Ay ve Güneş
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Ay ve Güneş

/

 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  Video BölümüVideo Bölümü  
SIK KULLANILAN BÖLÜMLER
Tıkla Dinle Kutucukları & Maneviyat& Aşk ve Sevgi & Lakırdı Ovası & SEYR-i ALEM & DİVAN-I EDEBİYAT
GİTMEK İSTEDİĞİNİZ BÖLÜMÜN İSMİ ÜZERİNE TIKLAYIN
EN SON GÖNDERİLEN 10 MESAJ
Konu Yazan GöndermeTarihi
Salı 05 Şub. 2019, 11:07
Cuma 25 Ocak 2019, 12:06
Salı 04 Ara. 2018, 09:09
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:29
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:26
C.tesi 17 Haz. 2017, 13:04
Perş. 25 Mayıs 2017, 09:45
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:58
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:56
Perş. 04 Mayıs 2017, 09:33

ÇOBAN VE AGAÇ

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
mcnn38
Admin
mcnn38

Erkek
Yaş : 43 Kayıt tarihi : 04/09/08 Mesaj Sayısı : 1871 Nerden : Geliyon İş/Hobiler : Yaşamak Lakap : GARİB

MesajKonu: ÇOBAN VE AGAÇ ÇOBAN VE AGAÇ Icon_minitimePerş. 04 Eyl. 2008, 20:08

ÇOBAN VE AGAÇ


Yaşlı çoban sürüsünü otlatmak için yaylaya çıktığında tepeye yakın bir elma ağacının altında dinlenir ve eğer mevsimiyse, onunla konuşarak:

"Hadi bakalım evladım, derdi. Bu ihtiyarın elmasını ver artık".

Ve bir elma düşerdi, en güzelinden, en olgunundan. Yaşlı adam sedef kakmalı çakısını çıkartarak onu dilimlere ayırır ve küçük bir tas yoğurtla birlikte ekmeğine katık ettikten sonra , babasından kalan Kur'an'ını okumaya koyulurdu.

Çoban, bu ağacı yirmi yıl kadar önce diktiğinde sık sık sular, bunun için de büyükçe bir güğüme doldurduğu abdest suyundan geriye kalanı kullanırdı. Elma ağacının kökleri , belki de bu sularla kuvvet bulmuş ve kısa sürede serpilip meyve vermeye başlamıştı. Çoban o zamanlar henüz genç sayıldığından şöyle bir uzandı mı , en güzel elmayı şıp diye koparırdı. Fakat aradan geçen bunca yıl içinde beli bükülüp boyu kısalmış, ağacınkiyse bir çınar gibi büyüyüp göklere yükselmişti.

Ama boyu ne olursa olsun, ağaç yine de yavrusu değil miydi? Onu bir evlat sevgisiyle okşarken :"Ver yavrum , derdi, gönder bakalım bu günkü kısmetimi." Ve bir elma düşerdi hiç nazlanmadan , yıllar boyu hiçbir gün aksamadan .

Köylüler, uzaktan uzağa gözledikleri bu hadiseyi birbirlerine anlatıp yaşlı çobanın veli bir zât olduğunu söylerlerdi. Yaşlı adam , ağacın altında dinlenip namazını kıldığı bir gün , yine elmasını istedi. Ancak dallar dolu olmasına rağmen nedense birşey düşmemişti. Sonra bir daha , bir daha tekrarladı isteğini. Beklediği şey bir türlü gelmiyordu.

Gözyaşları, yeni doğmuş kuzuların tüylerini andıran beyaz sakalını ıslatırken , ağacın altından uzaklaşıp koyunların arasına attı kendini. Yavrusu, meyve verdiğin günden bu yana ilk defa reddediyordu onu. İhtiyar çobanın beli her zamankinden fazla bükülmüş, güçsüz bacakları da vücudunu taşıyamaz olmuştu. Hayvanlarını usulca toplayıp köye doğru yöneldiğinde , aşağıdaki caminin her zamankinde daha nurlu minarelerinden yankılanan ezan sesiyle irkildi birden.

Yeniden doğmuştu sanki çoban. Birşey hatırlamıştı. Çocuklar gibi sevinerek ağacın yanına koştu ve ona şefkatle sarılırken :"Canım " dedi, hıçkırıp ağlayarak. "Benim güzel evladım, mis kokulum. Şu unutkan ihtiyarı üzmeden önce neden söylemedin , bugünün Ramazan'ın ilk günü olduğunu?

Olayların perde arkasını görmeden de sevdiklerine güvene bilmek…. !

Çok zor çoooooook…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://med-cezir.eniyiforum.org

ÇOBAN VE AGAÇ

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ay ve Güneş :: RUH UFKU :: 3 AYLAR ve RAMAZAN ÖZEL -

/

Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar