Tüm gökyüzünü kapladı kara bulutlar ama damla düşmüyor toprağa.Gök gürlüyor hep ama rahmet inmiyor. Ah bir yağsa..Sonra seni getirse yağmur.Korunmasız çıksak sonra dışarıya.SEN ve BEN dolaşsak ıslak yollarda...Sırılsıklam olsak..İçimize işlese yağmur ve ruhumuzu doyuruncaya kadar çeksek içimize toprağın rayihasını.. Ve sema ve arz ve ben..Bekliyoruz hasretle,yağmasını rahmetin.. Toprak bağrını açmış ''hadi'' diyor,''hadi,gel artık da bekletme daha fazla beni''. Evet az kaldı çok az kaldı..Şimşekler çakmada ve gök gürlemede.Çığlık atıyor sema ama ağlayamıyor. Haydi ey sema,boşalt içini,atma gözyaşlarını içerine.Ağla,ağla,ağla haydi.Biz ağlayamıyoruz günahlarımıza,ağlayamıyoruz biz,ağlanılacak hallerimize!..Sen ağla bizim yerimize..Gözyaşlarını içerine akıtma da,ağla haydi.Ağla ki;insin rahmet,ağla ki;toprak kansın suya,ağla ki;mahlukat ve nebatat '' Daim-ü Baki'nin huzurunda kıyam edip,'Elhamdülillah' demekle,kusursuz Cemal-i ilahiye,nihayetsiz Rahmet-i ilahiye karşı hamd-ü sena edip, ' İyyakenağbudü ve İyyakenesteiyn' '',desin..
Aman Yarabbi!Damlacıklar mı inmeye başladı ne! Ey rahmet,nazlı nazlı da olsa geliyorsun herhalde.Hoşgelirsin teşrif edersen.. Veee,ve işte Vuslat! Sema ağlamada..Boşaltmakta içini..Toprak gözyaşlarını siliyor,semanın.. Ve sen ey güzel dostum! Rahmet insin,bana seni getirsin,kokunu getirsin diye açtım kollarımı,bekledim..Sen değil de yalnız hayalin gelince;''bir dahaki sefere'',dedim.''Bir daha ki sefere''..Ve beklemeye koyuldum yeniden..Kapatmadım açık kollarımı.. Beklediğin sevgilinin dönmesi için kolları asla kapatmamak gerekiyormuş,anladım.. Nasıl ki,kalp kapıları kapanınca;ne sevgi ne de sevgili bir daha dönmüyorsa geri,kapatmamak gerekiyormuş kolları da anladım..Ve inmemesi gerekiyormuş Rabb'e açılan ellerin..Anladım ve örnek aldım toprağı kendime. Topraktan öğrenilecek ne çok şey varmış anladım.. Ve toprak beklemişti.Bıkmadan ve sevgilinin gecikmesinden hiç şikayet etmeden sabır ve aşk ile beklemişti.Biliyordu çünkü gelecekti..Geç de olsa gelecekti mutlaka..Ve yanılmadı hislerinde,çıkmadı boşa güveni..Kalbinin kapılarını hiç kapatmadan beklediği için;''Merhametliler merhametlisi'' acıdı toprağın hasretine de,sağanak halde gönderiverdi sevgilisini.. işte ben de seni öylece bekliyorum canözüm..Hani sen ''toprağım'' derdin bana,ben de sana ''ab-ı hayatım''.Toprağa, Merhametliler merhametlisi olan ,gönderdi hayat kaynağını,suyunu. Şimdi sıra bende..Ben de inanıyorum ki,bu firak bir Ab-ı Hayat lütfuyla vuslata dönüşecek inşaALLAH. Evet mavi yüreklim;toprak,sabrına ve sadakatına karşılık vuslatı elde etti..Biz de sabırla bekleyerek günün birinde vuslatı yaşayacağız inşaALLAH.Ama o günün mutlaka bir gün geleceğinden emin bir şekilde bekleyeceğiz.. Seninde bildiğin gibi,sadece bizim bildiğimiz toprak ve yağmur değil,burada yazdıklarım.. Anlattığım biziz..Anlattığım birbirini yalnızca ve yalnızca O'nun rızası için seven iki dost..Anlattığım,birbirini seven ve sabırla bekleyen iki sevgili..Anlattığım hayalimiz.. Toprak:biz,Yağmur:CENNET! Toprak:biz, yağmur:yarınlar. Toprak:biz,Yağmur:mavilere ısmarladığımız umutlar.. Ama toprak ve yağmurun vuslatını yaşamak için bir de prensip vardı,hatırladın mı? Dur ben hatırlatayım sana: KOLLARI KAPATMADAN SABIRLA BEKLEMEK ...!
Ve unutma; O kollar:duaya açılan eller, O kollar:Canlar Canı'nın vedasında bizlere hediye bıraktığı,sımsıkı sarılmamızı söylediği 'EBEDİ NUR'un sayfaları.. Ve o kollar:benim kollarım.. KOLLARIM AÇIK BİR ŞEKİLDE GELMENİ BEKLİYORUM SABIRLA... KOLLARIM AÇIK BİR ŞEKİLDE,VUSLATI YAŞATMANI İSTİYORUM.. KOLLARIM AÇIK,SENİ BEKLİYORUM