Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Sinema Sohbeti... Paz 14 Ara. 2008, 12:47
Arkadaşlar bu başlık altında izlediğimiz filmeleri birbirimize tavsiye edebilir ve tanıtabiliriz .
Sizlere yararlı lduğunu düşündüğüm filmlerin ayrıntılı tanıtımlarını da zaten bölüm içerisinde yapmaya çalışacağım elimden geldiğince.BU arada benim arkadaşlara tavsiye ettiğim filmleri unutmuş olabilirim aklında olan varsa buradan hatırlatsın herkese tanıtalım.
selametle..
En son mcnn38 tarafından C.tesi 27 Haz. 2009, 13:39 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
emiroğlu
Yaş : Kayıt tarihi : 09/09/08
Mesaj Sayısı : 594
Nerden : İş/Hobiler : Lakap : amcasını arıyor
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Paz 28 Ara. 2008, 14:20
çizme, iskilipli atıf hoca,
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Paz 28 Ara. 2008, 15:30
emiroğlu demiş ki:
çizme, iskilipli atıf hoca,
ah be "emiroğlu" daha detaylı anlatsan da arkadaşlarda istifade etse keşke,herşeyi devletten beklememek lazım demi ..
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Paz 28 Ara. 2008, 18:01
Arkadaşlar filmi izlemenizi tavsiye ederim,filmde geçen konunun gerçekle bağlantılı olduğu üzerine kitaplar bile yazılmıştır güzel ve sürükleyici bi film..
Görev Mars Filminin Konusu
Komutan Luc Goddard (Don Cheadle), Mars’a yapılacak ilk insanlı yolculukta görev almak üzere seçilir. Altı aylık bir yolculuktan sonra kızıl gezegene ayağını basmasıyla birlikte ekip eski, kubbe benzeri bir yapı keşfeder; bir yol gösterici. Kubbe, takımı yok eder ve sadece Luc sağ kalır.
Henüz yeni evlenen Jim McConnell (Gary Sinise) kurtarma operasyonunu üstleniyor. Marsa geldiklerinde Luc’u canlı bulurlar; zamanını bu esrarlı yapının sırlarını çözmek için geçirmiş halde. Şimdi bir seçim yapmaları gerekiyor: gizemi çözmek için yapının içine girip yaşamlarını riske mi atacaklar, yoksa güvenli bir şekilde dünyaya mı dönecekler?
Yönetmen : Brian De Palma Senaryo : Lowell Cannon, Jim Thomas Oyuncular : Gary Sinise, Tim Robbins, Connie Nielsen, Jerry O'Connell, Peter Outerbridge Filmin Türü : Aksiyon, Drama Orijinal Adı : Mission to Mars Yapımcı Firma : Buena Vista Pictures Yapım Yılı : 2000 Yapım Ülkesi : ABD Orijinal Dili : İngilizce Filmin Süresi : 113 dakika Resmi Sitesi : http://movies.go.com/m2m/flash.. Dağıtıcı Firma : UIP Maliyet : 0 Hasılat : 0 Ziyaretçi Sayısı : 0 Vizyon Tarihi : 06.10.2000
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Paz 28 Ara. 2008, 18:06
Yine mars üstüne çevrilmiş bir film güzel ve sürükleyici tv kanallarında izlememiş olan arkadaşlar için tavsiye olunur.
Kırmızı Gezegen Filminin Konusu
Yakın gelecekte, dünya ölmektedir. İnsanlık yeni çareler araken Mars'a yerleşmek üzere araştırma ve ön hazırlık yapılmasına karar verilir.
Her biri farklı mesleklerden ve farklı ideolojilerden gelen kişilerden oluşan bir Amerikan astronot ekibi Mars'a gönderilir. Bu seçimle ekibin daha etkili ve daha başarılı bir operasyon gerçekleştireceği varsayılır.
Ekip Mars'a inerken hayati bir kaza geçirir. Şimdi Mars'ta problemleri, farklılıkları ve soruları ile başbaşadırlar. Acaba o anda mars yüzeyinde kendilerinden başka canlı bulunuyor mu?
Yönetmen : Antony Hoffman Senaryo : Chuck Pfarrer, Jonathan Lemkin Oyuncular : Val Kilmer, Carrie-Anne Moss, Benjamin Bratt, Tom Sizemore, Simon Baker Filmin Türü : Bilim Kurgu, Aksiyon Orijinal Adı : Red Planet Yapımcı Firma : Mars Production Yapım Yılı : 2000 Yapım Ülkesi : Avustralya / ABD Orijinal Dili : İngilizce Filmin Süresi : 106 dakika Resmi Sitesi : http://www.redplanetmovie.com/ Dağıtıcı Firma : Warner Bros Maliyet : 0 Hasılat : 0 Ziyaretçi Sayısı : 0 Vizyon Tarihi : 29.12.2000
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Paz 28 Ara. 2008, 19:03
Herşey sıradan bir soygun gibi başlar. Boyacı kılığındaki dört soyguncu Wall Street’in en büyük kurumlarından birinin lobisinde 50 kişiyi rehin aldığında polis de sıradan prosedürü uygular ve iki dedektif soyguncularla anlaşmak üzere görevlendirilir.
Ancak zaman geçtikçe dedektifler soyguncuların hep bir adım gerisinde kaldıklarını fark ederler. Her durumda işe yarayan planlar altüst olmuş, geçen zamanla beraber çareler tükenmeye başlamıştır.
Banka patronunun olan bitenle fazlaca alakalı olması, bayan bir brokerın soyguncularla özel görüşme talep etmesi… Dedektif Frazier ve Darius’un akılları her geçen dakika daha fazla karışmaktadır. Soyguncuların tek derdi bankayı mı soymaktır?
S.T.
İçerideki Adam Filminin Konusu
“The Inside Man”de anlatılan olaylar zinciri aslında oldukça sade/basit şekilde başlar. Dünya çapındaki finans kurumlarından Manhattan Trust’ın Wall Street şubesinin kalabalık lobisine boyacı kıyafetleri giymiş dört kişi gelir. Kostümlü soyguncuların başlattığı mükemmel planlanmış kuşatma saniyeler içinde sonuçlanır. Soyguncular tarafından rehin alınan 50 kadar banka yöneticisi, o andan itibaren çok iyi organize edilmiş bir soygun operasyonunun pençesine düşmüştür.
Soyguncuların lideri Dalton Russell (Clive Owen) ile sağlıklı iletişim kurulması ve rehinelerin zarar gelmeden kurtarılması için New York Polis Departmanı (NYPD) dedektiflerinden Keith Frazier (Denzel Washington) ile Bill Mitchell (Chiwetel Ejiofor) görevlendirilir. Acil Durum Birimi (ESU) Başkanı John Darius (Willem Dafoe) ile omuz omuza çalışan dedektifler, olayın kısa sürede barışçı yöntemlerle çözüleceğinden, bankanın kontrol altına alınıp rehinelerin kurtarılacağından umutludur.
Ancak işler planlandığı gibi gitmez. Bankayı ve müşterileri rehin alan Russell son derece kurnaz, dikkatli, zeki ve soğukkanlı bir soyguncudur. Sadece rehin aldığı müşterilerin değil, yetkililerin de kafasını karıştırıp dikkatini dağıtacak çok titiz bir plan yapmıştır. Dışarıda banka önünde toplanan kalabalıktaki gerilim düzeyi hızla artarken hummalı bir çalışmaya giren Frazier ve kurmayları, bütün dikkatlerini Russell’ın kontrolü kaybetmesine vermişlerdir.
Soyguncular sürekli olarak polisin bir adım önünde gibidir. Bitmek tükenmek bilmeyen akıl oyunlarıyla Frazier ve Darius’u her aşamada safdışı bırakırlar. Bu işin içinde başka işler olabileceğine dair Frazier’ın birtakım kuşkuları vardır. Bayan borsa brokerı Madeliene White’ın (Jodie Foster) devreye girişiyle beraber olay bambaşka boyutlar kazanır. Madeliene’ın, Russell ile özel görüşme yapmayı talep etmesiyle Frazier’ın kuşkuları doğrulanmıştır. Öte yandan bankanın Yönetim Kurulu Başkanı Arthur Case da (Christopher Plummer), ele geçirilen şubenin içinde olup bitenlerle dakika dakika ilgilenmektedir.
Soyguncular tam olarak neyin peşindedir? Saatler ilerledikçe daha da gerginleşen durumu yatıştıracak tedbirler neden işe yaramamaktadır? Durum giderek belirsiz hale gelirken Frazier artık bu işin içinde birtakım görünmez bağların olduğuna, başka bir yerlerde gizli toplantıların sürdüğüne ikna olmuştur. Sadakatlerin ve davranışların sorgulandığı ortamda çok riskli bir kedi-fare oyununa başlamıştır. Ancak oyunun kuralları sürekli değişmektedir. Atacağı yanlış bir adım, sinirleri sürekli diken üstünde tutan bu kedi-fare oyununun felaketle sonuçlanmasına yol açabilecektir.
En son mcnn38 tarafından Paz 14 Haz. 2009, 13:10 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Paz 28 Ara. 2008, 19:08
Eisenheim, aristokrat bir ailenin kızı Sophia’ya aşıktır ama kendisinin marangoz bir aileden geliyor olması, çevreleri tarafından bu aşkın hoş karşılanmamasına neden olur. Aşkını yaşamasına yasak konan Eisenheim, ülkeyi terkeder ve dünyayı dolaşmaya karar verir.
15 yıl sonra tanınmış bir illüzyonist olarak ülkesine döndüğünde, eski aşkı Sophia'nın Avusturya-Macaristan veliaht prensi Leopold ile nişanlanmak üzere olduğunu görür. Ama yıllar sonra tekrar karşılaşan eski aşıklar, birbirlerine kayıtsız kalamazlar ve eski duygular yeniden alevlenmeye başlar. Bu durumun farkına varan Prens Leopold ile Eisenheim arasında, sıkı bir mücadele başlayacaktır.
Neil Burger'in yönettiği filmde, Edward Norton, bu kez de, doğaüstü güçleri sayesinde, koca bir imparatorluğun güç dengelerini tehdit eden bir karakterle sinemaseverlerin karşısında.
Z.S.
the illusionist (Sihirbaz) Filminin Konusu
Eisenheim, Viyana’da muazzam sihirbazlıklarını sergilemeye başladığında, kendisinin dünya dışı güçlere sahip olduğu insanlar arasında konuşulmaya başlanır. . . hatta bu Avrupa’nın en güçlü ve pragmatik adamı olan Prens Leopold’un (Rufus Sewell, Dark City) kulağına kadar gider. Sihirbazlık denen şeyin aslında sahtekarlıktan başka birşey olmadığına inanan Leopold, tüm foyasını ortaya çıkartmak için Eisenheim’ın gösterilerinden birine katılmaya karar verir. Nitekim, Prens’in güzel nişanlısı Sophie von Teschen, sahnedeki sihirbaza yardımcı olurken, Eisenheim ve Sophie birbirlerini çocukluktan tanıdıklarını farkederler – ve sönmüş bir aşk yeniden alev alır. Eisenheim ve Leopold, Sophie’nin aşkını kazanmak için yarışırken, her ikisinin de ona sevgisini ispat etmek için herşeyi yapabilecekleri gayet aşikar bir hal alır.
Bu gizli aşk devam ederken, Leonard, Eisenheim’in halk arasındaki ününün giderek artmış olmasına rağmen, sihirbazın foyasını ortaya çıkartmak için Uhl’a görev vermiştir. Uhl, bildiğinden şaşmaz bir şekilde bu adamı ve arkasındaki hilekarlığı araştırmaya koyulmuşken, Eisenheim ise, o güne kadar yapılmamış en iyi gösterisini sergilemek için çalışmalarına devam eder.
En son mcnn38 tarafından Paz 14 Haz. 2009, 13:16 tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Paz 14 Haz. 2009, 13:36
Simgebilimci Profesör Robert Langdon'a bir toplantı için Paris'tedir. Gece oteline gelen bir telefonla polis tarafından Louvre müzesine çağrılır. İsa'nın Son Yemeği'nin sergilendiği salonda bir cinayet işlenmiştir. Kanının son damlasıyla cinayet mahalline şifreli ipuçları bırakan kurban, Langdon'u aynı gün telefonla aramış bulunan Müze müdüründen başkası değildir.
Polis müfettişi Bezou Fache için Langdon sadece şifreleri çözecek isim değil, potansiyel katilin ta kendisidir. Fransız polisinin şifre çözme uzmanı genç ve güzel Sophie Neveu olaya karıştığında, herşey, göründüğünden çok daha karmaşık ve tarihin akışını değiştirebilecek bir sırrın etrafında düğümlenmeye başlayacaktır.
Dan Brown'un histeri derecesinde çok satan kitabından uyarlanan Ron Howard imzalı filmde Langdon'u Tom Hanks'in, Fransız Müfettiş Fache'ı ise Jean Reno'nun canlandıracak olması gibi sürprizler var.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Paz 14 Haz. 2009, 18:44
Mistik bir Zen Keşişi, koruyuculuğunu üstlendiği kadim bir belgeyi de yanında taşıyarak tüm dünyayı gezmektedir. Amacı kutsal görevini devredebileceği yeni bir koruyucu bulmaktır. Yolu New York sokaklarına düştüğünde, aradığı kişiyle yollarının kesişeceği yere doğru ilerlemeye başlar.
Tüm zamanını sokaklarda geçiren Kar, şans eseri keşişe yardım ettikten sonra, onun gözünde uygun adaya dönüşür. İkili yanlarına Rus bir genç kızı da alarak, Keşişin boyutlarını zamanla göstereceği gücüne erişmek isteyen düşmanlarla mücadele etmeye başlarlar.
Hem oyuncuları, hem de öyküsü ve kaynaştırdığı türleri ile dikkat çeken yapım, John Woo'nun desteğiyle yaratılmış bilim kurgu soslu bir dövüş sanatları filmi.
Film, video klip kökenli yönetmeninin de ilk uzun metrajlı filmi olma özelliğine sahip.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Paz 14 Haz. 2009, 19:09
Kızının kaçırılışını, cep telefonu bağlantısında hiçbir şey yapamadan dinleyen bir babanın durumundan daha kötü ne olabilir? Kâbus gibi bu durum, eski bir gizli ajan olan Bryan’ın başına gelir. Genç kadınları satan bir çetenin elinden kızını kurtarmak için önünde çok kısa bir zaman vardır. Ancak Bryan’ın önünde çözülmesi gereken ilk sorun, kendisinin Los Angeles’te, kaçırılan kızının ise Paris’te olmasıdır.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Paz 14 Haz. 2009, 19:21
Tüm hayatı boyunca normal bir insan yerine konmamış ve hiçbir eğitim almamış olan Danny (Li) bir çeşit köledir. Patronu ve aynı zamanda sahibi Bart (Hoskins) tarafından bir köpek gibi eğitilmiş ve kendisine sadece tek bir şey öğretilmiştir, dövüşmek ve öldürmek. Yasadışı yapılan dövüşlerde Bart tarafından dövüştürülen Danny’nin hayatı algılaması, eğitimsizliği yüzünden on yaşındaki bir çocuğunki gibidir.
Bir gün Bart’la beraber geçirdiği trafik kazasından sonra Bart komaya girince Danny sahipsiz bir hayvan gibi sokak ortasında kalır. Dünyaya dair hiçbir bilgisi olmayan genç adama kör bir piano akortçusu (Freeman) yardım eder. Adamdaki anormallikleri fark eden müzisyen, Danny’ye hayatı yeniden öğretmeye başlar; tabii ki müziği kullanarak. Ve Danny hayatında hiç bilmediği sevgi, aşk, intikam ve bağışlama gibi duyguları öğrenmeye başlar.
Unleashed, her ne kadar yönetmen koltuğunda oturmuyor olsa da, Luc Besson’ın hem yapımcılığını hem de senaristliğini yaptığı bir film.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Paz 14 Haz. 2009, 19:23
Eski özel operasyon birimi üyesi Frank Martin (Jason Statham), Fransa'nın Akdeniz kıyısında bir tür paralı asker olarak çalışmaktadır. Hiç soru sormadan, özel dizayn edilmiş BMW'siyle kimi zaman mallar, kimi zaman insanlar taşımaktadır verilen adreslere.
Frank'in aldığı son paketin de görünüşte diğerlerinden farkı yoktur. Wall Street olarak bilinen bir Amerikalı tarafından kiralanan Frank, yolda mola verdiği sırada paketin hareket ettiğini farkeder ve çantayı açtığında içinde genç ve güzel bir kadının ağzı bağlanmış olarak bulunduğunu farkeder.
3 kuralını da ihlal eden Frank, güzel yol arkadaşıyla birlikte sırlarla dolu olayı çözmek ve hayatını kurtarmak zorundadır.
Fransız yönetmen Luc Besson'un yapımcılığını üstlendiği ve senaryosunu yarattığı iddialı bir Fransız aksiyonu...
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Paz 14 Haz. 2009, 19:24
Don Diego de la Vega istediğini elde etmiş ve bir serseriden bir halk kahramanı yaratmıştır. Yeni Zorro, Alejandro de la Vega, düşmanlarından intikamını almış ve artık güzeller güzeli karısı Elena ve oğluyla huzurlu bir hayat yaşamaya başlamıştır.
10 yaşında zeki bir çocuk olan Jouqauin hala babasının gizli kimliğinden habersiz olarak yaşamaktadır. Karısını ve oğlunu bu belalı hayattan uzak tutmak isteyen Alejandro, çok başarılı olamaz çünkü çoktan yeni bir düşman edinmiştir: Armand.
Tekrar maskesini takmak zorunda kalacak olan Zorro’nun yeni macerasında bir de yardımcısı var. İlk hikayede de kılıç kullanmakta kendisinden aşağı olmadığını ispatlayan güzel Elena bu sefer maskesiyle beraber kocasının yanında.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Paz 14 Haz. 2009, 19:25
Güzel FBI ajanı Illeana Scott, özellikle çözülemeyen cinayetler konusunda uzmanlaşmış bir analizcidir. Suç araştırması konusunda sıradan yöntemlere güvenmemekte ve kendi yöntemleriyle en zor dosyaları bile çözüme kavuşturmaktadır.
Montreal polisi bir seri katilin işlediği cinayetlere engel olamayınca, dışardan birinden, Ajan Scott'tan yardım isterler. Montreal'e gelen Scott, yerel polisten dedektiflerin de yardımıyla araştırmaya başlar. Seri katil, bir tür bukelamun gibidir, insanları öldürüp yaşantılarını çalmaktadır. Bir süre onların yerine geçip onlar gibi yaşayan katil, sonraki hedefini öldürdükten sonra da o yaşam tarzına geçmektedir.
Scott'ın sıradışı yöntemleri, onu polisin hiç ipucu bulamadığı katile yaklaştırmıştır. Ancak katilin peşine düştüğüne inandıkları genç bir adamla duygusal yakınlaşması işiyle arasına girer. Güzel ajan kendisini sürprizlerle dolu bir cinayet davasının tam ortasında bulacaktır.
Özellikle polisiye gerilim filmi sevenlerin beğenebileceği filmde Angelina Jolie ve sürpizlerle dolu bir senaryo izleyiciyi bekliyor.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Salı 16 Haz. 2009, 10:13
Şık ve hareketli Danny Ocean, tam bir aksiyon adamıdır. New Jersey hapishanesinden şartlı salıverilmesine 24 saat kalmışken bile karizmatik hırsız, bir sonraki planına son rötuşları yapmaktadır. 3 kuralı uygulayarak - kimseye zarar verme, hak etmeyen kimseden çalma ve oyunu, kaybedecek hiçbir şeyin yokmuş gibi oyna - Danny tarihteki en incelikle hazırlanmış ve sofistike kumarhane soygununun orkestra şefliğini yapacaktır.
Bir gece yarısı Danny ve özenle seçilmiş 11 adamı, Terry Benedict'in Los Angeles'da sahip olduğu üç kumarhaneden 150 milyon USD çalacaklardır. Danny'nin eski karısı Tess ile çıkmaya başlayan Terry, kuşkusuz daha fazlasını da hak etmiştir.
Danny istediği parayı ele geçirmek için hem hayatını hem de Tess ile yeniden barışma şansını riske atmaktadır. Yine de herşey Danny'nin sık elenip ince dokunmuş entrikasına uygun gelişirse iki arzusu arasında seçim yapması da gerekmeyecektir.
Danny Ocean'ın çetesi geri döndü. Daha önce Las Vegas'ta üç büyük kumarhaneyi aynı anda soyup, Terry Benedict'e gününü gösteren çete, bu kez aynı anda Avrupa'nın üç büyük şehrinde, Paris, Roma ve Amsterdam'da, aynı şeyi yapmayı kafaya koymuş durumda.
Elbette geçen seferin intikamını almak isteyen Terry Benedict, olanları unutmuş değil. Özellikle karısı Tess ile ilgili kuyruk acısı, Danny'den öç almak için başlı başına yeterli bir sebep. Üstelik bu kez Danny ve çetesinin peşinde güzel ve kararlı bir Interpol ajanı da var.
Steven Soderbergh bir kez daha George Clooney, Brad Pitt, Matt Damon, Andy Garcia ve diğer gözüpek oyuncularla çalışıyor. Bu ikinci serüvende onlara dişi-ajan rolüyle Catherine Zeta-Jones eşlik ediyor.
En son mcnn38 tarafından Salı 16 Haz. 2009, 10:42 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Salı 16 Haz. 2009, 10:14
Dünya, doğanın gazabına uğramaktadır. Şiddetli kasırgalar Los Angeles'ı haritadan silmiş, Yeni Delhi karlar altına gömülmüş, Tokyo devasa dolu yağışıyla yıkılırken New York ani iklim değişikliği ile dev dalgaların tehditi altında kalmıştır. Bir iklim bilim uzmanı olan Jack Hall, dünyayı, küresel ısınmanın tetiklediği bu felaketten kurtarmak için çözüm arayışındadır.
Kurtuluş Günü'nün yaratıcısı Roland Emmerich, dünyayı bu kez uzaylılar tarafından değil, bizzat doğanın kendisi tarafından yokediyor. Devasa doğal felaketler, büyük paralar harcanarak ve bilgisayar teknolojisinin de katkısıyla nefes kesen gerçekçilikte sahnelere dönüştürülmüş. Denis Quaid, Jake Gyllenhaal ve Ian Holm'un da katılımıyla filmin kadrosu da en az efektleri kadar dikkat çekiyor.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Salı 16 Haz. 2009, 10:19
Jeff Talley, Los Angeles polisine bağlı olarak çalışan ve rehineler için arabuluculuk yapan bir polistir. Ancak günün birinde işler ters gidip bir çocuğu rehin almış bir adamın intiharına ve çocuğu öldürmesine engel olamayınca bunalıma girer ve ufak bir kasabaya tayinini ister.
Karısı ve çocuğunu geride bırakarak geldiği kasabada kaybettiği huzuru arayan Talley’nin başı eskisinden de büyük belalara girer. Bir araba çalmak derdinde olan üç genç, işler karışınca arabanın sahibi olan aileyi rehin almak zorunda kalırlar. Ancak rehin alınan aile de sıradan değildir.
Ailenin evinde New York’un batı yakasının mafya babalarından Sonny Benza'nın milyonlarca doları bulunmaktadır ve bunun farkına varan hırsızların elebaşı Mars’ın bu paraları almadan kasabadan ayrılmaya niyeti yoktur. Durumu öğrenen Benza da, Talley’in karısını ve kızını rehin alır ve işler tamamen Talley’nin kontrolünden çıkar. Geldiği sakin kasaba Los Angeles’tan beter bir kabusa dönüşmüştür
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Salı 16 Haz. 2009, 10:27
Hayatta her şey olabilir. Gün gelir, hiç düşünmediğimiz bir insana işimiz düşebilir. Bu filmde de; işinin ustası bir çete lideri, deneyimli bir polisle işbirliği yapıyor. Uyumsuz ikili, zamana karşı bir yarışa girerek, çete liderinin kızını kaçıran azılı soyguncuların peşine düşüyor.
Jet Li ve DMX'in başrollerinde yer aldığı, başından sonuna müziğin eksik olmadığı bir polisiye.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Salı 16 Haz. 2009, 10:30
Şehirlerde yaşayan insanlar yeraltında neler döndüğünü bilmiyor. İki farklı ırk arasında yaşanan gerilimin ise hiç farkında değil...
Yeraltı, aristokrat vampirler ile sokakları elinde tutan kurt adam Lycan'lar arasında bölünmüş durumda. Bu yeraltı organizasyonu, gotik dünyanın dengesi; bir vampirin bir Lycan'a aşık olması ile alt üst olur. Kısaca, bir vampirin, bir kurt adamı sevmesiyle başlayacaktır savaş!
Vampirlerin ve kurt adamların cirit attığı bir aşk hikayesi ilginizi çekiyorsa filmin yolunu beklemeye başlayın deriz.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Salı 16 Haz. 2009, 10:31
Gelin, zamanında kadın suikastçılardan oluşan bir grubunun parçasıdır. Bill ve öteki suikastçılar ona karşı birleşince konumunu bırakmıştır. Düğün günü kendisine kurulan bir tuzak nedeniyle girdiği komadan uyanınca intikam almaya yemin eder!..
Sık sık Uzakdoğu dövüş filmlerinin kendisini ne kadar çok etkilediğini söyleyen Quentin Tarantino, Uma Thurman için yazdığı ve başrolünü de genç oyuncuya verdiği filmle, köklerine dönüş yapıyor. Bill rolünde ise, 80’lerden sonra unutulmaya başlamış aksiyon yıldızı David Carradine oynuyor.
Jackie Brown’dan beri ortalıkta gözükmeyen ve neredeyse kendisini unutturmaya başlayan Tarantino’nun bu filmi, estetik dövüş sahneleriyle dolu bir intikam hikayesi.
Başlangıçta tek bir film olarak düşünülen yapım, Tarantino çektiği sahnelere kıyamıyınca ikiye bölünmüştü.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Salı 16 Haz. 2009, 10:35
Charlie Croker, Los Angeles'lı soyguncu bir çetenin başıdır. Proje aşamasındaki büyük bir altın soygunu için şehir trafiğini kullanmaya karar verir. Soygun günü tüm trafiğin tıkanmasına neden olacak ve polislerin kendilerine ulaşmasını engelleyeceklerdir. Kurtuluş için trafiğin içinden sıyrılmayı kolaylaştıracak küçük arabalar ayarlar...
69 yapımı soygun filminin yeniden çevrimi. İlk filmde Avrupa'da gerçekleştirilmesi planlanan soygun, bu defa Los Angeles'de gerçekleşiyor. İlk filmde olduğu gibi dönemin yıldız oyuncuları yer alıyor. Arabalar ise ilk filmde yer alan Mini Cooper'ın yeni modelleri.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Salı 16 Haz. 2009, 10:35
S.W.A.T. (Özel Silahlar ve Taktikler anlamına geliyor.) polis teşkilatının özel olarak yetiştirilmiş adamlarından oluşan bir grup. Yeni görevleri basit gibi gözüken bir koruma işlemidir.
Büyük ölçekte bir uyuşturucu şirketinin elebaşısı enselenmiş ve içeri tıkılmıştır. Fakat içeride fazla kalmayı planlamayan uyuşturucu kralı, kendisini kurtaracak olana 100 milyon dolar vereceğine dair bir haber uçurur. Dolayısyla da refakatçi olarak SWAT üyeleri devreye girer.
70'lerin televizyon dizisinden esinlenilerek çekilen filmde, usta oyuncu Samuel L. Jackson'a, genç kuşağın kült oyuncusu Colin Farrell eşlik ediyor.
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Salı 16 Haz. 2009, 10:56
Don Diego Dela Vega nın California da efsanevi ve romantik bir kahraman Zorro olarak, İspanyol zulmüne karşı savaşmaya başladıktan bu yana tam yirmi yıl geçmiştir. Yıllarını hapiste geçiren Don Diego, güçlü İspanyol Vali Don Rafael Montero yu durdurabilmek için bir çare bulmak zorundadır. Aklına gelen ilk çözüm ise gerçekten mükemmeldir. Kendine bir halef bulacak ve onu yeni Zorro olarak yetiştirerek İspanyolların belası haline getirecektir.
Bu amaçla işe koyulan Don Diego belalı bir geçmişe sahip olan haydut Alejandro Murieta yı bulur. Genç adamı adeta yeniden yaratan Don Diego, ezeli rakibi Don Montero ya unutamayacağı bir ders vermek amacındadır...
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Salı 16 Haz. 2009, 10:58
Jack Quinn, ülkesinin en iyi kontrgerillasıdır. Fakat artık bu oyundan sıkılmış, işini bırakmak istemektedir. Son görevinden bir gece önce hedefi olan terörist Stavros'u elinden kaçırır ve bir anda herşeyini kaybeder. Quinn, öldürülemeyecek kadar değerli ama yaşamları da çok riskli olan casusların saklandığı Colony'ye gönderilir. Artık Quin'in karısı ve doğmamış çocuğu Stavros'un intikam hedefi olmuşlardır.
En büyük özelliği Jean-Claude Van Damme, Mickey Rourke ve Dennis Rodman'ı bir arada sunması olan bir başka aksiyon daha...
mcnn38
Admin
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Sinema Sohbeti... Salı 16 Haz. 2009, 10:59
FBI ajanı Saen Archer sekiz yıldır peşinde olduğu ayrıca bir terör olayında çocuğunu öldüren zeki bir suçlu ve paralı terörist Castor Troy'un Los Angles'a yerleştirdiği biyolojik bir silahı aramaktadır.
Troy'un öldüğünün duyulması üzerine bir estetik ameliyatın yardımıyla onun yerine geçerek terör örgütünün içine sızar. Ancak Troy ölmemiş sadece komaya girmiştir. Komadan çıkınca o da aynı yöntemle Archer'ın yerine geçer. Archer teröristlerle uğraşırken Troy Archer'ın aile ve iş hayatını mahfetmektedir. Nihayetinde birbirine kin ve nefret duyan ve birbirine dönüşen iki ezeli düşman yüzleşebilecek midir?
Büyük aksiyon yönetmeni John Woo'dan Travolta ve Cage'in nefes kesen oyunculuğuyla kaçırılmaması gereken bir film. Yönetmenin Amerika'da yaptığı filmlerden belki de en sevileni...