Tesettür denince aklımıza hemen başörtüsü, pardesü, çarşaf gibi elbiseler gelir. Bunun nedeni “tesettür” kavramının bu giysilerden oluştuğunu sanmamız ve tesettür kavramının yalnız ve yalnızca kadına ait olan bir durum olduğunu bilecek cehalette olmamız. Tesettür; karşı cinsin ilgisini bakışlarını ve bazı nefsi duygularını kendi üzerine çekmemesi için insanın kendisini korumasıdır. Arzettiği önem budur. Başını örtmüş, pardesüsini yahut ta çarşafını giymiş bir hanımefendinin, içerisinde karşı cins bulunan bir toplum içerisinde kahkahalar atarak gülmesi ve kendi üzerinde dikkatleri toplaması bizlere o hanımefendinin içerisine girmek istediği ve sahip olmak istediği tesettür kavramından bihaber olduğu gerçeğini gösterir. Asıl mahiyeti, karşı cinsin dikkatini ve bazı hislerini kendi üstüne çekmemesi için kendini korumak olan tesettür, bugün ne yazık ki başörtüsüne yada bir pardesüye sıkışmış vaziyette. Tesettür başı örtmek bol uzun elbiseler giymek değildir sadece. Tesettür bunlar olduğu kadar, toplum içerisinde konuşmayı, gülmeyi bilmek, oturmasına, kalkmasına dikkat etmek, sosyal hayatta insanlar arasında ne gibi eylemler yapıyorsak bu eylemleri karşı cinsin ilgi ve alakasını üzerimizde toplamadan yapmaktır.
Bu cümleler bayanlara gitmiyor sadece. Erkeklerde tesettür sahibidir ve bu tesettürlerine sahip çıkmakla yükümlü kılınmışlardır.
Erkeklerde giyim kuşamlarına dikkat etmeli, oturmak kalkmak gülmek konuşmak gibi eylemlerini karşı cinsin ilgisini çekmemek üzerine ayarlamalıdırlar.
Bizim toplumda erkek ne yapsa olur erkektir cehaleti hüküm sürdüğü için bu konulardan bir haber olarak yaşayıp gidiyoruz.
Genel olarak yazmak kadın erkek ayrımına gitmeden ifade etmek gerekirse, Herkes Müslüman gibi gülmeli Müslüman gibi oturup kalkmalı, sosyal hayatta eylem ve ilişkilerini Müslüman gibi ayarlamalıdır.
Günümüzde adamdan sayılmayan bu konular bu hususlar Allah’ın emridir. Ve önemsiz olarak addedilemez. Görmezden gelinemez.
Gerek imanımız gerek kişisel mutluluğumuz gerekse aile saadetimiz için olmazsa olmazlardandır. Dış görünüş İç dünyanın dışa vurumu denir! Elbette ki Müslümanlar için geçerli değil bu ifade. Çünkü bizler; çok derin ve çok farklı iç dünyalara sahip olmamıza rağmen dışavurumumuz her daim edepli ve ağardır. Bu şekilde olmalıdır. Bu edep ve ağırlık biz erkeklere Peygamberin bizzat kendisinden, hanımefendilere ise Efendimiz'in (sas) eşi ve kızlarından kalan bir mirastır.
Daha önce de tesettürün asıl mahiyetinin karşı cinsin ilgi ve alakasını üzerimize çekmemek olduğuna değinmiş ve bununda yalnızca giyim kuşama dikkat etmekle değil, her daim tüm hareketlerimize dikkat ederek gerçekleşeceğini ifade etmiştim.
İnsan duruşu ve bakışı ile her daim bir enerji yaymakta. Size kim bakarsa baksın sizin hakkınızda mutlaka beyninin içerisinde bir düşünce oluşmakta.
Bunu dikkate alarak, yaymak zorunda olduğumuz enerjinin ağarlık ve vakurluk olduğunu hatırlatmakta yarar olduğunu düşünüyorum.
Bu konu altında yalnızca hanımefendilere yüklenmek istemiyorum ancak ne yazık ki hanım kardeşlerimizin büyük çoğunluğu tesettür konusunda yanlış bir yol içerisinde.
Bir zamanlar edep ve hayâ timsali, göründüklerinde insanlara Allah’ı hatırlatan hanımefendi kardeşlerimiz vardı. Bugün sayıca bir hayli azaldılar.
Günümüzde ılımlı İslam’ın getirisi; janjanlı elbiseler çiçekli-böcekli, canlı renkler içerisinde olan elbiseler ne yazık ki hanımefendi kardeşlerimizin örtüsü halini aldı. Bugünlere kolay gelinmedi. Birçok mücadele ve birçok can verildi. Ama canlar, kanlar pahasına savunulan namusumuz onurumuz tesettür kavramı bugün ne yazık ki erkeklerin eline silah alıp savunamayacağı bir taraftan tehdit altında. Tehdidi de geçtim bir yenilgi altında.
Bakınız asıl noktanın dikkat çekmemek olduğunu tekrar tekrar yineliyorum.
Canlı renkler dikkat çeker. Örneğin kırmızı bir başörtüsü! Ya da göz alıcı desenlere sahip bir elbise! Ya da çok şık ve gösterişli bir elbise…
Bol elbiseler giyip; erkekleri üzerinize baktıracak tarzda renkler desenler ve şıklık içerisinde iseniz tesettürlüyüm ben kapalıyım demeniz sizin ikiyüzlülüğünüzdür.
Şu bilinmelidir ki kimse Allah’ı kandıramaz. Kandırdığınız yalnız ve yalnız kendiniz olursunuz. Kendinizi aldatırsınız ve kendinize korkunç bir son biçmiş olursunuz.
İslam’da kadından beklenen iki ana faktör var.
1)NAMAZ 2)TESETTÜR
Ne cihad, ne iş ne güç. Tesettürünüze sahip çıkıp namazınızı dosdoğru şekilde kıldığınız takdirde ahrette perişan duruma düşmeyecek Mevla’nın vaadi olan cennetine gireceksiniz. Ancak bunu düzgün şekilde yapmak gerekiyor. Çünkü Mevla Teâlâ kulundan azda olsa samimi bir şekilde gerçekleştirdiği amel icraat iman bekliyor.
Dosdoğru kılınmayan riya için kılınan namazlar Allah tarafından ahrette kulunun yüzüne çarpılacaktır.
Aynı şekilde hanımefendilerin, yukarıda bahsettiğim şekillerde erkeklerin dikkatini çekici, ilgisini cezbedici sözde tesettür kıyafetleri Allah tarafından yüzlerine çarpılacaktır. Seçtiğiniz renkler koyu olmalı. Mümkün olduğunca desenden kaçınmalısınız. Basınızı boynunuzdan dolayıp sıkma baş tabir edilen şekilde değil, omuzlarınızı örtecek şekilde örtmelisiniz. Ve katiyen dikkat çekici şıklıktan kaçınmalısınız. Sizler hem kendi tesettürünüzü korurken hem de İslam’ı temsil etmektesiniz. Bugün ne yazık ki başını boynundan doladığı örtü ile örten ancak konserlerde göbeği açık dans eden, sözüm ona tesettürlü hanımlar var.
Kendilerinden geçtik bu İslam’a hakaret ve İslam’ı küçük düşürmektir. Taşıdığınız örtülerin Peygamber'in eşi ve kızlarını temsil ettiğini unutmayınız.
Günümüzde başörtülü kardeşlerimizin ne yazık ki gereksiz yere bir çabası var.
Ben öyle değilim deme çabası! Allah emri başörtüsünü artık demokratik bir hak olarak anlatma çabası! Bunu da siyahlar yerine allı pullu gösterişli elbiseleri ile yapıyorlar.
Allah’ın emri tesettür kavramının hanım kardeşlerimiz tarafından katledilişine alışamamışken birde karşımıza tunik denen bir elbise çıktı.
Hala gündemde olan ve birçok hanımın üstünde görür olduğumuz bu örtünün de modası geçti.
Derken tek basına etek ve oda sıktı hanımları eteklerin yerini de kot pantolonlar aldı.
Kot üstü dar bir tişört yahut bluz onun üstüne de modaya göre en alımlı şekilde bağlanmış bir başörtüsü. (Böyle hanımlara biz o örtünün altına zorlamı sokuldu acaba gözü ile bakar olduk) Tam bir komedi. Bir insan toplum içerisinde İslami bir işe kalkışmış ise bu işi en doğru ve en güzel şekli ile yapmakla yükümlüdür.
Çünkü temsil ettiğiniz İslam’dır ve bunun sorumluluğu size kesin kez aittir.
Günümüzde türeyen popüler ilahi sarkıcıları, en başından beri bahsetmeye çalıştığım, katledilmeye çalışılan onurumuz tesettüre en güzel örnektir.
Feshane’de Sami Yusuf konseri oluyor. Alanı dolduran sözde tesettürlü hanım kardeşlerimiz ve ılıman İslami beyefendi kardeşlerimiz ilahiler eşliğinde danslar ediyor.
Biz söz vardır. Cahil dostum olacağına akıllı düşmanım olsun.
Tam yerine oturan bu söz, böyle cahil cühela bir topluluğun yerine binlerce İslam düşmanının olmasını arzulattırıyor bana...
karinca
Yaş : 33
Kayıt tarihi : 11/01/09
Mesaj Sayısı : 29
Nerden : kayseri
İş/Hobiler : Lakap :
çok doğru...çevremizz tesettürü sadece başörtüsünden ibaret olduğnu sanıolr ama burda da anlattıgın gibi sadece bundan ibaret değill... emegine saglık :)