Ay ve Güneş
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Ay ve Güneş

/

 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  Video BölümüVideo Bölümü  
SIK KULLANILAN BÖLÜMLER
Tıkla Dinle Kutucukları & Maneviyat& Aşk ve Sevgi & Lakırdı Ovası & SEYR-i ALEM & DİVAN-I EDEBİYAT
GİTMEK İSTEDİĞİNİZ BÖLÜMÜN İSMİ ÜZERİNE TIKLAYIN
EN SON GÖNDERİLEN 10 MESAJ
Konu Yazan GöndermeTarihi
Salı 05 Şub. 2019, 11:07
Cuma 25 Ocak 2019, 12:06
Salı 04 Ara. 2018, 09:09
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:29
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:26
C.tesi 17 Haz. 2017, 13:04
Perş. 25 Mayıs 2017, 09:45
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:58
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:56
Perş. 04 Mayıs 2017, 09:33

Ah şu kulağı kesikler! Mümtaz'er Türköne

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
emiroğlu

avatar


Yaş : Kayıt tarihi : 09/09/08 Mesaj Sayısı : 594 Nerden : İş/Hobiler : Lakap : amcasını arıyor

MesajKonu: Ah şu kulağı kesikler! Mümtaz'er Türköne Ah şu kulağı kesikler! Mümtaz'er Türköne Icon_minitimePerş. 27 Ağus. 2015, 20:23

Karagül Yeni Şafak'ta “liste hazırlayanlar, listeye alınırlar” lafına ve “kulaklarından dükkanlarının kapısına çivilenirler” mecazına “ruh hastası” yani “deli” karşılığını vermiş.

Bir de liste hazırlığını cesaretle itiraf etmiş. Kaleme ve yazdıklarına andolsun cahilin cesareti delilikten de beter.

Kalem Sûresi, “Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki, sen Rabb'inin nimeti sayesinde deli değilsin.” diye başlar ve 13. ayette, “Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba, kulağı kesik.. olan kimseye... sakın boyun eğme.” diye devam eder. Bu ayette yer alan “kulağı kesik” (zenîmin) deyimini müfessirler “damgalı” olarak da kullanıyor. Şu meşhur “kulağı kesik” deyimi, Osmanlı Şer'î düzeninin bu ayete dayanarak yaygın olarak uyguladığı bir kuraldan geliyor. Eksik tartan, sahtekârlık yapan esnafı Kadı hükmüyle ayak parmaklarının üzerinde yükseltip dükkanının kapısına çiviliyor ve bütün gün teşhir ediyorlar. Adamcağız yorulup topuklarına basmaya kalktıkça kulak yırtılıyor. Sonra, herkes kulağı kesik olanın hilekâr ve sahtekâr biri olduğunu anlıyor, toplum içinde damgalı olarak yaşamaya mahkûm oluyor.

Bedenî ceza vermek, Şeriat'in bir yorumu. Had ve kısas cezalarından farklı olarak, Mezâlim mahkemelerinde Ululemre tanınan “tazir” yetkisi, bu cezaların şer'î dayanağı olarak gösteriliyor. Suçu alışkanlık haline getirenlerin yüzünü kızgın demirle dağlamak da öyle, böylece suçlular yüzlerinden tanınmış oluyor. Amaç “ihkâk-ı hukuk-ı ibâd”a, suçluları teşhir yoluyla caydırıp sahip çıkmak.

Osmanlı'nın uyguladığı bu tür bedenî cezalar, Cumhuriyet'ten çok önce kaldırıldı. Bize düşen “kaleme ve yazdıklarına andolsun” deyip, teşhiri icab edenlerin kulağına mecazen kalemin keskin ucunu falçata gibi kullanıp bir çizik atmaktan ibaret. Nasıl olsa 200 kişilik listenin içinde ben de varım; bizler cezaevinde özgür bir vicdanla havalandırmada volta atarken listeyi hazırlayanlar da kesik kulaklarıyla ortalıkta dolaşsınlar bakalım.

Hırsızlığın-yolsuzluğun üzerini kapatmak, kokuşmuş-çürümüş bir düzenin tepesinde oturabilmek için iktidara sık sıkıya yapışanlar yüzünden bu ülkede sahip olduğumuz her şey tehlikede. Tek dertleri bu kirli düzeni işletmek olduğu için kan durmuyor, ekonomi çöküyor, itibarımız beş paralık oluyor, Türkiye uluslararası tezgahın oyun alanına dönüyor, her şeyimizi kaybediyoruz. Oturup bunları söylediğiniz zaman, bayat mı bayat “üç yanımız deniz, dört yanımız düşman” edebiyatı ile vatan haini yaftası yapıştırıp, tam da askerî darbecilerin ceplerinden çaldıkları kavramlarla “millî mücadele” başlatıp, topyekûn savaş ilan edenleri teşhir etmek dışında ne yapabilirsiniz? Karagül dün bana “deli” dediği yazıda, liste hazırlığını açık-seçik itiraf ediyor “onları bir yere not” edin diye jurnalliyor. Elimde kalemden başka bir şey yok, senin ise liste hazırlayıp hırsız-yolsuz-kirli iktidarına muhalefet eden bütün kalem sahiplerini hapse attırma gücün var. Sadece özgür vicdanları ve kalemlerinden başka bir şeye sahip olmayanları, zorbalara sırtını dayayarak insanların “akıllarını karıştırmak”la suçlayıp, “terörist” ilan edince, bize de yukardaki ayetin hükmüne uyup kulağı kesiklere boyun eğmemek düşüyor. Delilikse, hiç şikayetçi değilim.

“Türkiye'nin içlerine kadar nüfûz eden, toplumsal barışı tehdit eden, iç parçalanmanın altyapısını hazırlayan, ülkeyi Suriyelileştirme potansiyeli içeren bir tehdit”ten bahsediyor Karagül. Saray'dan gelen “ülkeyi yakarım” tehdidini, saray ağzıyla çarpıtıyor. Ne de olsa isim ve adres gösterecek dürüstlük olmadığı için “birtakım”, “bazı”, “sözde” lafları ile Lider'den öğrendiği karanlığa kurşun sıkma jargonunu sürdürüyor ve tıpkı 12 Eylülcüler, 28 Şubatçılar ve 2007'nin Kuvva-yı Milliyecileri gibi AK Partili olmayan herkesi düşman ilan ediyor. Sırtını iktidara yaslayıp kalemi kör testere gibi, vicdanları susturmak için savuruyor.

Kulağı kesiklerin sesinin çok çıktığına bakmayın, bu memleket değneksiz köye benzemez ve dahi delisi hiçbir vakit eksik olmamıştır. Liste mi hazırlıyorsun? Buyur! Daha ötesi de var mı?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ah şu kulağı kesikler! Mümtaz'er Türköne

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ay ve Güneş :: DÜNYA VE ÜLKEMİZDE YAŞAM :: GAZETE YAZILARI ve YAZARLARI -

/

Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar