Yahya Kemal ve Ahmet Hâşim’de ‘Havuz’ ve ‘Hayal’ – Hilmi Yavuz
Yazar
Mesaj
emiroğlu
Yaş : Kayıt tarihi : 09/09/08
Mesaj Sayısı : 594
Nerden : İş/Hobiler : Lakap : amcasını arıyor
Konu: Yahya Kemal ve Ahmet Hâşim’de ‘Havuz’ ve ‘Hayal’ – Hilmi Yavuz Çarş. 11 Mayıs 2016, 12:30
Yahya Kemal ve Ahmet Hâşim’in şiirle ‘hayal’ arasında kurdukları ilişki üzerinde karşılaştırmalı bir okumanın kışkırtıcı karşıtlıklar üretebilmesinin sözkonusu olduğunu düşünüyorum. Bu ilişki Yahya Kemal’in ‘Şerefâbâd Gazeli’ndeki
‘Hayalinden bakar pûşîde-i evrâk olan havza’ dizesi ile Hâşim’in ‘Mukaddime’sindeki ‘Seyreyledim eşkâl-i hayatı Ben havz-ı hayalin sularında’
beyti arasında öneçıkan bir karşıtlıkta görülüyor. Yahya Kemal’de de Hâşim’de de ortak iki kavram sözkonusudur: ‘Hayal’ ve ‘Havuz’. Yahya Kemal, [‘yapraklarla örtülü’] ‘havuz’a ‘hayal’den bakarken, Hâşim, ‘havz-ı hayal’den [‘hayal havuzu’ndan] ‘eşkâl- i hayat’a [‘hayat şekilleri’ne] bakmaktadır.
‘Hayal’ ile Havuz’ arasındaki ilişkiyi soyutlayarak yeniden okuduğumuzda ise, iki şair arasındaki karşıtlık daha açık ve seçik biçimde görülecektir. Yahya Kemal için ‘havuz’, pûşîde-i evrak’ [‘yapraklarla örtülü’] bir dünya objesidir ve o objeye, daha da genişletirsek, Dünya’ya ‘hayalinden’ ya da Zihin’den bakmaktadır. Kısaca, Yahya Kemal’de ‘havuz’ Dünya ile metaforik, ‘hayal’de Zihin ile metonimik bir bağlam oluşturur.
Hâşim’e göre, durum farklı görünüyor: Zira Hâşim, ‘havuz’u Dünya ile değil, tam tersine Zihin’le ilişkilendirme, Dünya’yı [‘eşkâl-i hayat’ı] oradan, ‘hayal havuzundan’ [‘havz-ı hayal’den] seyretmektedir: Ahmet Hâşim’de ‘havuz’ Zihin [‘havz-ı hayal’] ile birebir bir metaforik bağlam inşa eder. Dünya ise, oradan seyredilen ‘eşkâl-i hayat’tır. Özetle söylersem, karşıtlık şöyle kurulabilir: Yahya Kemal’de ‘havuz’ [‘Dünya’], ‘hayal’in [‘zihnin’] bir metafor olarak nesnesi; Ahmet Hâşim’de ise ‘havuz’, ‘hayal’in [‘zihnin’] bir metafor olarak öznesidir.
Bir öteki karşıtlık Yahya Kemal’deki ‘bakmak’ edimi ile Ahmet Hâşim’deki ‘seyretmek’ edimi arasındaki karşıtlıktır –ki, bu karşıtlık, iki şairdeki ‘havuz’ ve ‘hayal’ karşıtlığı ile örtüşür. Şöyle:
Yahya Kemal için ‘hayal’in ya da Zihnin nesnesi olan ‘pûşîde-i evrak’ [‘yapraklarla örtülü’] olan ‘havuz’ [Dünya], ‘Bakmak’ edimi ile; Hâşim içinse, ‘havuz’, ‘eşkâl-i hayat’ı [‘hayat şekilleri’ni] ‘hayal’e dönüştüren Zihnin öznesi olarak ‘Seyretmek’ edimi ile ilişkilendirilmiştir. Hâşim’de ‘havuz’un zihnin [‘hayal’in] bir metaforu olarak özne oluşunun ‘seyretmek’le [‘seyreyledim eşkâl-i hayatı], Yahya Kemal’in ‘havuz’unun ise, ‘Dünyanın’ bir metaforu olarak nesne oluşunun ‘bakmak’la [‘hayalinden bakar…’] ilişkilendirilmiş olması, her iki metnin felsefî bağlamda sorunsallaştırılmasını gerektirir.
Burada her iki şiirin, Nailî’nin o muhteşem Mestâne nukûş-i suver-i âleme baktık Her birini bir özge temaşâ ile geçtik beytiyle dolaylı bir bağlantı kurulabileceğini düşünüyorum. Şöyle:
Nailî’nin birinci dizede, Dünyaya [‘nukûş-i suver-i âlem’e] ‘bakması, Yahya Kemal’in ‘havz-ı hayalin sularına’ bakması ile bir ayniyet gösterir. Öte yandan ikinci dizede Nailî’nin Dünyadaki bu ‘nakışlı biçimler’in her birinin bir ‘özge temâşâ’ [her birini başka başka temâşâ’] ile geçmesi ise, Hâşim’in [‘eşkâl-i hayat’ı] seyretmesi gibidir. ‘Temâşâ’, seyretmek’tir ve seyredilen objeyi, verili görünümü algıötesi bir sübjektivizm ile; ‘Bakmak’ ise, verili görünümü algıiçi bir sübjektivizm ile temellük eder.
Kısaca Yahya Kemal ve Ahmet Hâşim’in, Nailî’yi farklı bağlamlarda yeniden ürettikleri söylenebilir.
Yahya Kemal ve Ahmet Hâşim’de ‘Havuz’ ve ‘Hayal’ – Hilmi Yavuz