Yaş : 44
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Hangi Kitabı Okuyorsun veya Tavsiye Edersin.. Cuma 07 Kas. 2008, 10:58
Arkadaşlar bu başlık altında okuduğnuz kitaplar üzerine konuşup tartışabilir ve dahi birbirimize tavsiyelerde bulunabiliriz..
şuan elinizde okumaya devam etmekte olduğunuz kitap var ise onun hakkında da bizleri bilgilendirebilirsiniz bence güzel ve yararlı olur ..
hadi hepimize hayırlı okumalar..
En son mcnn38 tarafından Ptsi 16 Kas. 2009, 09:18 tarihinde değiştirildi, toplamda 12 kere değiştirildi
mükerrem
Yaş : 37
Kayıt tarihi : 02/11/08
Mesaj Sayısı : 19
Nerden : kayseri
İş/Hobiler : öğrenci
Lakap :
Konu: Geri: Hangi Kitabı Okuyorsun veya Tavsiye Edersin.. Cuma 07 Kas. 2008, 15:50
Yavuz Bülent Bakiler'in ''Üsküpten Kosovaya''isimli eserini okudum.Herkese tavsiye ederim.Kitap,yazarın şiir günleri için Üsküpe davet edilmesiyle başlıyor ardından yazarın Osmanlı Kültürü peşinde Makedonya gezilerine ve soydaşlarımızla yaşadığı güzel hatıralarına tanık oluyoruz .Okunması gereken bir kitap bana göre..
mcnn38
Admin
Yaş : 44
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Hangi Kitabı Okuyorsun veya Tavsiye Edersin.. Cuma 07 Kas. 2008, 17:00
mükerrem demiş ki:
Yavuz Bülent Bakiler'in ''Üsküpten Kosovaya''isimli eserini okudum.Herkese tavsiye ederim.Kitap,yazarın şiir günleri için Üsküpe davet edilmesiyle başlıyor ardından yazarın Osmanlı Kültürü peşinde Makedonya gezilerine ve soydaşlarımızla yaşadığı güzel hatıralarına tanık oluyoruz .Okunması gereken bir kitap bana göre..
Yavuz Bülent Bakiler'in eserleri güzel oluyor hem dili sade hem de doyurucu bilgiye sahipler ...
tavsiye için teşekkürler..
mcnn38
Admin
Yaş : 44
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Hangi Kitabı Okuyorsun veya Tavsiye Edersin.. Ptsi 17 Kas. 2008, 16:42
Yaş : Kayıt tarihi : 23/10/08
Mesaj Sayısı : 304
Nerden : İş/Hobiler : Lakap :
Konu: Geri: Hangi Kitabı Okuyorsun veya Tavsiye Edersin.. Salı 18 Kas. 2008, 08:39
Leyla İle mecnun kitabını okudum çok güzeldi.
emiroğlu
Yaş : Kayıt tarihi : 09/09/08
Mesaj Sayısı : 594
Nerden : İş/Hobiler : Lakap : amcasını arıyor
Konu: Geri: Hangi Kitabı Okuyorsun veya Tavsiye Edersin.. Salı 18 Kas. 2008, 11:35
MİNYELİ ABDULLAH hekimoğlu ismail yazarı
mcnn38
Admin
Yaş : 44
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Hangi Kitabı Okuyorsun veya Tavsiye Edersin.. Salı 18 Kas. 2008, 11:40
emiroğlu demiş ki:
MİNYELİ ABDULLAH hekimoğlu ismail yazarı
biz küçükken annem bize okurdu hey gidi günler hey ..
filmi de var v muhteşem öğretici bir yapım ,her ne kadar başrol oyuncusu şimdilerde bu filmde oynadığına bin pişman olsada , filmde anlatılan namuslu ve karakterli kişinin tam zıttı bir hayat sürdüğü için herhalde ..
emiroğlu
Yaş : Kayıt tarihi : 09/09/08
Mesaj Sayısı : 594
Nerden : İş/Hobiler : Lakap : amcasını arıyor
Konu: Geri: Hangi Kitabı Okuyorsun veya Tavsiye Edersin.. Salı 18 Kas. 2008, 11:49
kitabın eski basımının arka kapağında kitap çıktıktan sonraki olaylar ve medyanın kitaba karşı acımasız tutumu var hatta kitap hakkında yalan haberden dolayı kitap DGM ye bile gidiyor bunları öğrendikten sonra kitap daha anlamlı oluyor
kanki
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 21/10/08
Mesaj Sayısı : 66
Nerden : İş/Hobiler : Lakap :
Konu: Geri: Hangi Kitabı Okuyorsun veya Tavsiye Edersin.. Salı 18 Kas. 2008, 14:40
ben osman pamukoğlu ey vatan kipatını okuyoommm güsel siyasi bi kipatt!!:D
mcnn38
Admin
Yaş : 44
Kayıt tarihi : 04/09/08
Mesaj Sayısı : 1871
Nerden : Geliyon
İş/Hobiler : Yaşamak
Lakap : GARİB
Konu: Geri: Hangi Kitabı Okuyorsun veya Tavsiye Edersin.. Paz 14 Ara. 2008, 11:18
"Hasret" nirelerdesin yayınla şu sana gönderdiğim listeyi de millet istifade etsin ya "Usta" bişey de yav şu sevdüğüne de kitaqpları tanıtalım artık..
emiroğlu
Yaş : Kayıt tarihi : 09/09/08
Mesaj Sayısı : 594
Nerden : İş/Hobiler : Lakap : amcasını arıyor
Konu: Geri: Hangi Kitabı Okuyorsun veya Tavsiye Edersin.. Paz 14 Ara. 2008, 12:33
şu anda taha uğurluel in çanakkale ve gezi rehberi adlı kitabı okuyorum 7. baskı genişletilmiş resimlerle beraber mükemmel olmuş basmı şubat 2008 ondan önce hayatüs sahabe ( muhassar) yi okumuştuk tavsiye ederim
hasret
Yaş : 35
Kayıt tarihi : 19/09/08
Mesaj Sayısı : 146
Nerden : İş/Hobiler : VUSLAT
Lakap : USTA_2
Konu: Geri: Hangi Kitabı Okuyorsun veya Tavsiye Edersin.. Ptsi 30 Mart 2009, 11:08
Mehmed PAKSU=Kadın ve Aile İlmihali Mehmed PAKSU=Nur Dede Anlatıyor Mehmed PAKSU=Nur Dede
Havva ERGENE IŞIK=Hanım Sahabiler
Vehbi YILDIZ= Değer Ölçüsü Vehbi YILDIZ= Düşün Anla ve Ağla
Mehmed PAKSU=Nur Dede İskender PALA=Leyla ile Mecnun İskender PALA=Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk Ömer Faruk PAKSU=Bediüzzamanla Yaşayan Öyküler 1-2 Halit ERTUĞRUL=Kendini Arayan Adam Halit ERTUĞRUL=Kendini Arayan Kadın Halit ERTUĞRUL=Selim ile Hande Hekimoğlu İSMAİL=Bir Deliyle Evlendim Vehbi VAKKASOĞLU=Başkasının Günahına Ağlayan Adam
toprağım
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 07/09/08
Mesaj Sayısı : 47
Nerden : mutluluğun olabileceği her yerdennnn
İş/Hobiler : Lakap : kuzu(tubişşş)
Konu: Geri: Hangi Kitabı Okuyorsun veya Tavsiye Edersin.. Ptsi 04 Mayıs 2009, 12:57
İskender PALA=Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Hekimoğlu İSMAİL=Bir Deliyle Evlendim
(bunu merak ettim doğrusu)
Kemal TURAN=Gül Kokulu Hİkayeler
Halit ERTUĞRUL=Kendini Arayan Adam Vehbi VAKKASOĞLU=Başkasının Günahına Ağlayan Adam
Tanrılar ve İnsanlar karşı karşıya gelmiş, yenilmez olan yenilmişti... Ama Kılıçlar dünyadaydı...
Mark'ın hasta oğlu için tek şifa, Tanrılar öldüğüne göre, Merhamet Kılıcıydı. Böylece Kayıp Kılıçların ardında yolculuk ve macera başladı...
Gizem Kılıcı / Kayıp Kılıçlar 2. Kitap
Gizlilik kılıcı verilmiştir, Alçak olana ve iğrenilene. Keskindir Gözbulandıran'ın gözleri...
Uzun yıllar önce tanrılar on iki kılıçla insanların hayatını bir oyun tahtasına çevirdiklerinde kılıçların güçleriyle ilgili unuttukları bir şey vardı. Kılıçlar Tanırları da öldürebilirdi. Ve artık Tanrılar yok. Kılıçlar ise yeryüzüne dağılmış durumda. Gizem Kılıcı ise genç bir köylünün elinde, üstelik kılıcın güçlerinden habersiz bir gencin...
Bu sefer yollar iyi büyücü Hoan-Fu’nun büyü akademisinin bulunduğu adanın önünde kesişiyor.
Kayıp Kılıçların hikayesi Kuşatma Kılıcını ile devam ediyor.
Kuşatma kılıcı çelik darbesi gibi iner çatırtıyla yıkılır duvar Taşkesen yerle bir eder kaleyi Kükremeyle düşer kaleler...
Kayıp Kılıçların ardında yapılan yolculukların üçüncüsü çöldeki bir kamptan çalınan bohçayla başlıyor. Kuşatma kılıcı çekiç darbesi gibi iner çatırtıyla yıkılır duvar taşkesen yerle bir eder kaleyi kükremeyle düşer kaleler başlıyor.
emiroğlu
Yaş : Kayıt tarihi : 09/09/08
Mesaj Sayısı : 594
Nerden : İş/Hobiler : Lakap : amcasını arıyor
Konu: Geri: Hangi Kitabı Okuyorsun veya Tavsiye Edersin.. Perş. 09 Tem. 2009, 11:16
bu kitaplar sırayla okunursa cok şey anlatıyor 1.cumhuriyet çocuğu=hekimoğlu ismail 2.zindanda şahlanış=yavuz bahadıroğlu 3.barlada diriliş=yavuz bahadıroğlu 4.son devrin din mazlumları=necip fazıl kısa kürek 5.(isteğe bağlı sadece bir kaç bölümü çok şey anlatıyor)ankara whashington hattı=tamer korkmaz bu kitapları tvsiye ederim.
emiroğlu
Yaş : Kayıt tarihi : 09/09/08
Mesaj Sayısı : 594
Nerden : İş/Hobiler : Lakap : amcasını arıyor
Konu: Geri: Hangi Kitabı Okuyorsun veya Tavsiye Edersin.. C.tesi 11 Tem. 2009, 12:44
Yemen! Ah! Yemen! mehmed niyazi - edebiyat - roman Bir zamanlar endişeyle, elemle andığımız Yemen sayısız gencimize mezar oldu. Yıllarca “Gece bir ses geldi derinden derinden / Beni mi çağırdı Yemen çöllerinden” diyen yaşmaklı kızlarımızın yürekleri orada çarpardı. Cihan biliyor ki hiçbir milletin evlâtları onların şartlarında, onlar gibi savaşmadı; destanların en dokunaklısını arkalarında bırakmadı. Ne hazindir ki şimdi o ıssız vadilerde, engin çöllerde ne mezar taşları, ne de ziyaretçileri var… Ansiklopediler “Yemen’de ölen Türklerin sayısını tarih bilmiyor, öğrenmekten de korkuyor” derlerken nesillerle süren dramımızı anlatıyorlar; fakat hiçbir dram unutmak ve unutulmak kadar dramatik değildir. -------------------------------- Üsküplü Osman, Yemen dağlarında Tarih şuuru kazanmak için Yemen’in bilinmesi gerektiğini düşündü. Altı yıl önce başladığı Yemen romanını bitirdi. Yazdıklarımı “test”’ etmem lazım diyerek Yemen’e gitti. Teknik birkaç bilgi dışında romanında önemli değişiklikler yapmadı; ama içi rahattı. “Yemen, Ah Yemen” için bir hafta daha bekleyeceksiniz. Arap kıyafetleri içinde kendini Lübnanlı Edward olarak tanıtıyor. Gayrimüslim ama aslında inançsızdır. Osmanlı’nın mühtedi İngiliz ajanlarıyla mücadele etmek için bulduğu bir prototip Üsküplü Osman. Pazar yerlerinde hayvan alıp satarken, sohbet meclislerine sızarken görüyoruz onu. İngilizceyi ve Arapçayı çok iyi konuşuyor. Mehmet Niyazi’nin yeni romanı ‘Yemen Ah Yemen’in akılda kalan aktörlerinden. Harika bir film kahramanı gibi duruyor. Mehmet Niyazi nihâyet Yemen romanını bitirdi. 1998 yılında başladığı romanına son üç yılda yoğunlaşmış, yakın bir zamanda noktayı koymuştu. Kitap piyasaya çıkmadan önce Yemen’e gitti, yazdıklarını ‘test’ etti. Önce Balkan Savaşları’nı, sonra Çanakkale’yi, şimdi de Yemen’i kaleme alan Mehmet Niyazi, niyetinin gençlere tarih şuuru kazandırmak, geçmişi hatırlatmak olduğunu söylüyor. Dolayıyla romanının okunmasını istiyor. Romanın ebadını okunması ve satın alınması zor olur diyerek yarıya indirmiş. “Hep kaybettiğimiz savaşları yazıyorsunuz” dediğimizde “Büyük kurtuluşlar büyük acılardan doğar” diyor. Yeni romanı büyük ihtimalle İstanbul’un fethi üzerine olacak. Bu büyük tarihi olayla ilgili herhangi bir romanın yazılmamış olmasını da talihsizlik olarak görüyor. Viyana’nın ve Plevne’nin de romanını yazmak istiyor. Yemen’e gittiğinde pek çok şeyi “eliyle koymuş” gibi bulduğunu, “şurda şöyle bir bina olmalı” dediğinde yanılmadığını söylerken de, enaniyet yaptığı endişesine kapılıyor. Onu şaşırtan şey, Yemen’i bir çöl halinde beklerken sarp dağlarla karşılaşması. Yerli ve yabancı pek çok kaynak taramış. Mektuplar, hatıratlar, yazışmalar, yabancı casusların anıları romana kaynaklık ediyor. “Kitapta adı gecen her şey gerçek” diyor. Tarihi kayıtların kırılganlıklarından dolayı romanın geçtiği mekanları görme ihtiyacı hissetmiş. İki emekli müftü iki yıl boyunca, Yemen’le ilgili eski kayıtların tercüme edilmesinde kendisine yardımcı olmuş. Mehmet Niyazi ile geçen hafta gezdiği Yemen’den geriye kalanları konuşuyoruz aynı zamanda. Artık Araplaşan Türk ailelerine de misafir oluyor. Mahammed Saim Halil ailesi onlardan biri. Arapça konuşuyorlar, ellerindeki Türkçe mektupları saklıyorlar. Yemen Türküsü söylenmeye başladığında sanki anlamını biliyorlarmış gibi gözyaşlarını tutamıyorlar. Diller farklılaşsa da Yemen türküleri ortak zemini sağlıyor. Mehmet Niyazi, Yemen’deki Türk Koleji’nden de çok etkilendiğini söylüyor. Aslında o okullar ve gösterilen büyük fedakarlık örneği, bir destanın parçası gibidir. Mehmet Niyazi’nin romanı için bir hafta daha bekleyeceksiniz. Son romanı Çanakkale Mahşeri’nin toplam altmış bin sattığını ve her yıl en az üç baskı yaptığını belirtelim. Gitmesek de görmesek de Yemen bir romanla sizin ayağınıza geliyor. Yemen’de neler olup bittiğini ilk kez okuyacaksınız belki. Mehmet Niyazi, Yemen romanını ve Yemen izlenimlerini ilk kez Aksiyon’a anlattı. —Yemen’e ayak basışınızı, ilk izlenimlerinizi ve o anki hislerinizi anlatabilir misiniz? “Yemen” kelimesi bende devamlı hüzün uyandırmıştır. Çanakkale’de büyük ordularla çarpıştık. Ceddimiz Aden’de, bilhassa Cembele’de dünyanın hiçbir milletine nasip olmayan şecaat örnekleri gösterdi. Bir yabancı ansiklopedide “Yemen’de şehit olan Türklerin sayısından tarih ürküyor” deniyor. Bunca şehit verdiğimiz diyara ayak basarken insanın yüreğini nasıl keder doldurmaz! Onları oralarda görür gibi, kahramanlıklarını hisseder gibi, dramlarını yaşar gibi oldum. —Önce Balkanlar, sonra Çanakkale ve şimdi de Yemen... Seri tamamlandı mı, devamı gelecek mi? Yemen’le seri tamamlanmadı. Kanaatimce insan tabiatın değil, tarihin çocuğudur. Acizane tarihi bir atmosfer oluşturma gayreti içindeyim. Yeni nesiller o atmosferi teneffüs ederek yetişirlerse, ciddi bir tarih şuuruna sahip oluruz. Ve biz milletçe tarih şuuruna sahip bir nesle çok muhtacız. Çünkü tarih şuuru kadar doğru yön gösteren bir pusula, ne de onun kadar bir milletin, bir memleketin sigortası olan bir fenomen vardır. Bir de çeşitli sebeplerden dolayı tarihimizde kopukluklar husule geldi; boşluklar ölüm uçurumumuz olabileceğinden geçmişimizle geleceğimizi bağlamak her sorumluluk sahibinin görevi olduğu için tarihi romanlara devam etmeyi düşünüyorum. —Uzunca bir süredir Yemen romanı üzerinde çalışıyorsunuz. Romanı yazarken Yemen’i görmemiştiniz. Bu bir zorluk oluşturmadı mı? Yoksa kaynaklar bu coğrafyayı tanımak için yeterli miydi? Ayrıca romancı belli bir mekanı yazıyorsa orayı görmek zorunda mıdır? Tarih değil, tarihî roman yazmaya çalışıyordum. Tarihi romanın fonksiyonunu ifa edebilmesi için; olaylarla örtüşmesi gerekir. Görmeden yazmak gerçekten zordu. Oraya dair belli bir birikim olmadan gidip görmenin de faydası yoktur. Dağ, taş, çöl görecektik. Oralarda ne cereyan ettiğini bilmeden ne anlayacaktık. Yazarken kaynaklardan faydalanmıştım. Fakat tarihi olaylarda ilk kırılmanın kayıt tutarken başladığının farkındaydım. Dolayısıyla yararlandığım kaynakların ne derecede gerçeği yansıttığını bilmek istiyordum. Bence romancı, hangi olayı yazıyorsa, mümkün olduğu oranla o olayı yaşamalı, o olayın geçtiği yerleri görmelidir. — “Türk tarihi için Yemen niye önemlidir?” sorusunun en kısa cevabı ne olmalı? Babül Mendep Boğazı Kızıldeniz’in, Batı Afrika’nın aynı zamanda Arap yarımadasının, Mekke ve Medine’nin kilididir. Nasıl ki İstanbul’un güvenliği batıda Tuna’dan başlarsa, güneyde de Babül Mendep Boğazı’ndan başlar. Ayrıca Yemen toprağında bulunan Aden limanı da Hind ve Uzakdoğu deniz yollarını kontrol altında bulundurur. —Romanı yazdıktan sonra Yemen’e gitme fırsatınız oldu. Yazdığınız Yemen’le, gördüğümüz Yemen arasında ne gibi farklar vardı? Yazdığım Yemen’le gördüğüm Yemen arasında sadece Yemen’in ruhu olan San’a şehrinde fark oldu. Biz orayı 1918’de Mondros Mütarekesi gereği terk ettik. Yemen’in imkansızlıklarını biliyordum. Günümüzde San’a en fazla iki yüz elli bin civarında nüfusa sahip olmalıydı. Halbuki San’a da bir buçuk iki milyon arasında insan yaşıyor. Bunda da yakın dönemde bulunan petrol ve doğalgaz önemli rol oynamış. Hesabımda bu yer altı zenginlikleri yoktu. —Yemen’de sizi en çok etkileyen şey neydi? İsyanlar diyarı bildiğimiz Yemen’de belli zümrelerin dışında geniş halk kitleleri Osmanlı’ya bağlıydı. Osmanlı’nın Yedinci Kolordusu orayı terk ederken Yemen’in kalbi sayılan Şerare Meydanı’nda halk toplanmış, askerimizi “Allah Osmanlı’ya yardım etsin” diyerek gözyaşlarıyla uğurlamış. Şimdi gittiğimde Şerare Meydanı’nı adı, hürriyet anlamına gelen Takrir Meydanı olmuş. “Osmanlı’dan kurtulduğunuz için mi, bu meydanın adını ‘hürriyet’ anlamında değiştirdiniz” diye sorduğumda şu cevabı verdiler: “Biz Osmanlı’dan kurtulmadık; Osmanlı dünyanın şartlarından dolayı buradan gitti. O bizim devletimizdi. Bir millet devletini kaybederse bayram yapar mı? Şehare’nin ‘Takrir’e çevrilmesinin sebebi imamlıktan cumhuriyete geçişimizdir. Her rejim değişiklinde bayram ilân edilmez mi?” —Döndükten sonra romanda değişiklikler yapma ihtiyacı hissettiniz mi? Birkaç noktayı değiştirme, bazı dipnotları koyma ihtiyacını duydum. —Gerçek bir savaşı anlatıyorsunuz. Olaylar ve aktörler belli. Yazarken tarihi kaynaklar kullanıyorsunuz ve bilgilerin doğru olmasına dikkat ediyorsunuz. Bu romancının hayal gücünü daraltan, işini zorlaştıran bir unsur değil mi? Gerçek bir savaşı anlatmak, tarihi aktörlere sadık kalmak elbette romancının işini zorlaştırır; hayal gücüne kısıtlamalar getirir. Fakat unutmayalım ki hayattan kuvvet alan sanat ürünleri sağlam, inandırıcı olurlar. Belli özelliklere kavuşmuş eserin elbette zorlukları olacaktır; yazar bunlara katlanmak durumundadır. —Romanda uzun mektuplar yer alıyor. Belki de bu mektuplar romanın tek sivil bölümlerini teşkil ediyor. Buradan romanı yazarken asker ve yakınlarının mektuplarından fazlaca istifade ettiğiniz söylenebilir mi? Elbette bol bol istifade ettim. —Yıllar önce Yemen’e gittiğimde ziyaret edebileceğimiz bir Türk şehitliği bulamamıştık. Eğer doğruysa bu bilgi, Yemen’de bir Türk şehitliğinin olmaması garip değil mi? Maalesef San’a ve çevresinde Türk şehitliği yok. Fakat Menaha yolu üzerinde “cebel” dedikleri dağlık kısımda, göz alabildiğince uzanan “Büyük Türk Mezarlığı” bulunmaktadır. (Yemen için Türk Mezarlığı sözünü kullananlar da var. M.Ö) —Menaha’yı anlatabilir misiniz? Yemen Türküsü’nün burada yakıldığı söyleniyor. Menaha, Yemen’in dağlık kesiminde, Hudeyde’yi San’a’ya bağlayan yolun üzerinde o bölgeye göre büyücek bir ilçedir. Tabii Osmanlı’nın orada büyük bir kışlası bulunuyor. Yemen Türküsü’nün burada yakıldığına gelince, şunu söylemek isterim. Bildiğimize göre, 1904—1905 isyanını bastırmak için Mihrali Bey’in Yemen’e gelişine dair yakılanlar hariç, Yemen’e on tane türkü yakılmıştır. Bunların biri Menaha’da olabilir. Fakat en meşhurları olan “Havada Bulut Yok” türküsünü kast ediyorsanız; o San’a’nın seksen kilometre kadar kuzeyinde, Huş’ta yakılmıştır. Geçit vermeyen kayalık dağların ortasındaki bir tepecikte kurulmuş, küçük bir köy olan Huş’un yolu türküde belirtildiği üzere gerçekten yokuştur. —Yemen üzerine Türküler yakıldı, yüz binleri aşan şehit verdik ama bugün Yemen’e gidip gelen Türk sayısı bir hayli az. Avrupalılar bizden daha ilgili. Bunun sebebi Yemen’in ‘çok uzakta’ olması olamaz herhalde... Yemen’e gidip gelen Türk sayısının azlığını uzaklıkla izah edemeyiz. Yemen’de bizimle mukayese edilemeyecek kadar Alman, İngiliz, Fransız yaşıyor. Onların vatanları ülkemizden Yemen’e çok daha uzak. Batılıların oraya gidişi yeni bulunan petrol ve doğalgazdan yararlanmak içindir. Kültürümüzde bir başkasının ekonomik imkanlarından yararlanmak pek yok. Bizi Yemen’e daha çok tarihi bağlar götürür. Ama maalesef toplumsal hafızamız aşırı derecede zayıf olduğundan tarihi bağlar etkili olamıyor, ister istemez Yemen’e yeterli ilgiyi gösteremiyoruz. —Hiç gat kullandınız mı? Gat kullanmadım; fakat Yemen’de hemen hemen herkesin kullandığını görünce de şaşırmadım. Aksiyon (http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=16662)
emiroğlu
Yaş : Kayıt tarihi : 09/09/08
Mesaj Sayısı : 594
Nerden : İş/Hobiler : Lakap : amcasını arıyor
Konu: Geri: Hangi Kitabı Okuyorsun veya Tavsiye Edersin.. C.tesi 11 Tem. 2009, 12:45