Ay ve Güneş
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Ay ve Güneş

/

 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  Video BölümüVideo Bölümü  
SIK KULLANILAN BÖLÜMLER
Tıkla Dinle Kutucukları & Maneviyat& Aşk ve Sevgi & Lakırdı Ovası & SEYR-i ALEM & DİVAN-I EDEBİYAT
GİTMEK İSTEDİĞİNİZ BÖLÜMÜN İSMİ ÜZERİNE TIKLAYIN
EN SON GÖNDERİLEN 10 MESAJ
Konu Yazan GöndermeTarihi
Salı 05 Şub. 2019, 11:07
Cuma 25 Ocak 2019, 12:06
Salı 04 Ara. 2018, 09:09
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:29
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:26
C.tesi 17 Haz. 2017, 13:04
Perş. 25 Mayıs 2017, 09:45
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:58
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:56
Perş. 04 Mayıs 2017, 09:33

Fırat'ın ötesindeki Ergenekon ya da paşayı kim vurdu? Adem Yavuz ARSLAN

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
emiroğlu

avatar


Yaş : Kayıt tarihi : 09/09/08 Mesaj Sayısı : 594 Nerden : İş/Hobiler : Lakap : amcasını arıyor

MesajKonu: Fırat'ın ötesindeki Ergenekon ya da paşayı kim vurdu? Adem Yavuz ARSLAN Fırat'ın ötesindeki Ergenekon ya da paşayı kim vurdu? Adem Yavuz ARSLAN Icon_minitimeCuma 08 Kas. 2013, 12:41

Türkiye, tekmili birden 'öğrenci evi' tartışmasına kapılıp giderken çok önemli gündemler gözden kaçıyor.

Uluslararası telekulak skandalı gibi bugüne ait dosyaların yanı sıra Tuğgeneral Bahtiyar Aydın suikastı gibi dünün önemli başlıkları da gündemde kendine yer bulamadı.

Oysaki bu başlıkların tamamı 'öğrenci evi' tartışmasından çok daha önemli.

Dün kısmen medyaya yansıdı.

22 Ekim 1993'teki meşhur Lice olayları sırasında aralarında Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da bulunduğu 2'si asker 16 kişinin ölümüyle ilgili iddianamede şok detaylar var.

Bunca yıldır komutanın 'PKK'lılarla girilen şiddetli çatışma sonucunda şehit olduğu' söyleniyordu.

Delil olarak da dere yatağındaki silahlar gösterilmişti.

Ancak kriminal kayıtlar 'durumun öyle olmayabileceğini' ortaya koydu.

Söz konusu ağır makineli silahın yanındaki 640 kovan 9 farklı silahtan çıkmış. Kalaşnikof'un yanındaki 301 kovan ise 29 ayrı silahta kullanılmış.

Yani elde 2 silah var ama kovanlar 39 ayrı silahta kullanılmış.

İddianamede başka 'tuhaflıklar' da var.

Mesela 'şiddetli çatışma olmasına rağmen' hiçbir teröristin ölü ya da yaralı yakalanamaması, izine dahi rastlanamaması dikkat çekiyor.

Olayda yaralanan askerlerin ifadeleri alınmamış. Ayrıca 'temiz' bir Kalaşnikof PKK'ya kayıtlı bir silahla yer değiştirilmiş.

İddianamede başka 'tuhaflıklar' da sıralanıyor.

İşin tuhafı Lice bu konuda tek örnek değil. Benzeri çok fazla olay var.

Mesela, 15 Kasım 2000'de Cizre'de Hizbullah'a yönelik bir operasyon yapıldı.

O dönemin askeri kanat sorumlusunun evine gizlenmiş cephanelikte 99 adet uzun namlulu silah çıktı.

Aralarında ağır makineli ve suikast silahları da vardı.

Silahlar özenle sökülmüş, yağlanmış ve 'talimata uygun olarak' depolanmıştı. Evin sahibi silahları sahiplenmedi.

Fakat 28 Ağustos 2001 tarihli kriminal rapor şok gerçeği ortaya koydu.

Söz konusu silahların bazıları kayıtlara PKK saldırısı olarak geçmiş baskınlarda kullanılmıştı.

Raporda hangi seri numaralı silahın nerede kullanıldığı madde madde sıralandı.

Benzer bir örnek daha...

2001 Ocak başında yine 'Hizbullah'a yönelik' İdil ve kırsalında operasyon yapıldı.

Kimin eli kimin cebinde belli değil

Çok sayıda silah ele geçti.

Fakat köylüler silahların kendilerine ait olmadığını iddia etti. Kriminal incelemede ele geçen 43 Kalaşnikof, 13 RPG ve 4 LAW silahından 2'sinin Şırnak Jandarma Envanteri'ne kayıtlı olduğu anlaşıldı.

İşin tuhafı söz konusu baskınla ilgili Diyarbakır 3. Nolu DGM'de görülen davada jandarma 'o silahlar bizim' dedi.

Daha da tuhafı silahların iadesine yönelik talebin bulunduğu resmi yazı mahkeme dosyasından 'uçtu.'

Benzeri örnekleri uzatmak mümkün.

Bu örneklerle bir örgütü aklama ya da diğerini suçlama amacında değilim. O dönem PKK'nın, Hizbullah'ın, Ergenekon'un birbirine karıştığı, kimin kim olduğunun anlaşılamadığı yıllardı.

1990'lar, özellikle de 1993 çok karanlık bir yıl oldu.

Bir başka ifadeyle adı konmamış bir darbe gerçekleşti. Fakat o karanlık dönemin dosyaları hâlâ aydınlatılamadı.

Gerçi Ergenekon davasında Levent Ersöz, Atilla Uğur ve Veli Küçük gibi isimler yargılandı.

Ancak daha ötesine gidilemedi.

Bu açıdan Bahtiyar Aydın dosyası bir fırsat olabilir. Bir türlü 'Fırat'ın öte yakasına geçemeyen' Ergenekon'un izini sürmek şart.

Kendine devlet süsü veren çetelerin kirli düzenleri ortaya dökülemez, hesabı sorulamazsa Ergenekon dosyası eksik kalmış olacaktır.

Ayrıca, bu tip yapıların uygun zemin ve atmosfer bulunca hemen ayağa kalktığını da unutmamak gerekir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Fırat'ın ötesindeki Ergenekon ya da paşayı kim vurdu? Adem Yavuz ARSLAN

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ay ve Güneş :: DÜNYA VE ÜLKEMİZDE YAŞAM :: GAZETE YAZILARI ve YAZARLARI -

/

forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar