'Lice baskını' da asılsız çıktı (Paşa suikastında karanlık noktalar)
Yazar
Mesaj
emiroğlu
Yaş : Kayıt tarihi : 09/09/08
Mesaj Sayısı : 594
Nerden : İş/Hobiler : Lakap : amcasını arıyor
Konu: 'Lice baskını' da asılsız çıktı (Paşa suikastında karanlık noktalar) Salı 09 Nis. 2013, 10:37
YAKUP ÇETİN İSTANBUL 1993 yılında silahla vurularak şehit edilen Tuğgeneral Bahtiyar Aydın ile ilgili soruşturmayı yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, kayıtlara ‘Lice baskını' olarak geçen olayın asılsız olduğunu ortaya çıkardı. 18 kişinin hayatını kaybettiği ‘sözde baskın'da askerî kaynaklar, üstlerinden kimlik çıkmayan 4 kişinin PKK'lı olduğunu öne sürmüştü. Ancak soruşturmayı derinleştiren savcılık, bu kişilerin sivil vatandaşlar olduğunu belirledi. İfadesine başvurulan askerlerin tümü, günlerce sürdüğü söylenen çatışmalarda hiç PKK'lı görmediklerini söyledi.
Takvimlerin 22 Ekim 1993 tarihini gösterdiği gün kalabalık bir PKK’lı grubun Diyarbakır’ın Lice ilçesini bastığı haberi geldi. Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, o dönemde Diyarbakır’da jandarma bölge komutanı olarak görev yapıyordu. Aydın, dönemin Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Hasan Kundakçı ve yardımcısı İlker Başbuğ’un talimatıyla Lice’ye intikal etti. Çatışmalar sırasında Aydın, karakol bahçesinde bir keskin nişancının kullandığı Kanas marka silahtan çıkan kurşunla kafasından vurularak şehit edildi. Günlerce süren çatışmalarda gazetelere onlarca teröristin öldürüldüğü, örgütün ilçede birçok ev ve işyerini yaktığı yönünde bilgiler yansıdı. Aradan yıllar geçtikten sonra Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Tuğgeneral Aydın’ın ölümünü şüpheli bularak 2010 yılında soruşturma başlattı.
O dönem Lice’de görev yapan çok sayıda askerin ifadesine başvuran savcılık, önemli bilgilere ulaştı. Elde edilen bilgiler, baskının kurgu olduğunu ortaya koydu. Soruşturma dosyasına giren bilgilere göre günlerce süren sözde çatışmalarda askerler hiç PKK’lı görmemiş ve öldürmemiş. Baskında hayatını kaybeden Tuğgeneral Bahtiyar Aydın dışında hiçbir asker şehit olmadığı gibi çatışmada sadece bir er askerî araç içinde teknik bir arızadan kaynaklanan patlama nedeniyle hafif şekilde yaralanmış. İfade veren bir uzman çavuş, kendilerinin bu sahte baskında yem olarak kullanıldıklarını söyledi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, sözde Lice baskınına ilişkin dönemin İlçe Emniyet Müdürlüğü ve askerî yetkililer tarafından iki ayrı tutanağın tanzim edildiğini belirledi. Olayların anlatıldığı iki belgenin de aynı içeriğe sahip olduğu tespit edildi. Her iki raporun da aynı kaynak tarafından hazırlandığı belirtiliyor.
Baskında, PKK’ya yakın oldukları iddia edilen kişilere ait işyerleri ile DEP ilçe binası yakılmıştı. Daha sonra da köy yakma olayları yaşanmış, binlerce kişi büyük şehirlere göç etmek zorunda kalmıştı. Milliyet gazetesinde önceki gün yayınlanan bir haberde ise, Jandarma’nın, Bahtiyar Aydın cinayeti için TBMM’de kurulan komisyona olayla ilgili bir PKK’lının yakalandığı bilgisini verdiği, ancak araştırmalar sonucu bu bilginin doğru olmadığının tespit edildiği belirtilmişti. Öte yandan daha önce soruşturma kapsamında ifade veren bir gizli tanık, Bahtiyar Aydın’ın JİTEM’de görevli PKK itirafçısı Kahraman Bilgiç tarafından vurulduğunu söylemişti. Bilgiç’in, Balyoz hükümlüsü emekli Albay Hamdi Poyraz tarafından Hakkâri’den Diyarbakır’a götürüldüğünü iddia etmişti.
Paşa suikastında karanlık noktalar 1993 yılında öldürülen Tuğgeneral Aydın için kurulan TBMM komisyonuna jandarmanın olayla ilgili bir kişinin yakalandığını bildirdiği ancak böyle birinin olmadığı ortaya çıktı
GÖKÇER TAHİNCİOĞLU-Ankara
Diyarbakır Lice’de 1993’te başından vurularak öldürülen Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın cinayetiyle ilgili dosyanın zamanaşımına girmesine 6 ay kala dosyayı silbaştan inceleyen savcılık, çarpıcı bir bilgiye ulaştı. Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı’nın, o dönemde bölgede incelemede bulunan TBMM İnsan Hakları Araştırma Komisyonu’na, olayla ilgili bir PKK’lının yakalandığını, ancak kimliğinin açıklanamayacağını bildirdiğini dikkate alan savcılık, kimliğini araştırdığında, böyle bir kişinin olmadığırnı belirledi. Dosyadan, Aydın’ın öldürülmesi konusunda alınmış ifade de çıkmadı. 1993’te, Lice’de, Jandarma Asayiş Bölük Komutanlığı’nın bahçesine helikopterle indikten sonra alnından Kanas tipi suikast silahı ile vurularak öldürülen Aydın’ın dosyasının zamanaşımına girmesine 6 ay kaldı. Dosyayı didik didik eden Diyarbakır Başsavcılığı, ilginç bir detayla karşılaştı.
Yalan belge Dosyadan, suikastten sonra bölgede incelemelerde bulunan TBMM İnsan Hakları Araştırma Komisyonu’na 1994’te gönderilen bir belge çıktı. Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı’ndan gönderilen belgede, “Diyarbakır merkez Kolludere köyü nüfusuna kayıtlı olup, merkez Bağlar ilçesi Göçmenler caddesi Özgür Apartmanı 1. kat, 4 numaralı dairede ikâmet eden ve kimlik bilgileri sorgusu halen gizli biçimde devam ettiği açıklayamadığımız PKK terör örgütü mensubu zanlı yakalanmıştır. Bu kişi Aydın suikastıyla ilgili bilgi sahibi olup alınan beyanında, suikastin Ape Hüseyin kod adlı Kadri Çelik komutasında 20 kişilik bir grup tarafından gerçekleştirildiği şeklinde ifadesi alınmıştır. Ancak soruşturmanın gizliliği nedeniyle bu kişinin bilgilerini veremeyeceğiz” ifadelerinin yer aldığı görüldü.
Arşivden çıkmadı Savcılık, bunun üzerine, komutanlığa bir yazı göndererek, bu kişinin akıbetini sordu. Savcılığa gönderilen yanıtta, yaptıkları araştırmada arşiv kayıtlarında yakalanmış veya teslim olmuş böyle bir terör örgütü mensubu olmadığı gibi, Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na 1994’te gönderilen ifade örneğinin de kayıtlarda geçmediği bildirildi. Başsavcılık, bu kez paşanın öldürüldüğü Kanas suikast silahına ait boş kovan ve mermi çekirdeğinin akıbetini sordu. Gelen yazıda, bunların jandarmada olmadığı belirtildi. Savcılık bunun üzerine paşanın suikaste kurban gittiği tarihte Diyarbakır bölge sorumlusu olan Şemdin Sakık’ın ifadesine başvurdu. Sakık ise ifadesinde, “Bahtiyar Aydın’ın ölümünde gerek benim, gerekse PKK’nın merkezi yönetiminden hiçbir talimat almadım. Bu olayı örgüt yapmadı” dedi. Bu arada paşanın şehit edildiği olaydan sonra tutulan tutanaklarda 11 teröristin ölü ele geçirildiği belirtildi. Yapılan araştırmada ölen bu kişilerin terörist olmayıp sivil vatandaş oldukları ve yasa kapsamında da devletten maddi ve manevi tazminat aldıkları belirlendi.
'Lice baskını' da asılsız çıktı (Paşa suikastında karanlık noktalar)