir ateş şahsı hastalıklara karşı korur. Isı artması aynı zamanda bazı tümörlere karşı savaştan bir tedavi aracı olarak da kullanılmıştır. Bazı ateşli durumlarda alınan ateş düşürücülerin yukarda bahsedilen koruyucu etkiyi ortadan kaldırabileceği söylenmektedir.

Ateş, sadece insanlarda değil aynı zamanda diğer memelilerde, kuşlarda, sürüngenlerde, amfibilerde, balıklarda ve bazı omurgasızlarda da söz konusudur.

Binlerce yıldan beri ateş, organizma İçin faydalı olarak düşünülmüştür. Bunun için "düşmanla savaşmaya yarayan vücudun motoru"ndan ibaret sayılmıştır. Daha sonraları ise aspirin ve benzeri ateş düşürücülerle yükselen ateşin düşürülmesi denenmiş ve hasta da bu tedavi ile kendisini daha iyi hissettiği için bu defa da ateşin "zararlı bir tesir" olduğuna karar verilmiştir. En son çalışmalarda ise ateş -belki sınırda kalmak şartıyla- vücut için faydalı görülmektedir.

MERKEZÎ AYARLAMA:

Dış ısı değişikliklerine rağmen, ısı kaybı ile ısı üretimi arasındaki devamlı dengeyi sağlayan mükemmel bir düzenleme sayesinde olur. Soğuk İle karşılaşıldığında ısı üretimi kas aktivitesinde artma ve titremeye ilave olarak hücre seviyesindeki depoların yakılması suretiyle hücre metabolizmasının artması İle sağlanır.

Vücud termoregülasyon mekanizması ile alâkalı olarak suhunetini belirli bir seviyede tutmaktadır. Alınan gıdaların yakılması ile elde edilen hararet, çeşitli yollardan dışarı atılmakla muvazene kurulur. Organizmada metabolizmanın artması hararet husulünü ziyadeleştirir. Karaciğer ve adalelerin de hararet husulünde mühim rolleri vardır. Adalelerin takallüsleri veya ufak titremeleri bile hararet yükselmesine sebep olur.

Hararet, orta beyinde ve hipotalamusdaki regülatör merkez'den idare edilir.

Sürrenal bezlerinin salgıları artar. Bunların tesiri ile metabolizma derhal yükselir. Ve ısı oluşumu fazlalaşır. Bu üç salgı bezinin yetersizliğinde ısı derecesi düşüktür. Dış sıcaklığın artması deride vazodilatas-yon (damarların genişlemesi) ve terleme yapar. Hararet kaybı artar. Hormonlar ile de organlarda yeniden ısı oluşumu önlenir.

Isı değişiklikleri hakkında çevreden sinir ve kas yoluyla gelen malûmatları ısıya hassas hücreleri ile alınır. Meselâ, bir kültürfizik veya sıcak bir çevre geçici olarak ısıda artmaya sebep olur. Bunu haber olarak alan hipotalamus sinirsel veya hormonal yolla buna cevap verir ve bu değişiklikleri ısıyı normale çevirerek düzenler.

ATEŞ DURUMUNDA NE OLUR?

Isının ne kadar yükseleceğine karar veren de hipotalamustur. Isı 40 °C'ye yük-selecekse bütün mekanizmalar bu seviyeyi buluncaya kadar çalışırlar. Yani ateş, termostatın yeni düzenlemesiyle vücut ısısındaki artmanın bir neticesidir. Ateşe sebep olan faktör kaybolduktan sonra hipotalamik termostat normal değeri olan 37 °C'ye döner. Bu karar verildikten sonra kişi kendini ileri derecede bir sıcaklık içinde hisseder, zira vücut ısısı termostatın İstediği ısıdan fazladır. Bu durum geçici ve kısa bir süre içindir. Bu durumdan çabucak kurtulmak için hasta terlemeye başlar, soğuk yiyecek ve içecekleri tercih eder ve neticede vücut ısısı düşer.

ATEŞİN HAREKET NOKTASI

Bir ateş nasıl ortaya çıkar? Vakaların çoğunda hareket noktası; bakteri, virüs gibi hastalık yapıcı bir ajanın vücuda girmesidir. Bu giriş akyuvarların hücumuna maruz kalır ve akyuvarlar mikropları yutup sindirmeden önce onlara yapışırlar ve bu esnada pretojen endojen (PE) diye adlandırılan 15.000 molekül ağırlığı olan özel bir protein salgılarlar.

Vücut ısısının kontrolu hipotalamus tarafından ayarlandığına göre, ateşi açığa çıkaran bir termostatın yükselmesi pretojen endojen tarafından gerçekleştirilir. Gerçekten bu madde beyin damarlarına enjekte edildiği zaman ateşin çok çabuk bir şekilde yükseldiği görülmüştür. Zira hipotalamusun ön bölgesi bu maddeye karşı çok hassastır.

Pretojen endojen, termostatı arttırmak için hipotalamusun üzerine nasıl etki etmektedir? Kan engelini geçerek hipotalamusun ısıya hassas hücrelerine direkt olarak mı etki etmektedir? Veya bir aracı mı mevcuttur?

Son senelerdeki çalışmalar pretojen endojenle hipotalamus arasındaki muhtemel aracının prostaglandinler olabileceğini düşündürmektedir ve bu maddeler bilhassa yaralanmalarda, yanıklarda çok kuvvetli immüniter reaksiyonlarda salgllanmaktadırlar. Yabancı bir maddenin vücuda girmesiyle açığa çıkan ateşte, prostaglandinier yaralanan hücreler tarafından açığa çıkarılırlar. Aynı zamanda açığa çıkan pretojen ednojenler, böyle bir aracı vasıtasıyla termostatı arttırmak için hipotalamus üzerine etki ederler. Mekanizma buraya kadar gayet iyi anlaşılmış olsa bile, şimdilik hâlâ hipotalamusa ne şekilde etki edildiği bilinmemektedir.

ATEŞ AÇIĞA ÇIKTIKTAN SONRA NE OLMAKTADIR?

Ateş, mikroorganizma üzerine direkt olarak ve hastanın müdafaa mekanizmalarını arttırarak ta dolaylı yolla etki etmektedir. Çünkü her mikroorganizmanın yaşayabileceği optimal bir temperatür vardır; ateş bunu değiştirir ve mikroorganizmanın gelişmesini baskı altında tutar. Mesela çocuk felci virüsü İçin 37°C'lik ısı 40°C'a nazaran 250 misli daha mühimdir. 41°C'lık bir ısı ise frengiye sebep olan spiroketleri öldürür.

İnsanın dışındaki diğer canlılarda, meselâ kuşlarda normal ısı 45°C'ye kadar çıkabilmektedir ve bu da tam anlamıyla bir bağışıklık sağlamaktadır. Dolayısı ile insanın maruz kaldığı birçok durumlara bu canlılar maruz kalmamaktadır. Bu durum da bize kâinatta ayarlanan düzenin ne kadar mükemmel olduğunu ve ayarlayıcısının da herşeyi hesaba kattığını göstermektedir.

Mikroorganizmaya karşı vücudun hasıl ettiği ateşin daha birçok tesirleri vardır. Pretojen endojen, akyuvarlardan bir madde daha açığa çıkarır. Buna lökosit endojen mediatör denilmektedir. Bu ikisi, kanda mevcut olan oligoelemenilerin, özellikle demirin azalmasına sebep olurlar. Zira sıtma, tüberküloz, malta humması ve daha birçok ateşli hastalıkta kandaki demirin seviyesi yükselmektedir. Bu maddeler sebebiyle demirin kandaki seviyesinin azaltılması mikroorganizmaların büyümesini engeller. Ayrıca mikroorganizmaların ve kelat maddelerinin biyosentezi de ısının artması İle azalmaktadır.

Ateşin yükselmesi ile akyuvarların hareket kaabiliyetleri artmakta ve mikroorganizmaları imha etme istidatları çoğalmaktadır.

ASPİRİN ALMALI MI?

Termostatın nasıl normale döndüğü hakkında çok şey bilinmemektedir. Kat'i olarak bilinen, aspirin gibi ateş düşürücülerin, hipotalamus üzerine direkt olarak etki ederek ateşi düşürdükleridir. Fakat ateşin yüksek seviyeye çıkması, daha başka faktörlerin araya girmesi ve bu yönden tedavinin değişik özellikler arzetmesi sadece aspirin alma veya almama durumu gibi basit bir hadise ile elbette izah edilemez.

ATEŞİN KORUYUCU ROLÜ

Ateş, belli seviyelerde olduğu zaman, hastayı enfeksiyonlardan bizzat kendisi korumaktadır. Çok yükseldiği zaman da bir bakıma imdat sireni gibi vücudun bekçisidir ve birşeyler yapmak gerektiğini haber vermektedir.

Netice olarak, çok basit gibi görünen ateş yükselmesi bile ne kadar mükemmel mekanizmaları harekete geçirmekte ve canlının bu dünya hayatında biraz daha fazla yaşamasına yardımcı olmaktadır. Bu mekanizmalar kendiliğinden, yani bir idare edicinin emri altında olmadan hareket edemiyeceğine göre, insan denilen canlının biraz daha fazla yaşaması acaba hangi gayeye matuftur? Soruların daha iyi cevaplandırılması, imtihanın muvaffakiyetle verilmesi için süre mi uzatılmak istenilmektedir? Tabii bizlerin iyiliği düşünülerek..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://med-cezir.eniyiforum.org

...:::ATEŞ:::...

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ay ve Güneş :: DİYAR-I İLİM :: KİMYA -

/

Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar