Yaş : 44
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: AŞK... (M.F.G) Paz 07 Eyl. 2008, 16:46
AŞK
Aşk, Rahmet-i Sonsuz’un, insanoğluna gelip ulaşan en gizli lütuflarından biridir. Aşk, bir nüve, bir çekirdek olarak hemen her fertte bulunur. Şartların elverdiği ölçüde de o çekirdek ve tohum, ağaçlar gibi dal-budak salar; çiçekler gibi uyanır ve meyveler gibi, başlangıç ve sonu biraraya getirme noktasında kıvamına erer.
Aşk, bir duygu olarak göz, gönül ve kulak menfezleriyle insanın iç âlemlerine akar; vuslata dek de, bir baraj gibi şişer, bir çığ gibi büyür ve bir alev gibi onun her yanını sarar. Aşk vuslatla noktalanınca herşey durgunlaşmaya yüz tutar; ateş söner, baraj boşalır, çığ da dağılır gider...
Doğuştan bir ma’nâ ve nüve olarak, hemen her rûhun önemli bir yanını teşkil eden aşk, gerçek ton ve rengini hakîkî aşka inkılâb etmekte bulur, ebedîlik kazanır ve zamanla da vuslat eşiğinde bir mücerret lezzet haline gelir.
İnsanoğlunda, Hak tecellilerine açık olan zirve, gönüldür. Gönüllerin bu tecellilere, dolayısiyle de Allah (c.c.) sevgisine mazhar olmalarının en zâhir emâresi ise, o sinelerde Yüce Yaratıcı’ya duyulan aşk ve iştiyâktır.
İnsan-ı kâmil ufkuna ulaşma yollarının en keskin, en kestirme ve sıhhatli olanı aşk yoludur. Aşka, iştiyâka açık olmayan yollarla, o ufka ulaşmak oldukça zordur. Denebilir ki hakîkata ulaşmada, “acz u fakr, şevk ü şükür” yolundan başka aşka denk ikinci bir yol yokdur.
Aşk, yitirdiğimiz cenneti bulabilme yolunda, Cenab-ı Hakk’ın bizlere ihsan ettiği bir buraktır. Ve bu buraka binenlerden şimdiye kadar hiç takılıp yolda kalan olmamıştır. Vâkıa bu semâvî burakın sırtında dahi, şatahat ve neş’e sarhoşluğuyla “yol kenarı” yürüyenlere rastlamak mümkündür. Ama bu, tamamen, onların, Hak’la aralarındaki münâsebete râcîdir...
Aşk, insanı bütün bütün yakıp kül ettiği için, bundan böyle onu ne dünya ne de ukba ateşleri yakmaz ve yakamaz. Zira, iki emniyet ve iki korku, iki iştiyâk ve iki ızdırabın bir insanda cem olmaması esasına binaen, bütün bir hayat boyu sinesini aşkın alevlerine açan ve iç dünyasında cehennemî ateşlerle pençeleşen kimselerin, ikinci bir defa aynı ızdırap ve aynı elemleri yaşamaları artık düşünülemez...