Ay ve Güneş
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Ay ve Güneş

/

 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  Video BölümüVideo Bölümü  
SIK KULLANILAN BÖLÜMLER
Tıkla Dinle Kutucukları & Maneviyat& Aşk ve Sevgi & Lakırdı Ovası & SEYR-i ALEM & DİVAN-I EDEBİYAT
GİTMEK İSTEDİĞİNİZ BÖLÜMÜN İSMİ ÜZERİNE TIKLAYIN
EN SON GÖNDERİLEN 10 MESAJ
Konu Yazan GöndermeTarihi
Salı 05 Şub. 2019, 11:07
Cuma 25 Ocak 2019, 12:06
Salı 04 Ara. 2018, 09:09
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:29
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:26
C.tesi 17 Haz. 2017, 13:04
Perş. 25 Mayıs 2017, 09:45
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:58
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:56
Perş. 04 Mayıs 2017, 09:33

Hz. Mevlâna'nın Hayatı

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
mcnn38
Admin
mcnn38

Erkek
Yaş : 43 Kayıt tarihi : 04/09/08 Mesaj Sayısı : 1871 Nerden : Geliyon İş/Hobiler : Yaşamak Lakap : GARİB

MesajKonu: Hz. Mevlâna''nın Hayatı Hz. Mevlâna'nın Hayatı Icon_minitimeCuma 17 Ekim 2008, 15:58

Âşıklar sultanı, marifet nurunun aynası, gönüllerde ebediyete kadar ölmezlik sırrına eren büyük veli, İslâm’ın tolerans yönüyle belirdiği mekân, “Kur’ân’ın bendesiyim” diyen hakikat kölesi, “Biz ezel ve ebedliyiz” deyip zaman kabuğunu delen, “Ölmeden evvel ölünüz” gerçeğinde öteleri seyreden kâmil insan, “Kâinatın seyri aşk sarhoşluğuyla Allah’ı arama seferberliğidir” deyip her zerrenin O’na koştuğunu söyleyen ârif, herkesi hiçbir fark gözetmeden dergahına davet eden büyük mürşid Hazret-i Mevlâna, zaman çizgisinde 30 Eylül 1203’de Horasan’ın Belh şehrinde dünya sahiline teşrif etmiştir. Babası Sultanu’l-ulemâ diye bilinen Bahaeddin Veled, annesi Harzemşahlardan bir prenses olan Mü’mine Hatundur.

Bahaeddin Veled, ilimde, hilimde ve hitabette Belh insanını tasarrufu altına almış ve onları aşk fırınında istenilen kıvama getirmeye çalışmıştır. O’nu sevmeyenler halk üzerindeki bu engin tasarrufunu çekememiş, “yerinizi alacaktır” gerekçesi ile kendisini padişaha şikayet etmişlerdi. Dünya malında gözü olmayan büyük veli, dedikoduya meydan vermeden, bir cuma sabahı Belh şehrini aile efradı ve birkaç müridi ile terkeder. Ne var ki, Belh’in bu mânâ sultanının ayrılışından sonra, Belhliler ve Sultan ailesi Moğolların istilâsına maruz kalacak ve bu dargınlığın ağır faturasını canları ile ödeyeceklerdir.

Bahaeddin Veled’in ilk konakladığı yer Nişabur olmuştur. Orada devrin büyük mutasavvıfı Feriduddin Attar, Sultan’ul-Ulemâ’yı karşılamış ve delikanlılık çağında bulunan Mevlâna Celâleddîn’in de bulunduğu bir sohbet yapmışlardı. Hazret-i Mevlâna bu sohbetten çok istifade etmiş, Feriduddin Attar’ın dikkatini çekerek yeni yazmış olduğu “Esrarnâme” adlı eserinin bir nüshasının kendine hediye edilmesine muvaffak olmuştur.

Daha sonra Bağdat’a gidilmiş, bundan sonra da Mekke ve Medine’ye gidilerek Hac farizası yerine getirilmiştir. Sultan’ul-Ulemâ Bahaeddin Veled Hazretlerinin gönlü, “Rum diyarı” ismi ile maruf Anadolu’da idi. Nitekim bu istek gerçekleşti. Yola tekrar Hicaz Bölgesi’nden revân olunup Larende’ye kadar gelindi. Anadolu’nun bu şirin mıntıkasında Mevlâna Celâleddîn, Gevher Hatun’la evlendi.

Yıl 1219... Selçuklular’ın başına dünya ve âhiret sultanı diyebileceğimiz madde ve mânâ eri bir hükümdar gelmiştir. Alâeddin l. Keykubat Larende’den Sultan’ul-Ulemâ’yı aile efradı ve mürîdânı ile beraber Konya’ya davet etmiş ve Konya’ya yerleşmesine vesile olmuştur. Burada Alâeddin l. Keykubat, Sultan’ul-Ulemâ Bahaeddin Veled hazretlerine mürid olmuştur. 12 Ocak 1231 yılında ise yine burada Sultan’ul-Ulema, Allah’ın rahmetine kavuşmuştur.

Bu zamana kadar babasının tedrisatında ve mânevî terbiyesinde yetişen Hazreti Mevlâna bundan sonra babasının halifelerinden Seyyid Burhaneddîn Hazretleri’nin terbiyesi ile yetişmiştir. Esasen Mevlâna’nın hayatında üç büyük irşad ehlinin olduğunu görürüz. Bunlardan birisi ve ilki, çocukluk ve delikanlılık dönemlerinin yanında geçtiği kendi öz babası Sultan’ul-Ulemâ Bahaeddin Veled Hazretleri; ikincisi nefis tezkiyesinde onu çok ciddi bir gönül adamı yapacak, nefis merdivenlerinden yükselebilmesi için engin bir çileye sokacak olan büyük mürşid Seyyid Burhaneddin Hazretleri, üçüncüsü, aşk ülkesindeki vuslat kapısı Şems’dir.

Diyebiliriz ki Mevlâna’nın mânevî hayatındaki cenin dönemi babasıyla; çocukluk, gençlik, delikanlılık dönemi Seyyid Burhaneddin’le; aşk dönemi ise Şems-i Tebrizî ile geçmiştir.

Seyyid Burhaneddin Hazretleri, Bahaeddin Veled’in metoduna göre, devamlı oruç ibadeti ile Hazreti Mevlâna’ya nefsini tezkiye ettirmiştir. O’na göre (ve gerçek de odur ki) ârifin kalbindeki marifet nurunun ortaya çıkıp parlayabilmesi için açlık şarttır. Seyyid Burhaneddin Mevlâna’ya bunu yaptırmıştır.

Mevlâna o kadar yükselmiştir ki, Konya’dan ayrılıp Kayseri’ye yerleşmek isteyen mürşidi Seyyid Burhaneddin’e gönül etmiş, bindiği katırı bu nazla devirerek mürşidinin ayağının kırılmasına sebep olmuştur. Seyyid Burhaneddin Hazretleri de, ayağı kırılmasına rağmen, bu istidatlı talebesine kızması gerekirken tatlı bir tebessümle yanındakilere “Bizi Celâleddîn göndermiyor” diyerek geri dönmüştür.

Ne var ki, Kayseri’ye gitmeye kararlı olan Seyyid Burhaneddin bir müddet sonra “bir postta iki arslan oturmaz” gerekçesiyle Konya’dan ayrılmıştır.

Mevlâna’nın bundan sonra Şems-i Tebrizî ile karşılaşıncaya kadar hayatı medresede talebelerine ders vermek, halkı ikaz ve irşad etmekle geçmiştir.

Mevlana ve Şems-i Tebrizî ile karşılaşması ve sonrası için TIKLA
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://med-cezir.eniyiforum.org
karinca

karinca

Kadın
Yaş : 33 Kayıt tarihi : 11/01/09 Mesaj Sayısı : 29 Nerden : kayseri İş/Hobiler : Lakap :

MesajKonu: Geri: Hz. Mevlâna'nın Hayatı Hz. Mevlâna'nın Hayatı Icon_minitimeÇarş. 13 Mayıs 2009, 17:54

ok ...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hz. Mevlâna'nın Hayatı

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ay ve Güneş :: ABİDE ŞAHSİYETLER :: Evliya Hayatları :: Mevlana -

/

Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar