Ay ve Güneş
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Ay ve Güneş

/

 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  Video BölümüVideo Bölümü  
SIK KULLANILAN BÖLÜMLER
Tıkla Dinle Kutucukları & Maneviyat& Aşk ve Sevgi & Lakırdı Ovası & SEYR-i ALEM & DİVAN-I EDEBİYAT
GİTMEK İSTEDİĞİNİZ BÖLÜMÜN İSMİ ÜZERİNE TIKLAYIN
EN SON GÖNDERİLEN 10 MESAJ
Konu Yazan GöndermeTarihi
Salı 05 Şub. 2019, 11:07
Cuma 25 Ocak 2019, 12:06
Salı 04 Ara. 2018, 09:09
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:29
C.tesi 17 Şub. 2018, 10:26
C.tesi 17 Haz. 2017, 13:04
Perş. 25 Mayıs 2017, 09:45
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:58
Cuma 12 Mayıs 2017, 09:56
Perş. 04 Mayıs 2017, 09:33

Nesilden nesile üç kuşak bu kitabı okudu: 'Huzur Sokağı'

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
mcnn38
Admin
mcnn38

Erkek
Yaş : 44 Kayıt tarihi : 04/09/08 Mesaj Sayısı : 1871 Nerden : Geliyon İş/Hobiler : Yaşamak Lakap : GARİB

MesajKonu: Nesilden nesile üç kuşak bu kitabı okudu: 'Huzur Sokağı' Nesilden nesile üç kuşak bu kitabı okudu: 'Huzur Sokağı' Icon_minitimePaz 19 Tem. 2009, 10:13

Nesilden nesile üç kuşak bu kitabı okudu: 'Huzur Sokağı'
Nesilden nesile üç kuşak bu kitabı okudu: 'Huzur Sokağı' Huzur-sokagi
ŞEMSİNUR ÖZDEMİR
Huzur Sokağı artık klasik bir roman. Yıllardır, onbinlerce genç tarafından okunup, satış rekorları kırmış, gençlerin hayata bakışlarını değiştirmiş bir kitap. Şule Yüksel Şenler’in Huzur Sokağı adlı romanını orta 3. sınıfta okumuştum. Okuma zevkini yeni keşfettiğim dönemlerdi. Yaz tatilinde babamın kitaplığını altüst ederken bulmuş, iki kalın cilt gözümde büyüyünce sadece ilk cildini okumak üzere yanımda getirmiştim; ama 2 günde bitirince pişmanlık sarmıştı. Çok merak ettiğim devamını okuyabilmek için en az 1 ay geçmesi gerekiyordu. Huzur Sokağı, ortaokulun başında Çalıkuşu ile başlayan okuma serüvenimde bir dönüm noktasıydı. Bundan sonra dinî içerikli yayın dünyasına dalmış, İslam ile ilgili ne bulduysa okuyan bir kitap oburu haline gelmiştim. Birçok insan için Huzur Sokağı, çocukluktan sıyrılma döneminde farklı şeyler okuma isteği artarken keşfedilen, bir solukta okunan; ama hiç unutulmamış olmasına rağmen sonraki yaşlarda edebi gücünün yetersizliği nedeniyle geri dönüp okumaya değer görülmeyen bir eser özelliği taşıyor. Ancak, kitabın 30 yılı aşkın sürede 80 baskıyı geçmiş olması zamana karşı durma gücünü ve klasik bir eser olduğunu ispat ediyor.

İlk olarak 1969-70 yıllarında Bugün gazetesinde tefrika edilen Huzur Sokağı, o dönemde büyük yankı uyandırmış, toplum üzerinde yazarının da beklemediği bir etki bırakmıştı. Romanında şehirli, eğitimli, aynı zamanda hayatını İslami kurallara göre şekillendiren alışılmışın dışında genç kadın ve erkek tipleri tasvir ediliyordu. Eser, bugünün gençleri arasında da elden ele dolaşıyor. Kendi türünde sonradan yazılan birçok esere rağmen popülerliğini koruyor. Romanın kurgusu, duygusal ve sosyal yönü, gençlerin hem merakını cezbediyor hem de hayatı aşkla yaşamayı isteyen idealist yönlerini tatmin ediyor. Romanın kahramanı Feyza’nın yalnız bir kadın olarak ayakta kalma ve dininin gereklerine uygun yaşama mücadelesi, kızını okullarda karşısına çıkan sorunlara rağmen inançlı yetiştirmeyi başarması örnek oluyor. Feyza ile Bilal’in arasındaki duygusal bağ öyle yüceltiliyor ki, romanı modern Leyla ve Mecnun hikâyesi gibi okuyan çoğu kişi benzer muhatabını aramaya başlıyor.

Kitabı, gençlere örnek olması amacıyla yazan Şenler, aradan yıllar geçmesine rağmen yeni nesil tarafından hâlâ okunuyor olmasından mutluluk duyuyor. Bugün olsa daha ılımlı bir üslup kullanmayı tercih edeceğini belirten Şenler, “Bugün kaleme alsam, üniversitedeki birtakım böyle açık kıyafetler, uyumsuz davranışlarda bulunan kızlarımızı öyle resmetmezdim. Biraz şematik buluyorum şimdi. Ama değiştirmeye de imkan yok artık.” diyor. 1970’li yıllardan bu yana her yıl standart satışlarını koruyan ve binlerce kişinin hayatının şekillenmesinde önemli basamaklardan biri olan romanın hâlâ satış listelerinin başında yer almasını kitabın gençliğin meselelerine, toplumun ahlak ve inanç meselelerine yer vermesiyle açıklıyor Şenler. Etkileyici atmosferiyle ilk gençlik yıllarında tanışan edebiyat severlere Huzur Sokağı’nı sorduk.

Kıtabi genç yaşta okuyan herkes etkileniyor
:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::.:::
SÜMEYYE GÜRGEN:

Okuduktan sonra hayatımda bir Bilal aramaya başladım
18 yaşlarımdaydım. Bitirdikten sonra bir Bilal arayışı duygusu oluştu! Sorumluluk bilinci, hizmet heyecanı ve aşk duygusu içine girmiştim. Huzur Sokağı ile nice imanı az veya imansız insan hidayet bulmuştur. Veya baş döndürücü bir aşk içine girenler de olmuştur. Ben Bilal’e hem hayranlık duymuştum; hem de çok âşık olmuştum. Ama kararlı ve olgunca, taviz vermeden adım atmalarına da hayran kalmış ve onun gibi iradeli olmayı da istemiştim.
***

SIDIKA ÇETİN:

Müthiş duygusal bir atmosfer var
12 yaşımda okudum; ama orijinal hali yasaklanmıştı ve kolay bulunmuyordu. Esas heyecanım yasak bir yayına ulaşabilmiş ve onu okuyor olmamdandı. Sonra neden yasak olduğu üzerine düşünmeme ve yaşadığım ülke gerçeğini idrak etmeme sebep oldu diyebilirim. Bana esas faydası bu olmakla birlikte kitabın içeriğinde müthiş duygusal bir atmosfer var. Sizi sarmalayan ve de “ikna eden” bir atmosfer. 12 yaşında kızım var. Geçtiğimiz yaz kısaltılmış halini okudu. Onda da aynı duygu ve heyecan fırtınasını gözlemledim. Hemen arkadaşlarını koordine etti. Birlikte okuyup müzakere etme kararı aldılar. Kitap, namaz bilincinin artmasına vesile oldu.
***
REYHAN YAZICI:
Hâlâ baş ucumda durur
Huzur Sokağı’nı yaklaşık 12-13 yaşlarımdayken okudum. Daha sonra 29 yaşımda tekrar okudum. Beni gerçekten çok fazla etkileyen nadide kitaplardandır ve bence klasik kitaplar arasında zaten. Okumayanlar da pek çok duygudan mahrum kalmışlar diye düşünüyorum. Hâlâ baş ucumda durur.
***
SÜMEYRA AVCI:
Ne büyük aşk dedim
Huzur Sokağı’nı lise yıllarımda çok beğenerek okudum. Ne büyük aşk dedim, bu sadece romanlarda yaşanır herhalde. Acaba gerçek hayatta da yaşanıyor mu? dedim, keşke bu kadar gururlu olmasaydılar, işte başta yaptığı hatanın bedelini ödedi gibi şeyler düşünüp, başka arkadaşlara da tavsiye ettim. O zaman beğenerek bir çırpıda okumuştum da ama şimdi okumam. O yaşlar için klasik olabilir. Herkesin okuması da gerekmez. Dinî içerikli kitapları sevebilecek olan gençlere tavsiye ediyorum.
***
HÜZEYME YEŞİM KOÇAK:
Huzur Sokağı’yla bir çığır açtı
Lise çağlarında; Bugün gazetesinde tefrika edilirken okudum. 16-17 yaşlarında olmalıyım. Kendimi biraz arafta hissediyordum. Roman samimiyetiyle derinden etkiledi. Şule’nin hayranları arasına katıldım. Onun bir öncü, bayrak olduğunu düşünüyordum. Giyimi kuşamı, duruşu ve güzelliğiyle gönül dolduruyordu. Aydın bir hanım olması bakımından çekiciydi. Çevremde, İslâmî görünümde, kültürlü, mütedeyyin hanımlar yoktu. Oysa Şule göz kamaştırıyordu. Huzur Sokağı’yla bir çığır açmıştı. Sonradan onu tenkit edenler, onun kadar tesirli bir roman yazamadılar. Bence yediden yetmişe herkes, özellikle çocuklar okumalı.
***
DİLEK CİHAN:
Roman bitmeseydi diye düşündüm
Huzur Sokağı’nı 13-14 yaşlarımda okudum. Bitirdikten sonra keşke roman bitmeseydi, devam etseydi diye düşündüm. Artık klasik bir kitap sayılır ama herkesin okuması gerekmez.
***
MUSTAFA ÖZÇELİK:
Roman kişileriyle özdeşleşme arzusu doğmuştu
Sanırım Orta-3’teydim. En popüler kitaptı. Zaten yerli roman sahasında eserler o dönemde yok denecek kadar azdı. Üstelik eserin İslami kaygılarla yazılmış olması çok ilgi uyandırmıştı. İnandığımız, düşündüğümüz bir hayatı ve ortak paydalarımızın olduğu kişileri anlatması ilgimi çekmişti. Sanırım roman kişileriyle özdeşleşme gibi bir arzu doğmuştu içimde. Huzur Sokağı elbette bir klasik kitap olmuştur. Eserin edebiyat ölçüleri içindeki eksiklikleri ne olursa olsun bir ilk eser olmanın hususiyetlerini taşıması ve İslami duyarlıklı kesimi roman türüne ısındırması açısından misyonu büyük olmuştur.
***
CİHAN AKTAŞ:
Mutlu sonla bitmemesinin bir mesajı vardı
Huzur Sokağı’nı ilk olarak Orta-2 sınıfta okudum. Dindar ve başörtülü üniversitelilerin arkadaşları arasındaki yalnızlıklarından; ancak inançlarının sağlamlığından etkilendiğimi hatırlıyorum. Bir de sokağın bulunduğu mahallenin kendine has iklimini yansıtan tasvirler ve kişilikler ilgimi çekmişti. Kızlarım da aynı çağda okudular. Klişe bir mutlu sonla bitmemiş olması, mutluluğun sevenlerin buluşmasında değil de başka bir yerde, imanını koruyabilme mücadelesinde aranması kitabın bir ayrıcalığı. Feyza’nın temsil ettiği başörtülü ve inançlı kadın tipi zaman içinde bir değişim geçirdi diye düşünüyorum.
***
NEVİN MERİÇ:
Herkesin okuması gerekir
Huzur Sokağı’nı 11-12 yaşlarımda iken okudum. Çok beğenmiş ve etkilenmiştim. Dinî konulardaki hissiyatıma zarif bir dokunuşla olumlu olarak etki ettiğini düşünüyorum. Ayrıca temiz bir aşk ve kısmen hüzünlü, kısmen mutlu sonu beni çok etkilemişti. Epey ağlamıştım. Elbette klasik bir kitap olmuştur artık. Herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum


kAYNAK: http://ailem.zaman.com.tr/?bl=39&hn=5060
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://med-cezir.eniyiforum.org

Nesilden nesile üç kuşak bu kitabı okudu: 'Huzur Sokağı'

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ay ve Güneş :: DİVAN-I EDEBİYAT :: KÜTÜPHANE -

/

forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Cookies | Son tartışmalar