Ay ve Güneş
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Ay ve Güneş

/

 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  Video BölümüVideo Bölümü  
SIK KULLANILAN BÖLÜMLER
Tıkla Dinle Kutucukları & Maneviyat& Aşk ve Sevgi & Lakırdı Ovası & SEYR-i ALEM & DİVAN-I EDEBİYAT
GİTMEK İSTEDİĞİNİZ BÖLÜMÜN İSMİ ÜZERİNE TIKLAYIN
EN SON GÖNDERİLEN 10 MESAJ
Konu Yazan GöndermeTarihi
Salı 05 Şub. 2019, 11:07
Cuma 25 Ocak 2019, 12:06
Salı 04 Ara. 2018, 09:09
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:29
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:26
C.tesi 17 Haz. 2017, 13:04
Perş. 25 Mayıs 2017, 09:45
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:58
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:56
Perş. 04 Mayıs 2017, 09:33

Bakî Efendi ve iki Müslümanlık Hilmi Yavuz

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
emiroğlu

avatar


Yaş : Kayıt tarihi : 09/09/08 Mesaj Sayısı : 594 Nerden : İş/Hobiler : Lakap : amcasını arıyor

MesajKonu: Bakî Efendi ve iki Müslümanlık Hilmi Yavuz Bakî Efendi ve iki Müslümanlık Hilmi Yavuz Icon_minitimeCuma 15 Ocak 2016, 13:37

Bakî Efendi, Osmanlı şiirinin büyük isimlerinden biri. XVI. yüzyılda sadece şair olarak değil, ilmiye sınıfında da Rumeli kazaskerliğine kadar yükselmiş bir bürokrat.

Şeyhülislam olamamasına rağmen Osmanlı devlet yapısının yönetici kadrolarını, din bürokrasisinin içinde yetişmiş bir kimlik olarak, zaafları, çıkar düşkünlükleri ve bayağılıkları ile tanıma imkânını bulmuştur.

Onun bir gazelinin iki beytini bu bağlamda bir okuma denemesine girişeceğim. Bu iki beytin ilk mısraları ile ikinci mısraları arasındaki ikili karşıtlığı, din bürokrasisi içindeki yarılmayı gösteriyor olmak bağlamında ele alacağım. İlk mısraların çıkar ilişkileri dolayısıyla, aşağılık kişilere dalkavukluk edenleri, ikinci mısraların ise gerçek anlamda Müslüman kimliğinin ahlakî duruşunu gösterdiğini ortaya koymaya çalışacağım.

İlk beyit şudur:

Baş eğmezüz edâniye dünya-yı dûn içün

Allah'adır tevekkülümüz, itimâdımız.

Birinci mısra: ‘Bu aşağılık dünya için aşağılık insanlara baş eğmeyiz'

İkinci mısra: ‘Bütün tevekkülümüz ve itimâdımız Allah'adır.'

Öteki beyit:

Biz müttekâ-yı zerkeş-câha dayanmazız

Hakk'ın kemâl-i lûtfûnadır istinâdımız

Birinci mısra: ‘Biz, altından yapılmış müttekâ'ya dayananlardan değiliz.' [‘Müttekâ: Abdülbaki Gölpınarlı'nın ‘Tasavvuftan Deyimler ve Atasözleri' sözlüğüne göre, ‘Mevlevî'lerin… uzanıp yatmaları için başlarını dayadıkları', ucu sivri olan, toprağa batırılan, demir, çelik ya da dayanıklı, kalın ağaç dallarından yapılan ve üzerinde pirinçten alın dayayacak bir levha bulunan ve yastık işlevi gören bir tür dayanaktır. Bakî, altından yapılmış müttekâ'dan söz ederken Müslümanlığı biçim olarak yaşıyor görünürken, bunu çıkarları için kullananları muhteşem bir ironi ile eleştirmektedir.]

İkinci mısra: Bizim bütün dayanağımız, altından yapılmış bir müttekâ değil, Allah'ın kemâl-i lütfûdur.

Açıkça görülmüyor mu? Bakî Efendi, daha XVI. yüzyılda bile, Müslümanlar arasında varolan bu yarılmanın farkındadır. Bir yanda aşağılık çıkarlar adına aşağılık kimselere yaranmak için dalkavukluk eden riyâkârlar, öte yanda sadece Allah'a güvenen, ona dayanan, ona tevekkül eden hakiki Müslümanlar…

Bakî Efendi, XVI. yüzyıldan bugünü görmüş gibi…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Bakî Efendi ve iki Müslümanlık Hilmi Yavuz

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ay ve Güneş :: DİVAN-I EDEBİYAT :: EDEBİYAT -

/

Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar