Ay ve Güneş
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Ay ve Güneş

/

 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  Video BölümüVideo Bölümü  
SIK KULLANILAN BÖLÜMLER
Tıkla Dinle Kutucukları & Maneviyat& Aşk ve Sevgi & Lakırdı Ovası & SEYR-i ALEM & DİVAN-I EDEBİYAT
GİTMEK İSTEDİĞİNİZ BÖLÜMÜN İSMİ ÜZERİNE TIKLAYIN
EN SON GÖNDERİLEN 10 MESAJ
Konu Yazan GöndermeTarihi
Salı 05 Şub. 2019, 11:07
Cuma 25 Ocak 2019, 12:06
Salı 04 Ara. 2018, 09:09
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:29
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:26
C.tesi 17 Haz. 2017, 13:04
Perş. 25 Mayıs 2017, 09:45
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:58
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:56
Perş. 04 Mayıs 2017, 09:33

Hibakusha Ahmet Turan Alkan.net

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
emiroğlu

avatar


Yaş : Kayıt tarihi : 09/09/08 Mesaj Sayısı : 594 Nerden : İş/Hobiler : Lakap : amcasını arıyor

MesajKonu: Hibakusha Ahmet Turan Alkan.net Hibakusha Ahmet Turan Alkan.net Icon_minitimePerş. 18 Ekim 2012, 09:50

1945 yılının 6 Ağustos’unda pazartesi sabahı 8′i çeyrek geçe ABD Hava Kuvvetleri’ne bağlı Enola Gay isimli nâmert uçak, Japonya’nın Hiroşima şehrine adına Little Boy (Adı batsın!) denilen dünyanın ilk nükleer bombasını attı.
Müthiş patlamada 140 bin insan öldü. Bombadan sağ kurtulanlara “Hibakusha” adı verildi; mânâsı “Patlamadan etkilenmiş insan” demekmiş. Japon Hükümeti 2008 yılında çoğu Japonya’da yaşayan 243 bin 692 Hibakusha’yı resmen tanıdı (wikipedia.org).
Bu hadisenin ilginç ayrıntıları var ve mel’un ayrıntıda gizlidir!

Bomba atılmadan birkaç ay evvel, atılacak bombanın etkisini tam olarak ölçmek için “Hedef araştırma kurulu”nca mahvedilmesi düşünülen dört şehrin uçak saldırılarına hedef edilmemesi planlandı ve öyle yapıldı. “Bu bölgelere saldırı yok” fikri pekiştirildi ve bu yüzden bombardıman bölgesi o tarih aralığında hayli göç aldı (Harp hukukunda buna ne denir bilmem fakat ceza kanununda “Taammüd”tür; cürmü soğukkanlılıkla tasarlamak!).
Amerikalılar bombayı atmadan önce Japonların hayat tarzlarını ve alışkanlıklarını araştırıp onların en çok dışarıda olduğu saatlerin istatistiğini tutmuştu. Hedef göründüğünde pilotlar, bombadan en iyi verimi almak için civardaki hava basıncını ölçen paraşüte bağlı radyo sonda cihazlarından üç tane bırakıp sonucu gözlemlediler. “En iyi zaman sabah 8.15 görünüyordu; tam o dakikada attılar. Bomba havada tam 45 saniye süzüldü, 8.16′da yerden 600 metre yükseklikte (ihtiraklı) infilâk etti. Bombayı atan B-29 tipi Boeing savaş uçağı hemen 155 derece keskin dönüş yaparak olay yerinden uzaklaşmaya çalıştı ama bombanın yıkıcı rüzgârı, yerden takriben 10 bin metre yukarıdaki Enola Gay’i öyle bir şiddetle sarstı ki, uçaksavar ateşiyle vurulduklarını sandılar. Mürettebat dönüşlerinde âmirleri tarafından Uçuş Temâyüz Madalyası ile ödüllendirildi.
Ne kadar kargış aldıklarını ise kimse bilemez.
Diyeceksiniz ki ne alâka? Alâkası şu; biz, hepimiz, kim bilir ne zamandan beri bir nevi bombardıman artığıyız; yani Hibakusha! Takriben bir asırdan bu yana devletimizin attığı birtakım bombalar, harici düşmanlardan çok bizi vurmaktadır. 1915 Tehciri, İzmir yangını, Şeyh Sait ayaklanması, Dersim’de olup bitenler, ardından Muğlalı vakası ve 33 kurşun hâdisesi, 6-7 Eylül rezaletleri, Çorum, Kahramanmaraş fitneleri, faili meçhuller, faili meçhuller derken şimdi de Uludere faciası…
Ölmüyoruz, ölüden beter oluyoruz. Şöyle ağız dolusuyla zâlime zâlim, mazluma mazlum diyemiyoruz; işlemediğimiz, tasvib etmediğimiz cürümlerle sersemletiliyoruz.
Daha iki gün önce savaş uçaklarımız, 35 delikanlının başına ölüm oldu yağdı. Hata oldu diyorlar. Böyle hata olur mu ve bu kaçıncı hatadır? BDP’liler hemen 33 Kurşun vakasını hatırlatıyorlar; doğru söylüyorlar. Yine haksızlık ediyorlar diyebilir miyiz? İstihbarat bilgisi üzerine yapılmış diyorlar; böyle kabahatin özrü olmaz, hata kabul edilmeyecek eylemler vardır. “İşimizi yapamıyoruz” veya “Yapmak istemiyoruz” denilse anlarız ama “Hata yapılmış” bahanesi, iyi niyeti kırk yerinden bıçaklıyor.
Buna istihbarat hatası filan demek olmaz, doğrudan rezalettir bu.
Eh, artık ayaklarım suya erdi. Kürt meselesi diye adlandırdığımız şey, o kadar kârlı bir prodüksiyondur ki, dizinin sona ermesini beklemek saflık olur. Bu şartlar, bu veriler çerçevesinde Kürt meselesi çözülmez, iyice kördüğüm olur. Problem çözmek ayıpmış, zülmüş gibi yenilerini icad ediyor, sönmeye yüz tutmuş ateşi kertenkele nefesiyle canlandırıyoruz. Kırk küpü üst üste dizip dengede durdurmak emek ve marifet ister; alttakini çekip problem çıkarmak ise sadece orta zekâ seviyesine mahsus yıkıcı bir hünerbazlıktır.
Nasıl bir kâbustur bu; kötü para iyi parayı kovuyor; Erol Taş’lar kazanıyor filmin sonunda.
Kürt kardeşlerim, sözün kâr etmediği yere geldik. Buna vallahi gönlümüz hiç razı değil. Başınız sağolsun, başımız sağolsun.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hibakusha Ahmet Turan Alkan.net

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ay ve Güneş :: DÜNYA VE ÜLKEMİZDE YAŞAM :: GAZETE YAZILARI ve YAZARLARI -

/

Yeni bir forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Cookies | Son tartışmalar