Ay ve Güneş
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Ay ve Güneş

/

 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  Video BölümüVideo Bölümü  
SIK KULLANILAN BÖLÜMLER
Tıkla Dinle Kutucukları & Maneviyat& Aşk ve Sevgi & Lakırdı Ovası & SEYR-i ALEM & DİVAN-I EDEBİYAT
GİTMEK İSTEDİĞİNİZ BÖLÜMÜN İSMİ ÜZERİNE TIKLAYIN
EN SON GÖNDERİLEN 10 MESAJ
Konu Yazan GöndermeTarihi
Salı 05 Şub. 2019, 11:07
Cuma 25 Ocak 2019, 12:06
Salı 04 Ara. 2018, 09:09
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:29
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:26
C.tesi 17 Haz. 2017, 13:04
Perş. 25 Mayıs 2017, 09:45
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:58
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:56
Perş. 04 Mayıs 2017, 09:33

Abdülhamid 7 Mart 2017 Taha Akyol

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
emiroğlu

avatar


Yaş : Kayıt tarihi : 09/09/08 Mesaj Sayısı : 594 Nerden : İş/Hobiler : Lakap : amcasını arıyor

MesajKonu: Abdülhamid 7 Mart 2017 Taha Akyol Abdülhamid 7 Mart 2017 Taha Akyol Icon_minitimeSalı 07 Mart 2017, 12:01

SULTAN Abdülhamid’in bir İngiliz şirket yetkilisini ‘Osmanlı tokadı’ ile dövdüğünü TV dizisinde ekrana getirmenin anlamı nedir?
TRT’de yayınlanan “Payitaht İstanbul” dizisinden bahsediyorum.
Tarihi gerçek olsa, elbette dizide yer verilir. Fakat böyle bir şey, hele Abdülhamid gibi bir hükümdarın asla yapmadığı bir davranıştır.
Öyleyse niye ekranlara böyle getirilir?
“Ulu Hakan” denilmiştir ya, “güçlü” olması lazım, herkese haddini bildirmesi lazım.
GÜÇ TUTKUSU
Murat Bardakçı ile Tayfun Atay söz konusu diziyi eleştirdiler. Bardakçı’nın yazısını özellikle tavsiye ederim. (Habertürk, 1 Mart)
Hele Abdülhamid’in mehter eşliğinde cuma selamlığına çıkması!
Halbuki Abdülhamid zamanında mehter yoktu, Batılı tarzda Osmanlı marşları çalan “Muzika-i Humayun” (Saray Bandosu) vardı.
1826 yılında yeniçeriliğin kaldırılması sırasında II. Mahmud mehteri yasaklamış, ta 1917 yılında Enver Paşa tarafından tekrar kurulmuştu...
Abdülhamid’in yanına mehter koymak, sadece “maddi hata” değildir.
Fotoğraf ve bir de filmi bulunan cuma selamlığı töreninde Abdülhamid’in yanına mehter koymanın çok önemli bir psikolojisi vardır: Güç tutkusu...
Osmanlı ihtişam ve kudretinin sembolü olan mehterle Abdülhamid’i bir arada göstermek...
POLİTİKACI HÜKÜMDAR
Abdülhamid diplomat yeteneğine sahip bir hükümdardır. Ustaca bir denge diplomasisiyle ve gerektiğinde toprak tavizleri vererek imparatorluğu yaşatmaya çalışmış, eğitim ve bürokrasinin modernleşmesinde büyük hizmetleri geçmiştir.
Adaşı Doç. Dr. Abdülhamid Kırmızı değerli bir tarihçidir. Muhafazakâr çevrelerde de çok iyi tanınır. Abdülhamid devrinde bugünkü Türkiye’nin iki katı toprak kaybedildiğini hatırlatarak şöyle yazıyor:
“Abdülhamid gücünü kullanmaktan çekinen, daha doğrusu içinde bulunduğu güç parametrelerini aşmaya yeltenmeyen, var olan sınırlar dahilinde hareket eden bir denge politikacısıdır.” (Al Jazeera 22.9.2016)
Devletin çökmekte olduğunu gören, sağa sola meydan okumaktan sakınan, dengelerle devletini ayakta tutmaya çalışan zeki bir hükümdar.
Siz tutun ona tokat attırın!
Halbuki Abdülhamid devrini iyi okumak insanda asla “fetih” heyecanı uyandırmaz, aksine, sıkı zorluklar karşısında rasyonel çözümler arama yolunda zihnimizi açar.
Abdülhamid dönemini yasaklarıyla, bunun olumsuz sonuçlarıyla, modernleşme çabalarıyla, denge siyasetiyle ve bu siyasetin bir unsuru olan Pan-İslamizm politikasıyla birlikte okumak lazım.
İKİ ABDÜLHAMİD
Alman İmparatoru Wilhelm İstanbul’a geldiğinde Abdülhamid’in davranışını kızı Ayşa Osmanoğlu şöyle anlatır:
“Abdülhamid İmparatoriçe Victoria’yı koluna takarak salona girdi. Toplu görüşme sırasında Şehzade Burhaneddin Efendi piyano, Alman Prensi Friedrick de mandolin çaldılar...”
Bakalım dizinin gelecek bölümlerinde bunu görecek miyiz?
Bir böyle tarihteki gerçekliğiyle Abdülhamid var; bir de şöyle bir Abdülhamid var:
“Mavzerde bir kurşun,
Siperde bir çığlık,
Secdede bir dua olan, cennetmekân ulu hakan Sultan II. Abdülhamid Han...”
Bu sözleri Sayın İsmail Kahraman’ın sempozyum konuşmasından aldım.
Bu sözler hamasettir, tarih değildir.
Öğretmez, coşturur.
Son yüz elli yıllık tarihimizi, Tanzimat’ı, Abdülhamid’i, Meşrutiyet’i, Enver Paşa’yı, ******’ü “öğrenmek” için okumalıyız. Bir imparatorluğun bilimde ve ekonomide geri kalışı, yıkılışı, Milli Mücadele ve Cumhuriyet’in kuruluşu muazzam tecrübelerdir. Zihnimizi açar, vizyonumuzu zenginleştirir.
Hamaset ise bilgiyi öldürmekle kalmaz, çağ değişimini görememekten kaynaklanan yanlış hareketlere de yol açar. lol!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Abdülhamid 7 Mart 2017 Taha Akyol

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ay ve Güneş :: DÜNYA VE ÜLKEMİZDE YAŞAM :: GAZETE YAZILARI ve YAZARLARI -

/

Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar