Ziya Gökalp ile Rıza Tevfik'in 'Felsefe Dersleri' üzerine (2) hilmi yavuz
Yazar
Mesaj
emiroğlu
Yaş : Kayıt tarihi : 09/09/08
Mesaj Sayısı : 594
Nerden : İş/Hobiler : Lakap : amcasını arıyor
Konu: Ziya Gökalp ile Rıza Tevfik'in 'Felsefe Dersleri' üzerine (2) hilmi yavuz Ptsi 05 Nis. 2010, 09:44
Ziya Gökalp'in 'Felsefe Dersleri' ve Rıza Tevfik'in 'Dârülfünun Felsefe Ders Notları' üzerinde durmaya devam ediyorum.
Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi, Tanzimat entelijensiyasının Osmanlı'nın pratik meselelerinden yola çıkarak Batı felsefesini temellük ediş biçimi ile II. Meşrutiyet entelijensiyasının temellük ediş biçimi radikal bir farklılık gösterir: Tanzimatçılar, felsefî müktesebatlarını Batı'nın siyaset felsefesi ile sınırlandırmışken, II. Meşrutiyetçiler bu sınırları alabildiğine genişleterek, Batı felsefesini herhangi bir ayrım gözetmeden bütünüyle temellük etmeye girişmişlerdir. Namık Kemal için felsefenin gayesi, Tanzimat sonrası yeni Osmanlı Siyasetinin, II. Meşrutiyetçiler içinse Tanzimat sonrası dahil olunan yeni Medeniyetin felsefî arkaplanının ne olacağıdır. Söylemesi bile fazla: Felsefenin gayesi kendisi (auto telos) olmadığı için, her iki durumda da tercihler, ideolojiktir. Halbuki, Ziya Gökalp'in ve Rıza Tevfik'in konumları farklı gibi görünüyor. Onlar, Batı'nın felsefî müktesebatının temellükünü ne bir siyaset ne de bir medeniyet meselesi olarak görmüşlerdir. Gökalp ve Rıza Tevfik için, felsefe bu anlamda, yani belirli bir gayeye yönelik bir ideoloji objesi değil, bir bilgi objesidir. Her ikisi için de felsefî bilgi, ancak felsefî bilgi olarak temellük edilmelidir. (Gökalp'in sosyoloji alanındaki tercihlerini bu argümanın dışında tutuyorum elbet). Gökalp'in 'Felsefe Dersleri', 'İlim ve Felsefe'ye ilişkin bir 'Başlangıç'tan sonra 'Ruhiyyat', 'Lisan ve Sanat', 'Mantık', 'Ahlak', 'Mâ-Ba'de't-Tabîiyye' ('Metafizik') bölümlerinden oluşuyor. İlk bölümün ('Başlangıç: İlim ve Felsefe'), bir tür Bilgi Kuramı taslağı gibi tasarlanmış görünmekle birlikte, tam anlamıyla sistemli bir Epistemoloji içermiyor;- sadece bilimin kaynağı, bilimin konusu, bilimsel bilginin karakterleri üzerinde duruluyor ki, bunlar, bir bilim felsefesi temellendirmede yetersiz kalan bahislerdir. Rıza Tevfik'in 'Dârülfünun Felsefe Ders Notları'na gelince, bu 'Notlar', ayrı risaleler halinde basılmış olan 'Mâ-ba'de't-tabîiyyat Derslerine A'id Vesâik', 'Mâ'-ba'de't- tabî'iyyat Dersleri: Ontoloji Mebâhisi', 'Estetik' ve 'Mâ'-ba'de't-tabîiyye -1' olarak takdim edilen 'Bergson Hakkında' bölümlerinden oluşuyor. Kitaba, Prof. Dr. Abdullah Uçman tarafından hazırlanan ve sadeleştirilen Rıza Tevfik'e ait 'İki Mühim Vesika-i Felsefiyye' bölümü ilave edilmiş. Kitap, özgün Osmanlıca çeviriyazı metinlerle birlikte sadeleştirilmiş versiyonlarını da içeriyor. Her iki kitabı yayına hazırlayan ****** Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Erdoğan Erbay ve Yrd. Doç. Dr. Ali Utku'ya Osmanlı felsefe tarihine yaptıkları katkılardan dolayı şükranlarımız sonsuzdur. Dahası, bu kitapları, 'Osmanlı Felsefe Çalışmaları' dizisi olarak yayımlama cesaretini gösteren 'Çizgi Kitabevi'ne ve genel yayın yönetmenleri sevgili şair kardeşim Seyhan Kurt ile Mahmut Arlı'ya da yürekten teşekkür etmek isterim. Bu tür kitapları yayımlama cesaretini gösterecek yayınevi ve genel sanat yönetmenleri kolay bulunmuyor... 'Osmanlı Felsefe Çalışmaları' dizisinin bana ulaşan öteki kitaplarından da söz edeyim: Abdullah Cevdet'in 'Fünun ve Felsefe ve Felsefe Sânihâları' ('Abdullah Cevdet' üzerine kapsamlı bir çalışma yapmış olan Prof. Dr. Şükrü Hanioğlu'nun bu kitap için özel olarak yazdığı giriş yazısıyla); Zekeriya Kadri'nin 'Wilhelm Leibniz'i (çok değerli dostum Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay'ın giriş yazısıyla) ve Ahmet Cevdet Paşa'nın kızı Fatma Aliye Hanım'ın 'Tedkîk-i Ecsâm'ı (Prof. Dr. Remzi Demir'in giriş yazısıyla). Abdullah Cevdet'in 'Fünun ve Felsefe ve Felsefe Sânihâları'nı Nevzat Yanık ve Ali Utku; Zekeriya Kadri'nin 'Wilhelm Leibniz'ini, Leibniz üzerine kuşatıcı ve değerli bir çalışma yapmış olan Doç.Dr. Sebahattin Çevikbaş ve Ali Utku; Fatma Aliye Hanım'ın 'Tedkîk-i Ecsâm'ını ise Arzu Ekinci ile Ali Utku yayıma hazırlamış ve sadeleştirmişlerdir. Cümlesinin emekleri meşkûr olsun...
Ziya Gökalp ile Rıza Tevfik'in 'Felsefe Dersleri' üzerine (2) hilmi yavuz